Ani Misafir

332 34 14
                                    

    Kahvaltı bitip mutfak bir güzel toparlandıktan sonra tam odalara çekileceklerdi, evin telefonu çalınca Miyako hanım telefona bakmak için oturma odasına tekrar gitti. Manami odaya girmedi, Jülide'yle odalarının ağzında el ele telefonun kimden geldiğini anlamaya çalıştılar. Oturma odasına gitmeye bile gerek yoktu zaten annesinin sesi net bir şekilde duyuluyordu.

    -Manami, burda beklemeyelim bence. İçeri geçelim.

    -Ya bir sus Jülide yaaa! Anlamaya çalışıyorum...

    -Tamam be sustum. Ama ayıp...

    -Sus kız!

    -...

    Jülide ağzına fermuar işareti yaptı ve arayan kimse annenin sesi gayet neşeli geliyordu.

    -Siz misiniz Saike hanım? Çok memnun oldum aradığınız için... Sizler nasılsınız, Takuta beyler nasıllar?

    Manami; "ayyy bunlar Harumo'nun annesiyle babasının ismi Jülideee..." deyince Jülide şaşırmamış bir edayla; "eee..." dedi. Manami de eliyle sus işareti yapıp konuşmanın devamını dinlemek istedi meraktan açılan gözlerle...

    -Aaa! Tabii tabii, müsaitiz. Buyrun gelin. Hem çocuklar da işten o saatte gelmiş olur. Çay içeriz...

   Manami daha da şaşkın bir vaziyette; "bize çay içmeye geleceklermiş. Hem de hep birlikte..." deyince Jülide; "duydum n'oldu ki yani?" deyip gayet sakin bir şekilde konuşunca Manami; "daha ne olsun? Ya Harumo beni sevdiğini ailesine söyleyip buraya da kız istemeye geliyorlarsa?" dedi. Jülide de arkadaşının sırtına elini koyup; "valla çok güzel olmuş olur" deyip gülmeye başladı. Manami; "ya saçmalama olur mu hemen öyle?" deyince Jülide ciddi bir surat ifadesiyle; "yaaani!" demek zorunda kaldı. Yine sus işareti geldi Manami'den...

    -O zaman akşama görüşürüz...

    Miyako hanım telefonu kapatır kapatmaz oturma odasından çıktı ve Taishi beye misafirin geleceğini haber vermek için yatak odasına gitti. Tabii bizimkilerin telefonu duyduğunu giderken anlamıştı. Gelince mutfakta hazırlık yapmak için Manami'ye yine de söyleyecekti. Taishi bey de çok sevindi. Emekli olduğundan beri anca hep beraber oturabileceklerdi. Ondan önce hep işte olduğu ve iş seyahatlerine denk geldiği için hanımlar birbirini görebiliyordu. Evin erkekleri zaten işte çok iyi anlaştıkları için ayrıca çok mutlu oluyorlardı. Jülide'ye çok güzel bir tevâfuk denk gelecekti, o da iki ailenin birbirine olan sımsıcak bağları...

    Evde durumlar böyleyken Harumo'nun cep telefonu çaldı. Annesi arıyordu, önemli bir durum olur diye açtı.

    -Alo, anneciğim. Önemli bir durum mu var? Kötü bir şey mi oldu?

    -Ha, iyi o halde... Ben de sandım babama bir şey oldu... Tamam, biz işten çıkınca direkt geliriz Hiroko'yla, ben bir haber vereyim ona...

    -Tamam o zaman akşama hep birlikte görüşürüz...

    Harumo telefonu kapatınca imzalanacak evrakları toparladı ve arkadaşının odasına gitti. Yolda sekreterlerden biri kahve getirme bahanesine otuz iki dişini göstere göstere gelip boya küpü suratıyla ve mini eteğiyle onun aklını çelmeye, dikkat çekmeye çalışıyordu.

    -Harumo bey, size kahve getirmiştim...

    -Yok sağol Hiroko beye gidiyorum şu an...

    -Tamam da ayakta da olsa içseniz...

    -Sonra, sonra...

    Acele acele Hiroko'nun odasının kapısını tıklatıp içeri girdi. O da geride kalıp öylece bekleyince Hiroko;

JÜLİDE'NİN HİROKO'SUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin