Bakışmalar

374 35 7
                                    

    Yürüye yürüye bir evin kapısına kadar geldiler. Kapıdaki kamera onlara dönünce kapı otomatik açıldı. Evin kapısına doğru gelen yakışıklı bir adam vardı. Jülide; "buraya ne diye geldik?" diye düşünürken adamı bir yerden tanıdı ama hemen çıkaramadı. Sonra Manami ona seslenince tanıdı. Bu adam Hiroko'nun arkadaşı...

    -Harumo selâm...

    -Selâm Manami... Hoşgeldiniz...

    -Hoşbulduk. Annenle baban evde mi?

    -Evdeler. Buyrun buyrun içeri buyrun.

    Jülide'yle içeri geçtiler. Harumo'nun annesiyle babası güler yüzüyle her ikisini de selâmlayıp karşıladı. Bu ev de çok güzeldi. Ufak bir tanışma sohbetinden sonra öğrendi ki Manami'yi Harumo evine davet etmiş, Jülide'den bahsetmiş, onlar da tanışmak için davet etmişler. Harumo'nun babası eski kılıç ustalarındanmış. Şu meşhur hayranı olduğu Samurailerden... Jülide duyar duymaz çok heyecanlanmıştı. Şimdilerde ise gençlere savunma sanatları olan Aikido, Taekwando ve Jujitsu dersleri veriyordu. Manami de Jülide'nin çok merak ettiği savunma sanatlarını resmen ayağına kadar götürmenin mutluluğu içerisindeydi. Jülide bunu anladı ve Manami'ye çok teşekkür edip boynuna sarıldı. Bir ay içerisinde artık evine yolculuk edene kadar Harumo'nun babası Takuta-san hocadan günde 1 saat ders alabilecekti. (Bu arada San çok büyük usta hocalara verilen bir lâkaptır.) Ücret yoktu ama üstâd hoca ücret olarak, hanımı Saike'ye Türk yemeklerinden her gün sadece bir çeşit yapıp tanıtmasını istedi. Jülide seve seve kabul etti.

    Çaylar içilip sohbet edildikten sonra müsaade istediler. Harumo evin bahçe kapısına kadar eşlik etti. Manami'yle Jülide'yi başıyla selâmlayarak yolcu edip vedalaştılar. Eve doğru giderken arada bir arkasına bakıp Manami'ye anlamlı anlamlı baktı. Manami de ona... Jülide farketti ama renk vermedi. Evin yolunu tuttular sohbet ede ede...

    Onlar eve giderken işte olan Hiroko, yapılacak elbise tasarımlarını tekrar gözden geçirdi, kalıplarını inceledi ve bazı örnek tasarımları biten elbise kreasyonlarını inceledi. Onay gereken evraklarını babasının yerine imzaladı ve üretimleri kontrol etti. Çok yoğun geçen bir günün, eve gitme saatine yakın ancak bir saate doğru odasına gidip dinlenebildi. Bazen çok yorucu geçebiliyordu. Adeta sandalyesine gömülüverdi. Yorgun kiprikleri kapanınca gözünün önüne Jülide'nin güler yüzü geliverdi. Gözlerini açtı, saate baktı. Eve gitme saati çok yaklaşmıştı. Artık kalbinin yeniden atmasına sebep olan Jülide'yi evde görebilecekti.

    Eve giden Manami'yle Jülide bir süre sessiz sessiz yürüyüş yaptılar. Sonunda Jülide daha fazla sessizliğe dayanamayıp Manami'ye soru sordu;

    -Manami, sana birşey soracağım ama çok sessizsin.

    -Ne bileyim, eve gidiyoruz diye sessiz kalmak istedim.

    -Ben sanki sende birşey sezdim gibi...

    -Ne?

    -Sanki Harumo'ya karşı biraz hoşlantı gibi birşey var, doğru mu anladım?

    -Nerden çıktı? Neler söylüyorsun? Saçmalama sakın!

    -Yok yani olsa bile ne olur ki? Mesela o sana ilerde açılsa, hislerini söylese bile ne olacak ki?

    -Öyle birşey olmaz!

    -Bence o ilerde sana açılır.

    -Açılmaz, o çok utangaç ama...

    -Yani açılmasını istiyorsun?

    -Hayır ondan değil...

    -Ama ümitli konuştun. Ya tamam ama, geçiştirmeye çalışma, resmen belli oluyor. Merak etme aramızda kalacak, nâmus ve şeref sözü hatta yemin ediyorum...

    -Tamam yaaa, pes ettim Jülide. Evet Harumo'dan hoşlanıyorum. Abimle arkadaş olduğundan beri böyle bir his var ama bak söz verdin, ona veya ailemden birine söylersen karışmam, ona göre!

    -Asla! Manami sen beni yanlış tanımışsın kardeşim. Şöyle söyleyeyim, beni işkenceye tutsalar da benden laf çıkmaz. Sen beni bilmiyor musun?

    -Doğru da, ne bileyim yine de söylemek istedim. Çünkü korkuyorum. Bu ilk kez başıma geldi ve ailemin hatta onun yanlış anlamasından korkuyorum.

    -Ya ben ona niye söyleyeyim? Bırak o sana asıl söylesin. Zaten yakında söyler bence.

    -Yok beee!

    -Valla söyler. Ahanda buraya yazıyorum söyler.

    -Bilmem ki...

    -Ne bilmem! Ya sana nasıl bakıyordu görmedin mi?

    -Eee, peki bu neyi değiştirir sence?

    -Herşeyi... Kısaca bekle ve gör. Umutsuz olma derim. Her an herşey olabilir.

    -Pek sanmıyorum da neyse...

    -Yok öyle düşünme. Belki şimdiye kadar söyleyemediyse de bir sebebi vardır. Mesela işini iyice sağlama almak, para biriktirmek veya aileye daha yakın olmak gibi... Bir de onun açısından bir düşün...

    Manami Jülide'nin dediğini düşününce hak verdi. Bir erkek olsaydı, önce sevdiği kızın gözüne girebilmek için sağlam bir iş bulup biraz para biriktirdikten sonra ailesiyle yavaş yavaş irtibat kurarak ahlâkıyla göze girmeye, onları kendisine sevdirmeye çalışırdı. Harumo da aslında öyle yapmıştı. Hiroko'yla okuldan sonraki arkadaşlıkları üniversite ve işe de yansıdı. Aileler daha çok kaynaşıp birbirleriyle sanki kardeş gibi yaklaşmıştı. Hiroko'nun babası Harumo'ya duyduğu sevgi ve güven sayesinde Hiroko'ya yardımcı olarak atamıştı. Parasal yönden de iyi konuma gelmişti. O zaman, Jülide'nin de dediği gibi yakında herşey garanti olduğu için ona duygularını açabilecek. Kalbi küt küt etmeye yetti düşünmesi bile...

    -Eee, ne düşündün? Haklı mıyım?

    Manami daldığı yerden hemen çıkarak onaylar şekilde kafa salladı. Sonra eve yaklaştıklarını farkedince irkilip;

    -Jülide bak, bu konuşma yalnızca aramızda kalacak. Bak söz verdin, yemin de ettin. Hatta inandığın ve benim de hoşlandığım, tanımaya başladığım ve dua ettiğim Allah adına söz ver kimseye söylemeyeceğine...

    -Ya Manami, Allah aşkına çocuk muyum ya iki de bir tembihliyorsun. Ya ben zemzem içtim, nasıl yalan söylerim?

    -Olsun. Belki ağzından kaçırırsın...

    -Tamam için rahat olacaksa, bana güvenin artacaksa Allah şâhit olsun ki yemin ederim aramızda kalacak. Oldu mu Manami? Bunu da bozacak değilim ya!

    -Bilemem.

    -Ya seni ben var ya yerim artık yerim yerim...

    Jülide Manami'nin yanaklarını makas manyağı yaptı sonra hızını alamadı gıdıklamaya başladı. Tiki olan Manami elinden kurtulup evin bahçesinde kaçmaya başladı. Jülide kovalarken Manami kaçarken kızların geldiğini anlayan Miyako hanım Taishi beyi de cama çağırarak gizlice kızların eğlencesini bozmadan keyifle izlediler. Sonra içeri gittiler. Bu durumdan habersiz kızlar epey kaç-kovalanın ardından tam Jülide Manami'yi yakalayıp var gücüyle gıdıklıyordu ki bahçenin otomatik kapısı açılıp Hiroko'nun arabası içeri girdi.

JÜLİDE'NİN HİROKO'SUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin