~Bölüm 22~

35 2 0
                                    




Sıkılmanın artık zirvelerindeydik ve sınırları zorluyorduk. Bu suskunluk mide bulandırıcı olmaya başlamıştı artık. Tüm erkekler o abiye yardıma gitmişti bizim kızlarda sus pus olmuşlardı. Kimseden çıt çıkmıyordu. "Bir şeyler yapalım ya." Dedim ayağa kalkarken. "Otur kızım sen hamilesin." Dedi kadın elimden tutarak. "Abla bırak ya! Böyle giderse sıkıntıdan düşüreceğim çocuğu!" Diye bağırdım. "Ne!? Çocuğuma iyi bak kadın!" Diyerek buraya koşmaya başladı Demir. Birleri bu role kendisini fazla mı kaptırmıştı? Kamyondan atlayarak onun yanına gittim. "Şş yakışıklı sen kendini çok kaptırdın." Dedim fısıltıyla. "Yoo ben ciddiyim." Dedi. Yutkundum. "Yoksa bir şizofrene mi aşığım?" Diye sordum. Güldü. Hatta gülüşleri kulaklarına vardı diyebilirim. "Evet aşıksın. Aşıksın ya sen! Sen bana aşıksın lan!" Dedi gülerek. "Gerçekten şizofren!" Dedim korkuyla kaşlarımı çatarak.

"Ben kendi içimde ki çocuğu senin kalbine bıraktım, ondan bahsediyordum." Dedi Demir bana yaklaşarak. Gülümseyerek ona baktım. Neden böyle özlü özlü cümleler kuruyordu acaba? Sürekli beni kendisine çekiyordu. Ben ona çoktan bağlanmıştım, haberim bile olmadan hemde.. Ama bu kadarı korkutucu olmaya başlıyordu. Kollarımı boynuna doladım. Demir de belime bağladı ve sırtımı kamyona yasladı. "Beni deli ediyorsun." Diye fısıldadı. Yutkundum.

"Öhö öhö abi!" Dedi Asaf buraya yaklaşırken. O hep böyle bana abilik taslıyordu. Ve taslayacaktı da. "Ne var?" Dedi gözlerini gözlerimden çekmeyerek. "Bu gidişle burada sabahlayacaz, kızlar bir şeyler yapalım diyor." Dedi Asaf. "Yaparız.." diye mırıldandı. Sanki onu hipnotize etmişim gibi gözleri yüzümde geziniyor ve otomatik cevaplar veriyordu. "Hadi o zaman!" Dedi Asaf ve gelip Demirle beni ayırdı. Boğazımı temizleyerek etrafa bakındım. Hepsi kamyondan inmiş bizi izliyordu. Yüzümü ateş basarken Çınar abinin hızla yanımıza gelip Demire yumruk atmasıyla Demir silkelenerek kendine geldi . Şimdi ne gerek vardı vurmaya!? "Sağ ol kardeşim." Dedi Demir Çınar abinin omuzuna elini koyarken. Şaşkınlıkla ona baktım. "Her zaman." Dedi Çınar abi sırıtarak.

Demirin telefonu çalınca sinirle ona baktım. Bu kaçıncıydı artık. O ise bana bakmamaya özen göstererek biraz uzaklaştı. Bizde bir tane ateş yakmak için odun, dal, çer çöp ne varsa toplamak için ayrıldık. Etrafıma bakıyordum ama bakan kör gibiydim, her yer zifiri karanlıktı. O sırada Çınar abi ve Bersunun sesini duydum.

"Parmağım ya!" Dedi Bersu oflayarak. "Bu kadarcık şey mi acıdı?" Dedi Çınar abi alayla kaldırdığı kaşlarıyla Bersuya bakarken. "Acıdı!" Dedi Bersu sitemle ve saçlarını savurdu. "Tabii, öyle cılız bir şey oldun, iskeletle mi senle mi konuşuyorum belli değil." Dedi Çınar abi ve yere eğilip bir kaç şey aldı eline. "İstemezsen konuşma yani umurumda değil." Dedi Bersu. Onlar çok iyi anlaşırlardı ama böyle birbirlerini de yerlerdi. İşin garibi hiç böylesine tezat düşmezlerdi onlar. Bersu şirinlik yapar affettirirdi kendini ya da Çınar abi bir şey söyler alırdı hemen kalbini. Ama bu sefer sürekli birbirlerine zıt gidiyorlardı. Ama yorum yapmayacaktım. Pek takmıyormuş gibi gözüksemde Bersunun o gün dedikleri gerçekten beni üzmüştü. O yüzden neden? Diye sorgulamayacam.

"Senden başka uğraşacak kimse yok, el mahkûm." Diyip omuz silkti. "Oyuncak mıyım ben ya!?" Dedi Bersu Çınar abinin koluna vururken. "Bana şöyle davranmayı kes." Diye sert bir dille uyardı Bersu. "Nasıl?" Diyerek ona yaklaşmaya başladı Çınar abi. Gözlerimi kocaman kocaman açıp geri geri ilerlemeye başladım.

"Ne kadar ayıp, başkalarının özelini kurcalaman."

Ağzıma kapanan ellerle irkilip korksamda duyduğum sesle göz devirdim. Elini yavaşça ağzımdan çektim. "En yakın arladaşlarımdan biri o! Özel hayatını merak ediyorum az biraz." Dedim utanarak. Yaptığım gerçekten de ne kadar ayıp bir şeydi öyle! "Ona sor." Diyip omuz silkti Demir. Göz devirdim. "Sanki Bersuyu tanımıyorsun. Neyi anlatıyor ki?" Diye sordum. "Onu tanıyorsan öyle davran." Dedi. "Nasıl?" Diye sordum. "Herkesin yolu farklıdır. Onun yollarında biraz çamur birikintileri varsa kuru yerlere basarak ilerlemeye çalış?" Diye kaşlarını kaldırdı. Gülümsedim. "Harikasın ya." Dedim. Ben hiç böyle düşünmüyordum. "Ee ne yapacaksın yani?" Dedi. "Onu kıskandıracam tabi ne yapacam." Diyerek omuz silktim. "İnşAllah bu olayda sen bir rol üstlenmezsin." Dedi kaşlarını çatarak. Parmaklarımı kaşlarını çattığı yere bastırıp havaya kaldırdım. "Korkma iki kişiyi çildene çıkarmak değil amacım." Dedim. "Ee kimse böyle bir şeyi kabul etmez." Dedi ve ekledi "Hem eğer Bersu Çınarı seviyorsa diğerlerine düşman olur." Dedi. "Rüya yapar. Rüyadan zaten nefret ediyor." Diyip göz devirdim.

GECE GÜNEŞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin