Harumo Artık Söylüyor

379 36 30
                                    

Bu bölüm lilamavisiyah adına ithaf edildi

    Çaylar içilirken laf lafı açıp sohbet koyulaşınca Taishi bey;

    -Eee, senin oğlan ne zaman evleniyor bakayım?

    Taishi bey böyle söylerken Harumo birden çayı boğazına kaçırınca kuvvetli bir öksürük odaya doldu. Hiroko gülerek; "helal, helal!" deyip arkadaşının sırtına var kuvvetiyle vurdu. Harumo da Hiroko'nun gözlerine manalı manalı baktı. Kızlar uzaktan ne denildiğini duyunca sessizce kıkırdadılar. Hele Manami kıkırdarken Harumo'nun ona derin duygular içeren bakışlarını farkedince yanaklarına doğru yürüyen bir sıcaklık hissetti. O sıcaklığın ne olduğunu biliyordu. Yine istemeden de olsa kızarmıştı...

    Harumo da Manami'den geri kalır durumda değildi ama kıza sürekli bakarsa yanlış anlaşılır diye düşünüp bakışlarını çevirdi. Babasının sesiyle daldığı yerden irkilip uzaklaştı hemen...

    -Sizde de hanım hanımcık, okumuş, kültürlü ve ayrıca çok da güzel turist ağırlayan bir kızınız var elbet...

    Hanımlar birbirine bakıştılar. Sonra birden gülüşmeler... Taishi bey de;

    -Evet ya, Manami de büyüdü sonuçta. Tıpkı abisi gibi kültürlü, edepli ve ayrıca bu evin pamuk prensesi...

    Harumo şaşkın şaşkın Hiroko'ya bakıp konunun nereye doğru gideceğini tahmin etmeye çalışırken Jülide;

    -Kızım, varya bunlar galiba Harumo'ya seni isteyecekler. Bak gör!

    Manami'nin kulağına söylenen fısır fısır bu konuşma tüylerinin diken diken, yanaklarınınsa daha al al yanmasına sebep oldu.

    Takuta amca kızların oturduğu yere doğru dönerek;

    -Şaka maka Taishi-san. Yıllar ne çabuk ilerliyor değil mi? Daha dün çocuklar şu kadarcıktı şimdi büyüdüler bizim boyumuzu da geçtiler ve güzelleştiler. Ne dersin bahse girelim mi bunlar birbiriyle evlensin?

    Harumo'yla Manami uzak olsalar bile sanki bu konu açıldığından beri renkten renge giriyorlardı. Taishi bey neşeyle gülmeye başladı. Hiroko fırsattan istifade Harumo'nun kulağına eğilip; "hadi yine iyisin, ailene söylesen kızmayacaklar" deyince Harumo arkadaşına kuvvetli bir omuz vurup iteledi. Aynı şeyi Jülide de Manami'ye yapınca Manami artık kırmızı mavi âdeta Trabzonspor forması gibi parıldıyordu.

    Miyako hanımla Saike hanım gençlerin bu hallerine önce gülseler de sonra acıyıp şöyle demek zorunda kaldılar.

    -Yeter beyler! Çocukların üstlerine gitmeyin artık...

    Takuta-san'la Taishi bey gülümsemeyi bırakıp ciddileştiler. Manami boş bardakları mutfağa götürme bahanesiyle odadan çıkmak zorunda kaldı. Yüzünü elledi, alev alev yanıyordu. Hiç bu kadar utanmamıştı daha evvel. Ama biraz da bu durum hoşuna gitmişti. Jülide de peşinden gidecekti, sonra biraz yalnız kalmasının iyi olacağını düşünüp vazgeçti.

    Çayını bitiren Harumo biraz balkona çıkmak ve serin havanın etkisiyle az evvelki atmosferin yüzünde bıraktığı izleri azaltmak sebebiyle odadan çıkmak için büyüklerden izin istedi. İzin alınca odadan çıktı. Tam balkona doğru gidiyorken odaya giden Manami'yle karşılaştı. Manami'nin yüzü yine al al yanmaya başladı. Aceleyle odanın kapısına yönelen Manami'yi tam zamanı diye düşünüp durdurdu Harumo...

    -Manami! Biraz konuşabilir miyiz, iznin olursa...

    Elini tutup kapıdan uzaklaştırdı Manami'yi... Manami şaşkın şaşkın elini tutan Harumo'ya bakıp;

JÜLİDE'NİN HİROKO'SUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin