GECE GÜNEŞİM

~Bölüm 19~

İlay karakterine bayılıyorsunuz değil mi😂 Bende bayılıyorum bir de düşünün benim gerçekten de böyle bir arkadaşım var. Aslında hepsini çok seviyorsunuz biliyorum. Bersu, Ela, İlay... Ben özellikle İlkay karakterine bayılıyorum keşke gerçekte olsa😢 Her neyse. Ben her karakterime ve her arkadaşıma da hayranım çünkü benim arkadaşım sizleri de çok seviyorum. Onları da. Onlar benim asla kaybetmek istemeyeceğim insanlar. İnşAllah sizinde hayatınızda böyle insanlar vardır❤️

Ayaklarımı suya sokup mermere oturdum. Babam o adamı aldığı gibi hemen gitmişti buralardan. Yanıma gelemediği için de bir ton özür dilemişti. Onun gelmesine bile gerek yoktu zaten. Ama işlerini yarım bırakmış canı pahasına gelmişti. O adam, bebi kaçırarak zaten gözünü para bürümüş olduğunu kanıtladı. Orada babama zarar verebilirdi. Ki zaten Demir gil olmasaydı zarar verecektide. Demire zarar vermişlerdi. Onu öyle gördüğümde sanki benim canımdan can gitmiş gibi olmuştum. O zaman anladım her şeyi... Demir iyi değildi. Ne kadar iyiyim diye ısrar etse de iyi değildi. Yarası derindi ve öyle bir günde iyileşecek gibi değildi. Benim kafamı dağıtmak için havuza inmiştik. Herkes eğlenerek yüzüyordu. Bende sabahtır Demiri yerinde tutmaya çalışıyordum. Sonunda rahat durduğunda Gökcan abinin fazla fazla ısrarlarıyla bende suya girmek için hareketlenmiştim. Karnıma aldığım darbeler sürdüğüm kremlerle geçmişti. Acıyordu filan ama iyiydi yani.

"Orada otur diyemi geldin!?" Diye bağırarak kolumdan çekti beni İlkay. Aniden suya düşerken nefesimi tuttum. Yüzeye çıktığımda nefes alarak ona su attım. "İnsan haber verir dana!" Dedim koluna vururken. "Tamam abla sorry." Dedi ve güldü. İlkayın sırtına çıkıp vurdum. "Deh deh!" Diyip güldüm. İlkay da gülerek yüzmeye başladı. "Oh çabalamadan yüzmek ne kadar eğlenceli." Dedim kahkaha atarken. "Kendimi cidden at gibi hissettim." Dedi İlkay.

"En azından sen at gibi hissettin. Ben iyice eşşeğe döndüm ha!" Diye bağırdı Gökcan abi sırtında ki İmerle. "Konuşma len!" Dedi İmer fazla havaya girmiş bir şekilde. "Ay Allah seni kahretsin!" Dedi Gökcan abi ve suya daldı. En son İmerin çığlığı kulağımda yankılanırken güldüm. "Bersu!" Çınar abinin Berusya seslenmesi sonucu suda ahenkle yüzen Bersu yavaşça Çınar abiye döndü. Bu kız bu çocuğa niye kötü davranıyordu? "Gel!" Diyip sırtını gösterdi Çınar abi. Bersuyla bir an göz göze gelince kafamı salladım gülerek. O da gülerek Çınar abiye yüzdü ve sırtına atladı. "Çok ani hareketler yapma! Aaaa!" Bersunun da çığlığı kulağımda yankılanırken İlkay da daldı.

"Oho!" Dedim. "No vor kozom!?" Dedi. Suyun altında konuşmak iğrençti. Gözlerimi açıp baktığımda Gökcan abinin İmeri yere atıp kaçmasına güldüm. Çınar abiyle de Bersu yüzüyorlardı.

"Tomoy!" Çınar abinin bana seslenmesiyle zaten ona baktığımı belli eder bir şekilde güldüm. "Bok bok!" Dedi ve Bersuyu sırtından indirip kollarını boynuna doladı ve dans etmeye başladı. Bersu suyun altında kahkaha atarken. Boğazına su kaçmasıyla öksürmeye ardından da çırpınmaya başladı. Çınar abi ve biz korkuyla suden çıkarken Bersuyu yere yatırdık. Çınar abi kalbine masaj yaparken Bersunun sanırım bilinci kapanmıştı! "Abi bir şey yapsana!" Dedim dolu gözlerimle. "Buraya gel." Demirin beni çekmesiyle yanına oturdum. "Ya bilinci neden yerine gelmiyor?" Dedim telaşla ve ayağa kalkıp yanına gittim. Bende ellerimle kalbine masaj yaptım. Çınar abi "Özür dilerim." Diye fısıldayıp Bersunun dudaklarına kapandı. Gözlerimi sonuna kadar açarken Demir tekrar beni yanına çekti. Omuzuma küçük bir öpücük bırakırken ben hala şaşkınlıkla ona bakıyordum.

Çınar abi çekildiğinde Bersu bir iki kere öksürdükten sonra ağzından bir ton su çıkardı. "Sen niye utanıyorsun?" Dedi Demir bana gülerek bakarken. Gülüp omuz silktim. Ardından suyu gösterip "Kıyamam ya! Sen şimdi heveslendin değil mi?" Dedim dudak bükerek. İki parmağıyla büzdüğüm dudağımı sıkıştırdı. "Seni izledim dahası var mı?" Diyip göz kırptı. Gülüp saçlarını karıştırdım ve etrafa baktım. İlay ve Deniz gülüşerek yanımıza yaklaşıyorlardı. Gözlerimi kısarak onlara baktım. Birileri hızlı mı ilerliyordu yoksa bana mı öyle geliyordu?