Merhaba arkadaşlar, yeni bölüm sizlerle. Umarım beğeneceğini bir bölüm olmuştur. İyi okumalar, hayatınıza iyi bakın...
Arda
Kolumu yanımda duran Buse'nin omzuna atarak onu kendime çektim. Kollarını belime sararak gözyaşlarıyla ıslanmış yüzünü göğsüme yasladı. Omzunu ovarak onu sakinleştirmeye çalıştım ancak bugün kimsenin sakinleşecek hali yoktu. Herkes bizi derinden etkileyen Kurt'un ölümü için buradaydı.
Katili aramak için ormanın içinde dakikalarca koştum ancak hiçbir iz bulamadım. Nil ile Step'i bıraktığım yere geri döndüğümde ise kendini kaybetmiş bir Nil buldum. Kurt'un cesedini sarsıyor, uyanması için yalvarıyordu. Step ise sessizce yanında durmuş gözyaşı döküyordu. Cesedi hastaneye getirmek için evdeki güvenlik ekibinden yardım istedim. Buraya geldiğimizde ise Kuzu'ya haberi vermek konusunda endişeliydik. Oysaki o kalbinde gerçeği en derinden hissetmiş ve yaşamıştı. Kuzu'yu baygın halde yanında bekleyen Buse'yi ise korkmuş halde bulduk.
"Arda!" diyen sesle arkama baktım. Asım kapıda duruyordu. Ona dönünce kafasıyla koridoru işaret ederek onu takip etmemi istedi. Buse'yi kollarından tutup kendimden uzaklaştırırken "Birazdan geliyorum" dedim. Kafasını onaylarcasına salladıktan sonra odanın içindeki koltuğa gidip oturdu.
Koridora çıktığımda Asım beni bekliyordu. Yanına gidince bana dönerek "Çocukları başka bir eve taşıdık bildin olsun" dedi. "Tamam" diye mırıldanarak cevap verdiğimde "Birim'i de taşıyoruz, Zühtü ekipmanlarını toplamak için oraya gitti" diye devam etti. Korkuyla "Tek başına mı?" diye sorduğumda "Yanında Can var" cevabını alınca devam eden endişemle "Sadece ikisi mi?" diye sordum.
"Müsait başka kimse yoktu. Deni'ye ulaşamıyorum, sen görüştün mü?"
Kaşlarımı çatarken Deni'yi en son ne zaman gördüğümü düşündüm. Zehir'i sorguya aldığımız günden beri onu bir daha görmemiştim. Kafamı iki yana sallarken "Onu en son Zehir'in sorgu günü gördüm" diye cevap verdim.
Asım ağzının içinde küfrederken "Bende, her şey o kadar üst üste geldi ki yokluğunu bile fark etmedim" dedi. ellerini beline koyup ileri geri yürüdü. Ardından durup bana bakarak "Sence katilin elinde olabilir mi?" diye sordu.
"Asıl soru katille birlikte olabilir mi?" diyerek aklımdaki şüpheyi dile getirdim. Asım da benimle aynı şeyi düşünmüş ancak dile getirmemişti. Yüzünde hiçbir değişim olmadı. Bu olasılığın üstüne ikimizde sessizce düşündük. Katilin vücut yapısıyla Deni'nin vücut yapısı farklıydı. Birebir katil olması imkansızdı ama yardım etmiş olabilirdi. Yaşananların başlangıcı Nehir'di. Ancak Deni sevdiği kadının öldürülmesine yardım eder miydi? Üstelik Nehir hamileydi. Kafamı iki yana salladım.
"Nehir'in öldürülmesine izin vermezdi" dediğimde Asım "Emin misin? Nil, Deni'nin bir baba gibi sevdiği patronunu öldürdü. Bunların hepsi çok ince planlanmış bir planın parçası. Deni'nin bu planı yapmak için çok uzun zamanı vardı" diyerek tezimi çürüttü. Olasılıklarla düşüncelerim birbirine girdi. Olabilir miydi? Nehir'i sevmiş gibi davranmış olabilir miydi? Poyraz'ın, Nehir'i koruması için ona vasiyette bulunmuş olması yalan olabilir miydi? Geçmişte yaşananlar gözlerimin önüne geldiğinde Deni'nin Nil'den nasıl nefret ettiğini hatırladım. Onu gördüğü her an bakışlarında nefret apaçık ortadaydı. Lanet olsun! Her şey bu kadar gözümüzün önündeyken görememiş miydik?
Asım'a baktığımda "Ne demek istediğimi anladın" dedi. Yutkundum. "Onu bulmalıyız" dediğimde "Arama emri çıkarttım. Görüldüğü ilk yerde polis merkezine alınacak" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çöplük 2
Action"Hava soğuktu, hayır değildi. Üşüyen bedenim değil ruhumdu. Ruhum artık soğuktu. Hiç olmadığı kadar soğuk. Ne hayatımın aşkı ne de yaşam kaynaklarım beni ısıtamıyordu." (Nil) "Gözlerindeki o boşluk tüm benliğimi etkisi altına almıştı. Tek istediğim...