Bölüm 11|Romantizm Oyunu|

11.8K 501 28
                                    

Islak saçlarını kurutup omuzlarından aşağıya kahverengi bir yele gibi dökülmesini sağladıktan sonra banyodan çıktı. Yatak toplanmıştı ve üzerinde ufak bir tepsi vardı. Tepsinin üzerinde biri siyah biri beyaz olmak üzere, kahve ve çay dolu iki fincan koyulmuştu. Ortalarındaki tabakta kek ve kurabiyelerden oluşan bir cennet vardı. Tabağa yaslanmış beyaz kağıt ilgini çekmişti. Uzanıp kağıdı aldı.

“Huzurlu bir günün başlangıcı her zaman kurabiyelerle olmalıdır. Çünkü tatlı küçük kızlar kurabiyeleri severler.

 

                                                                         Isırılmış Kurabiye’den Kurabiye Canavarı’na”

Tuğçe yazıyı okur okumaz gülümsedi. Bu hiç ama hiç adil değildi. Kendisini her defasında bu kadar kolay affettirmesi olacak şey değildi.

“Beğendin mi?”

Arkasını dönünce duvara yaslanıp ellerini göğünde birleştirmiş olan Alp’in kendisine baktığını gördü. Genç adam, yavaşça kıza yaklaştı. Ellerini genç kızın belinde birleştirdi. Yeni yıkanmış ve hala biraz ıslak olan saçlarına doğru eğilip ufak bir nefes aldı.

“Bugün, bugüne kadar olanlar hiç olmamış gibi yapalım mı? Hala sevgiliymişiz gibi. Normal insanlar gibi… Mutlu, huzurlu! Dünyada sadece ikimizin kaldığını düşünerek…”

“Hiç olmamış gibi mi?”

“Hiç olmamış gibi… İki sevgili gibi… Sen ve benim ilk kez “biz” olmamız gibi… İster misin?”

“Sen istiyor musun?”

Alp cevap vermedi ama yüzünde hevesli bir gülümseme vardı. Tuğçe şaşkın, başını salladı.

“Kuralları belirliyorum, o zaman.”

“Hayır, kural filan yok. Kuralsız yaşamak istiyorum bugünü.”diye mızmızlandı Tuğçe.

“Kurallar olmak zorunda.”dedi Alp onaylamayan tatlı bir tavırla.

“Niye?”Tuğçe çocuk gibi dudak bükmüştü. Alp, genç kızın sarkan alt dudağına baktı.

“Eğer böyle mızmızlanıp kabul etmezsen, sana kuralları hatırlatabileyim diye.”

“Neymiş kurallar?”

“Madem her şeyi unutmuş iki sevgiliyiz. Sevgili gibi davranmamız gerekir ve takdir edersin ki sevgililer öpüşebilir. Aslında sevgililer başka şeyler de yapabilir ama ben ne kadar istersem isteyeyim senin kabul etmeyeceğini bildiğimden sapık düşüncelerimi bir rafa kaldırıyorum.”

“Sapık olduğunu kabul etmene sevindim. Devam et.”

“Ben sapık değilim. Erkeksi dürtü diye bir şey var. Her neyse… Bugün eski konulardan bahsetmek asla ama asla yok. Bahseden cezalandırılır.”

“Ceza mı? Ne cezası?”

Alp gülümseyerek dudaklarını öper gibi büzdü. Havada bir öpücük sesi asılı kaldı.

“Bil bakalım ne?”dedi gülümseyerek.

“Anladım.”

“Ve son olarak mümkünse zehirsiz geçen bir gün olsun. O yüzden eğer gün içinde krize gireceğini düşünüyorsan daha başlamamışken hap mı alacaksan ne alacaksan al. O zehrin ismini bugün duymak bile istemiyorum.”

“Tamam. Şimdi her şey bittiyse artık kurabiyelerimi yiyebilir miyim?”

“Ben de seni yiyebilir miyim?”Kızın dudaklarına doğru eğildi.

Avcı|Tehlikeli Ruhlar Serisi 1| Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin