Abisinin Arkadaşı

543 61 17
                                    

    Manami abisinin sakinleşmesini bekleyip Jülide'yle eve geçeceklerini söyleyip ayağa kalktılar. Hiroko da ayağa kalktı. Elini tam uzatacaktı ki aklına Jülide'nin tokalaşamadığı aklına gelip hemen vazgeçti. Onun yerine başını öne eğerek selâm verdi. Jülide de ona gülümseyerek aynı şekilde selâm verince, Manami abisine ufak işaretler yaparak yanaklarının al al olmasına sebep oldu. Hiroko binânın dışına kadar yolcu etmek istediyse de Manami abisini düşünerek yorulmamasını, işinden tâviz vermemesini söyleyerek aşağıya kadar inmesini istemedi. Asansöre kadar yürüdü Hiroko. Aslında mantığı yeni çizeceği elbise tasarımlarında olsa da, kalbi Jülide'nin gözlerine saatlerce bakmasını istiyor; sanki o giderken ömrünün son günlerini yaşıyormuş gibi kalbi sızlıyor, nefesi sıklaşıyordu. Asansörün kapısı kapanınca kendisini toparladı ve odasına geri döndü. Jülide nasıl olsa hemen dönmeyecekti ya, 1 ay boyunca gezi yapmak için ailesinden izin aldığını öğrenmişti. Rahatladı ve derin nefes aldı. İşine çabuk odaklanıp tasarımlarını ne kadar çabuk çizip bitirirse, toplantıyı yapıp eve gitmesi de o kadar çabuk olacağını biliyordu çünkü...

    Öte yandan asansörün kapısı kapanınca Manami kaşlarını kaldıra kaldıra;

    -Abim senden etkilendi galiba, dedi kıs kıs gülerek... Jülide kıpkırmızı oldu bir anda ve hemen savunmaya geçti;

    -Manami ne alâka ya, ne diyorsun? Aşkolsun ya!

    Manami son katlara doğru yaklaştıkça kuvvetli bir kahkaha koyuverdi. Jülide yanaklarının alev alev yandığını farketti ama çok geçti. Asansörün kapısı açıldığında Hiroko'nun yardımcısı ve en yakın arkadaşı olan Harumo Manami'ye şaşkın şaşkın bakarken Manami; "acaba kahkahamı mı duydu da bakıyor?" diye düşününce yanaklarının kızardığını hissetti. Harumo da kızardığını farkedince bakışlarını düzeltti ve toparlandı. Sonuçta patronun kızı o...

    -Hoşgeldiniz Manami hanım, dedi. Manami de selâmına karşılık verdi ve "hoşbulduk" diyebildi kısık bir sesle...

    -Geldiğinizi farketmemiştim. Yeni mi gelmiştiniz?

    -Evet, abimi şey pardon Hiroko beyi ziyâret etmiştik. Jülide'ye ofisimizi göstermek istemiştim. Eee şey pardon, bu arada arkadaşım Jülide. Jülide bu da abim Hiroko'nun en yakın arkadaşı ve ofiste yardımcısı Harumo bey...

    Harumo bey de Hiroko gibi tokalaşıp baş eğerek selâm verecekken Manami hemen hatırladı;

    -Ha bu arada Harumo, Jülide Müslüman olduğu için tokalaşamıyor. Az evvel abime de yanlış anlamasın diye izah ettim de, o yüzden...

    Jülide de Manami'ye gülümseyerek; "inceliğin için teşekkür ederim" dedi. Harumo da; "anladım" dedi gülümseyerek. Manami'nin yanına kadar gitti ve kulağına eğilerek; "Harumo mu?" dedi. Manami de pot kırdığını anladı ve toparlamaya çalışırken yine tunç gibi kızarmaya başladı. "Şey özür dilerim Harumo bey bir anda ağzımdan..." Harumo; "tamam tamam şaka yaptım, oldum olası hep özür diliyorsun zaten" dedi Manami'nin sözünü keserek... "Jülide hanım sizinle tanışmak benim için bir onur, Manami hanım abiniz Hiroko beyle toplantımız var birazdan. İsterseniz toplantı başlamadan evvel sizi eve bırakabilirim..." dedi. Manami; "yok, biz zaten yürüyerek gelmiştik. Jülide'yle etrafı geze geze eve dönmeyi düşünüyoruz, değil mi Jülide?" diyerek topu Jülide'ye attı. Jülide de Manami'nin kaş göz işaretlerinden gelen gizli mesajı alarak sanki ağız birliği etmiş gibi; "evet Harumo bey, geze geze gideceğimiz için bu seferlik bizi hoş görün. Belki başka sefere..." dedi. Manami son cümleyi duyunca Jülide'ye öyle bir bakış attı ki... Harumo; "tabii, seve seve müsait olduğunuz bir gün Manami'yle seni yani şey Manami hanımın da bizimle birlikte gezi yapmasını isterim" dedi. Manami başını eğdi ve; "belki başka sefere" dedi. "Görüşürüz." Harumo da; "görüşürüz" diyerek karşılık verdi ve içeri girdi.

