İstanbul, Taksim, 09:00
“Dün gece bir şey mi oldu?”diye sordu Alp arabayı kullanırken. ”Seni incittim mi? Bir şey mi söyledim?” Sesi sıkıntılıydı.
“Bir şey olmadı.”dedi Tuğçe penceresinden dışarı bakarak aksi bir sesle.
“Niye bu kadar sinirlisin o zaman?”
Tuğçe cevap vermedi. İçindeki, Kalbi Kırık Dökük Tuğçe, Elbette, dedi. Hiçbir şey hatırlamıyor, sana söylemiştim. Genç kız başını salladı. Alp’e sinirli bir bakış attı.
“Bir şey olmadı.”
“Madem bir şey olmadı, anlatmanda bir sakınca yok o zaman.”
“Anlatsam, sanki hatırlayacaksın.”
“Yardımcı olabilirsin.”diye mırıldandı. Neden bu kadar sinirli olduğunu anlayamamıştı. Alnı endişeyle kırıştı.
“Kavga ettik…”
“Onu hatırlıyorum.”diye sözünü kesti.
“Sonra sen def olup gittin, gecenin bir yarısı, sanırım saat üçtü, geri geldin. Seni hırsız sandım. Kafana abajuru yiyordun.”
Alp’in kafasında pek net olmayan anılar canlandı. Güldü.
“Ucuz kurtulmuşum, desene.”Tuğçe anlatmaya devam edecekken sözünü kesti.”Ayrıca bir şey daha, hırsız mı? Gittiğimiz otele ne kadar para ödüyorum, biliyor musun? Dört tarafı güvenlikçilerle çevrili…”
“Her neyse. Yüzünü yıkadım sonra da sızıp kaldın. Hikayenin sonu…”
“Ama üstümde tişört yoktu?”
“Tişörtle yatamam diyip çıkarıp attın.”diye yalan söyledi. Tişörtün gerçek hikayesini hatırlayınca kızardı. Alp bu kızarışı görmüştü.
“Ne oldu?”
“Yok bir şey.”
Alp şüpheyle gözlerini kıstıysa da fazla üstelemedi.
“Nereye gitmiştin?”
“Otelin alt katındaki bardaydım.”
Bir süre boyunca sessizce yol aldılar. Alp ara sokaklara dönecekken Tuğçe’nin sesiyle durdu.
“Şu kenarda beni bırak.”
“Neden?”
“İşim var.”
“Ne işiymiş o?”
“Sana ne?”
“Söylemezsen bırakmam. Şimdi… Hemen söyle.”
“Alış-veriş yapmam gerek.”
“Otelden alırız.”
“Öyle bir şey değil.”
“Nasıl bir şey?”
“İlla söyletecek misin?”diye cevap verdi Tuğçe sıkıntılı sesiyle.
“Pekala, tamam. Kaptan’ı arayıp geç kalacağımızı söyleyeceğim ve en fazla bir saat sonra burada olacaksın.”
“Bir saat hangi kadına yeter, söyler misin?”
“Bir buçuk saat… Seni Galata Kulesinin önünde bekleyeceğim, tamam mı? Telefonunu yanından ayırma ve fazla uzaklaşma.”
Tuğçe arabadan çıkarken gözlerini devirdi.”Tamam, babacığım…”Kapıyı kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avcı|Tehlikeli Ruhlar Serisi 1|
RomanceAvcı, uçurumun esaretini de gördü, gökyüzünün özgürlüğünü de... Avcı, acıyı da tattı, çaresizliği de... Dünya'nın ona öğrettiği tek şey adaletsizlik Ve bulduğu tek çözüm, her şeye rağmen hayatta kalmak Yemini, bir daha asla güçsüz olmamak Amacına ul...