Bar, İstanbul, 2011
Alp, barın üst katından aşağıda eğlenen kalabalığa baktı. Odanın sol tarafındaki duvar boydan boya cam kaplıydı. Dışarıdan bakıldığında hiçbir şey görünmüyordu ama odanın içinden bakıldığında dışarısı çok rahat izleniyordu. Alp ellerini yeni pantolonun ceplerine soktu. Çok fazla değil üç ay önce sefil bir halde boş inşaatlarda uyurken şimdi bu barın küçük bir hissesine sahipti. Çocuk esirgeme kurumundan sonra çalışmak istemiş ama tecrübesizliğinden dolayı kimse onu işe almamıştı. Çaresiz bir halde, beş parasız, sokaklarda dolanırken karşısına ‘o’ çıkmıştı. Kaptan! Gerçek ismini kimse bilmiyordu. Garip, gizemli bir adamdı. Uyuşturucu ticareti yapıyordu. Alp’in yakışıklılığından çok etkilenmişti. Daha fazla üyeye ihtiyacı vardı ve Alp’i bir avcı yapacaktı. Sadece güzel kızları avlayan bir avcı… İşindeki ve kimliğindeki gizeme rağmen çok açık konuşan bir adamdı.
“Bak, genç! Bana daha fazla üye gerek. Yakışıklı bir çocuksun. Eğer bana ortak olursan istediğin kadar paraya ve aynı zamanda kıza sahip olabilirsin.” demişti ilk tanıştıklarında.
”Aklını başına topla. Elindeki fırsatı kaçırma!”demişti daha sonra uyaran bir sesle. Kaptan sonunda kendine uygun bir sağ kol bulabilmişti. Kimsesiz, beş parasız, kaybedecek hiçbir şeyi olmayan bir genç! Kaptan, Alp’e para verecek ve Alp de karşılığında ona üye kazandıracaktı. Üstelik ağzı sıkı bir elaman olacağına da söz vermişti.
Yaklaşan tehlikenin farkında bile değildi. Tüm bu para, pahalı kıyafetler, arabalar başını döndürüyordu. Elbette, başını döndüren kullandığı zevk verici maddeler de olabilirdi. Bunun ayrımına varacak durumda değildi. Sadece güzel kızlar onun müşterisiydi ve şimdi yeni bir ava çıkmaya hazırlanıyordu. Aşağıda pastayı kesen doğum günü kızına baktı.
“Kızın ismi ne?”diye sordu meraklı bir sesle.
“Tuğçe… On altı yaşında çok asi ve hırslı bir kız. İşimize yarayacak cinsten.”Kızın önündeki kalabalık çekilince kızın bacaklarını gördü. ”Ov…”dedi kısık sesle, beğenmişti.
“İşine yarayacak demek! Hangi işine, peki?”
“Sen nasıl kızlarla ilgileniyorsan öyle… Bana bir de erkek müşterilere hap satacak biri lazım.”
Kaptan iki bardağa bira doldurdu. Birine hap attı ve Alp’e uzattı.
“İşte senin sıran!”dedi. Dudaklarında sinsi bir gülümseme vardı.”Şu kızı görüyor musun?”
“Tuğçe’nin yanındaki mi?”
“Evet, işte o Meyra! Kızın en yakın arkadaşı… Bu gece kızı sarhoş edip hap verecek. Kendisi de kullanıyor.”
“Plana dahil olmayı nasıl kabul etti?”
“Yapmazsa ailesi ölür, açık ve net!”
“Kızı aramıza katarsam bana şırınga kullanmayı öğreteceksin, değil mi?”diye şüpheyle sordu genç adam.
“Elbette, ben sözümü tutarım.”Bu tamamen yalandı.”Sana güveniyorum.”
Alp gülümsedi. Hap kısmından çıkmak, kademe atlamak istiyordu. Hızla aşağı indi. Doğum günü kızına yaklaştı.
“Selam!”
Sesini duyan iki kız ona döndü. Alp, içinde hap olan bardağı, sağ elindeydi, Tuğçe’ye diğerini Meyra’ya uzattı.
“Alp ben…” Müzikten dolayı sesini duyurmak için bağırmak zorunda kalmıştı.
“Ben de Tuğçe!”dedi Tuğçe gülümseyerek. Alp, Meyra’ya döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avcı|Tehlikeli Ruhlar Serisi 1|
RomanceAvcı, uçurumun esaretini de gördü, gökyüzünün özgürlüğünü de... Avcı, acıyı da tattı, çaresizliği de... Dünya'nın ona öğrettiği tek şey adaletsizlik Ve bulduğu tek çözüm, her şeye rağmen hayatta kalmak Yemini, bir daha asla güçsüz olmamak Amacına ul...