    Yola devam ettikleri sırada Jülide Manami'ye;

    -Manami, bir şey soracağım sana ama kızmak yok.

    -Ne soracağını gâyet iyi biliyorum. O yüzden garanti veremem.

    -Ya dur, bir sâniye! Sâkin! Harumo beyle gezme fikri niye hoşuna gitmedi ki? Abin, sen, ben, o...

    -Neee?

    -Bağırma bir sâkin ol! Herkes bize bakıyor.

    -Sen ne dediğinin farkında mısın?

    -Ne var ki dediğimde? Hem hissettiğime göre Harumo bey sanki sana karşı farklı duygular besliyor.

    -Jülide kendine gel. O benim abimin hem okul hem iş arkadaşı. Olamaz öyle şey!

    -Neden olmasın ki? Arkadaşının kız kardeşini sevme yasağı mı var?

    -Yok da...

    -Eee?

    -Jülide ne olur konuyu kapatalım artık. Yok öyle bir şey.

    -Tamam tamam kapattım.

    Eve yaklaştıklarını farkettiler. Ne ara eve gelmişlerdi? Eee, o kadar konuşurlarsa farkedemezler tabii. Jülide Manami'ye; "seni gidi seni" der gibi kafa tartıp gülümsedikçe, Manami Jülide'ye hafif bir omuz atarak alınmış gibi dudağını büzdü. Jülide; "tamam ya şaka şaka" diyerek boynuna atladı. Manami de;

    -Bir daha o şekil şaka yaparsan ben de abimle ilgili sana bazı şakalar yapabilirim ha, ona göre!

    -Abinle ilgili mi?

    -Evet.

    -Ne oldu ki? Ne demek yani?

    -Neyse sonra er yada geç anlarsın...

    Şimdi gülme sırası ondaydı. Jülide hiçbir şey anlamamıştı ama o güldükçe nedense kızarmaya da başlamıştı. Annesi neşeyle gülen kızını görünce mutfağa yardıma çağırdı. Jülide de yardım etmek istedi. Ona da yumurtalı omlet yapıp şerit şerit kesme görevini verdiler. Jülide yumurtanın bu şekilde kesilebildiğini ilk defa görmüştü ve hoşuna gitmişti. Yavaş yavaş Japon mutfağına da eli âşinâ oluyordu. Akşam yemeği sonrasında da çay serenomisi yapılıyordu. Bu da onun hoşuna gitti. Ama aklına takılan soru, acaba Hiroko da gelecek mi? Tıpkı Hiroko'nun da onu düşündüğü gibi...

    Hayırlı akşamlar kitap okuyucuları kardeşlerim... Ben bir karar aldım, bu İslâmî kurgu hikâyeme ve her bölüme yeteri kadar beğeni yapılmazsa yeni bölüm paylaşımı yapılmayacak. Emeğimin karşılığını görememek beni çok üzüyor, çok uğraştım resimler aradım acaba yarım kalan hikâyemi nasıl tamamlasam diye düşündüm. Belki aradan zaman geçti ama hâlâ okunabilecek güzel bir hikâye olduğunu düşünüyorum. Değilse bile fikir verilebilirdi. Ben herkesinkini beğeniyorum ama benimki niye beğenilmesin öyle değil mi? Hepinizi Allah'a emanet ediyorum, sağlıcakla kalın...

Mehtap Sertbaş

JÜLİDE'NİN HİROKO'SUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin