Günaydın arkadaşlar, umarım beğeneceğiz bir bölüm olmuştur. Bu cuma bölüm gelemeyecek bilginiz olsun. Haftaya Salı görüşmek üzerek. Hayatınıza iyi bakın...
Nil
Gözlerimi açtığımda odada yalnız olmadığımı hissetmiştim. Bakışlarım odanın içinde gezerken onun pencerenin önünde durduğunu gördüm. Dışarıdan sızan sokak lambaları sayesinde uzun bedeni karanlık bir siluet şeklinde görünüyordu. Pencerenin arkasında görünen gökyüzü odanın için kadar karanlıktı.
"Step" diye fısıldadığımda durduğu yerde dikleşti. Gözlerimi kırpıştırıp pencerenin önünde duran bedene daha dikkatli baktım. Onun kim olduğunu anladığımda "Senin ne işin var burada?" diye sordum. Ağzımdaki oksijen maskesi çıkartıldığı için artık daha iyi konuşabiliyordum. Boğazımdaki hırıltı azalmış, nefes alışlarım iyileşmişti.
Bana doğru dönüp yanıma yaklaştı. Kenarda duran sandalyeyi yatağın kenarına çekerek oturduğunda "Seni merak ettim" dedi.
Kaşlarımı çatarken göğsüme sargıyla sabitlenmiş elime baktım. "Step nerede?" diye sorduğumda "Evde" diye kısaca cevap verdi.
Tekrar ona baktım. Öne doğru eğilmiş karanlık gözlerini üstüme dikmişti. "Başka kayıp var mı?" diye sorduğumda kafasını iki yana salladı.
"Bir gelişme?" diye mırıldandığımda aynı karşılığı aldım. "Hastaneden çıkmak istiyor musun?" diye sorduğunda sinirle gülerken "Bu yatağa çakılı kalmak çok hoşuma gidiyor neden isteyeyim ki" dedim.
"Sanki çıkmama izin veriyorlarmış gibi... Doktor taburcu olmama izin vermiyor" diye homurdandığımda "Taburcu olabilirsin" deyince yüzüne şaşkınca baktım.
"Burada kalmanın tek sebebi Step, doktor hastaneden çıkışını onayladı. Step son yaptığından sonra senin hastanede daha güvende olacağını düşünüyor."
Söyledikleriyle yumruğumu sıkarken derin nefesler almaya çalıştım. Çenem öfkeyle kasıldı. Benimle konuşmadan böyle bir karar aldığı için Step'e deli gibi öfkeliydim. İki gündür beni burada bilerek baygın tuttuğunu düşünmek öfkemi daha da arttırıyordu.
Elimi çekiştirdim. Bileğimdeki kelepçe metale çarpıp ses çıkartırken "Çıkar şunu" dedim.
"Önce bir anlaşma yapmamız gerekiyor" dediğinde öfkeyle "Arda!" diye tısladım. Ayağa kalktı. Kollarını göğsünde bağlarken "Ben Step değilim Nil, bunu unutma. Hastaneden çıkmak istiyorsan sana söylediklerimi yapacaksın." Dedi.
"Lanet olası..." diye homurdanırken dişlerimi sıkarak sustum. Derin derin solurken "Ne istiyorsun?" diye sorduğumda "Seni hastaneden çıkartacağım ancak bir daha tek başına hareket etmeyeceksin" dedi.
"Tamam" diyerek hızlı bir cevap verdiğimde "Ayrıca bir hafta daha evde dinleneceksin" diye devam etti.
Güldüm. "Hayır" dedikten sonra biraz doğrulup sırtımı daha da dikleştirerek "Sahaya çıkmayacağım ama eve de gitmeyeceğim. Birim de kalıp neler olup bittiğini görmeliyim" dedim.
"Pazarlık yapacak konumda değilsin Nil. Step'in istediği kadar seni burada tutmaya devam edeceğini biliyorsun."
"Bu saatten sonra benimde burada kuzu kuzu yatmayacağımı sen biliyorsun. Eve gidemem. Beni Birime götür"
Sessiz kalarak arkasını dönüp pencereye doğru gitti. Tekrar bana döndüğünde "Umut her zamankinden daha hassas. Onun annesi için endişelendiğini biliyorum" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çöplük 2
Action"Hava soğuktu, hayır değildi. Üşüyen bedenim değil ruhumdu. Ruhum artık soğuktu. Hiç olmadığı kadar soğuk. Ne hayatımın aşkı ne de yaşam kaynaklarım beni ısıtamıyordu." (Nil) "Gözlerindeki o boşluk tüm benliğimi etkisi altına almıştı. Tek istediğim...