Bölüm 22|Çarpı On Dokuz|

7.5K 457 35
                                    



Bu bölüm bir dönüm noktası… Tüm hikayeyi farklı bir yere sürükleyecek cümleler ve olaylar bu bölümün içinde gizli. Çok sakin bir bölüm gibi gelecek size, biliyorum ama asıl değişimi bu sakinlik verecek sizlere. Fırtına öncesi sessizliğe hazır mısınız?

|||

Avcı’da daha önce

Tuğçe fırının içindeki tepsiyi çıkartırken Alp televizyonu kapatıp mutfağa yöneldi.

“Fırında tavuk!” diye bağırdı genç adam tepsiyi görünce.

Tuğçe gülümsedi. Alp yanına yaklaşıp kızın yanağına bir öpücük kondurdu.

“Teşekkürler.”          

“Bak bakalım, beğenecek misin?” diyerek onu sandalyeye oturttu Tuğçe.

Alp tavuğundan bir ısırık alarak çiğnedi ve yuttu.”Immm…”diye mırıldandı beğeniyle.

Genç kız neşeyle gülümsedi.

“Bu kadar yetenekli olduğunu bilmiyordum.” derken Alp’in gözlerinde hayranlık ve gurur vardı.

Tam o sırada Alp’in telefonu çalamaya başladı. Ekrandaki ismi görünce birden gerginleşmişti.

|||

“Huzurluyuz ya, mutluyuz ya hemen boz, p*ç herif…”diye öfkeyle mırıldandı Alp.

Tuğçe çatalındaki tavuğu ağzına attıktan sonra “Kim arıyor?” diye sordu.

“Kaptan, tabii ki…”Ayağa kalkıp salona gitti. Pencerenin önünde durduğunda ancak telefonu açmıştı.

“Efendim?” dedi sıkkın sesiyle. Gece gibi siyah olan gözleri karanlığa bakıyordu.

“Hangi cehennemdesin sen?!”

“Ne oldu?”

“Polis bastıktan sonra ne sen ne de Tuğçe bara geri gelmediniz. Polise haber veren sizseniz eğer-…”

“Bize olan güvenin gözlerimi yaşarttı, Kaptan. Ben burada bizi ihbar edenin kim olduğunu bulmaya çalışayım, sen benden şüphelen.”

“Öyle mi, Avcı?” Kaptan’ın sesi hala sinirli geliyordu.

Alp gözlerini devirdi. Kaptan sinirlendiğinde sağ kol, birden bire ‘Avcı’ oluyordu.

“Polisler o gün kaçarken Tuğçe ve beni gördüler. Bir süre etrafta dolaşmamak için şehirden ayrıldık. Ben de şüphelendiğim birkaç kişiyi gözden geçiriyordum. Daha önce böyle bir şeye kalkışabilecek biri olmamıştı. Bizi kim ihbar edebilir, diye düşünürken aklıma en yeni olan geldi.”

“Kimden bahsediyorsun?”

“Kimden bahsettiğimi biliyorsun.” derken arkasını dönüp Tuğçe’nin onu dinleyip dinlemediğine baktı. ”Şu yeni çocuk…”diye fısıldadı telefona.

“Barmen?”

“Evet. O çocuğa güvenmiyorum. Ama sen şimdilik sadece gözdağı ver. Ona belli etmeden sanki tüm çalışanlara yapılan bir uyarıymış gibi… Ben dönünce kendim halletmek istiyorum.”

O an beline sarılan kollarla irkildi. Tuğçe ona arkadan sarılıp yanağını sırtına yaslamıştı. Sinirli ve gergin olan kasları birden gevşedi ve kızın elini alıp dudaklarına götürdü. Tuğçe, genç adamın omzuna ve ensesine birkaç öpücük koyunca kasıldı ve teni gerginleşti.

“Tamam.” diyen Kaptan’la kendine geldi. Arkasını dönüp kolunu Tuğçe’nin beline dolarken Kaptan konuşmaya devam ediyordu. ”Tuğçe nasıl?”

Avcı|Tehlikeli Ruhlar Serisi 1| Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin