~Bölüm 9~

48 4 0
                                    

Darıldın mı cicim bana hiç bakmıyorsun bu yana! Darıldıysan barışalım! Eveeet darılmayın yahu bana geldim. Hemde yepisyeni bir bölümle. Nasılsınız? İyi mi? Bende iyiyim ne olsun. Kötüyse de özelden yazabilirsiniz. Elimden geldiğinin fazlasıyla yardımcı olmaya çalışırım. Hadi bölüme geçin

Bersu'nun ağzından;

Ela elinde ki sigaradan bir yudum daha alırken gözünden süzülen yaş yere düşmüştü. Tamay'ın verdiği haber çok..çok ani olmuştu. Sonuçta onlara söyleseydi elbet çaresini bulurduk. Zamanında nelere nelere çare bulmuştuk. Onu bunu geçtim de İmer'e nasıl söyleyecektik. Zaten gider ayak kavga etmişlerdi. Derin bir nefes aldım. Cihan tuttuğu elimi daha da sıktı. Demir abi Tamay gidince hemen ardından gitmişti. Çınar abi hepimize öğüt verip Gökcan abiyle Reşat abiyide yanında alıp gitmişti. Şimdi bizde korkarak İmer'in evine adımlıyorduk.

Ben bile bir tuhaf olmuştum. Bile dediğime bakmayın ben onlardan daha duygusalım ama işte dışa vurmuyorum. Kafamı Cihanın omuzuna koydum. Şu an bana tek destek oydu. Ben şu an ne hissedeceğimi bilmiyordum. Gitmişti diye üzülsemiydim yoksa bize söylemediğinden kızsamıydım?

"Şş, tamam kendinize gelin. Aradaki bağları koparmayacaksınız elbet." Dedi Cihan. Burnumu çektim. "Gitti." Dedi Ela kısa ve öz bir şekilde. "Gitti ama.." dedi Cihan. Amanın devamını getirmedi. Amanın devamını getiremedi.. İçimde ki sılıntıyla ofladım. Şu an ki şoktan çıkamamıştım ki. Basit bir şekilde okuldan ayrılmamıştı. Tamamen şehir değiştirmişti. Aniden.. İmer gilin eve geldiğimizde sıkıntıyla kıpırdandım. Ela elinde ki sigarayı atıp gözlerini sildi. "Dışarda konuşsak daha iyi olur. Çağıralım." Dedi. Kafamı sallayıp aradım. Açmadı.. açmadı.. belki on kez aradıktan sonra açtı.

"Efendim?" Dedi sinirli bir şekilde. "İmer, evinin önündeyiz acil çık." Dedim ve telefonu kapattım. Yoksa ısrar edecekti biliyordum. Tamay kadar değil belki ama onu tanıyordum. Aramızda en çok o yıkılacaktı. Belki gülmeye küsecekti bir ara. Belki Tamaya küsecekti. Belki değil. Tamaya tamamen sinirlenecekti.

Kapı açıldığında oraya döndük. Gözleri bizi taradığında kaşları çatıldı biraz. Aramızda Tamayı da görmeyi bekliyordu çünkü.

"Ne oldu?" Dedi sert bir sesle.

"Başlatma sinirine!" Diye bağırdı Ela. Ela hep üzülünce dengesini şaşırıyordu.

"Ne oluyor!?" Diye sordu İmer sert bir sesle.

"Tamay. Gitti İmer. Çanakkaleye taşındılar." Dedi Ela.

"Acayip inandırıcı. Bir siktirin gidin." Dedi İmer doğru olmadığını düşündüğü bir sesle.

"Bak İmer. İster inan ister inanma ama biz üzülmeyelim diye söylemek istememiş. Sen gittikten sonra Demir abi geldi ve neden söylemedin filan dedi. O da ağlayarak hepimizle vedalaşıp gitti. Sana da selam söylememizi istedi. Hakkını helal etsin, dedi." Dedim.

İmerin gözleri yavaşça dolarken sessizliğini korudu. O da bizim gibi şoktaydı şu an. İçinde kırılan bir şeylerin sesini ben bile duymuştum.

"Ne yaptı ne yaptı?" Dedi İmer inanmayan bir sesle.

"Gitti buralardan!" Dedi Ela.

"Nereye lan!?" Diye bağırdı İmer. "Nereye oğlum!? Bu kız haber vermeden nasıl gider!? Lan hani beraber üniversiteye gidecektik bu nere çekip gitti!? Nasıl bıraktı lan bizi!? Bize haber vermemek ne demek!?" Diye bağırdı ve sinirle ellerini saçlarına geçirdi.

"Sakin ol." Dedim titreyen sesimle. "Sakin olayım?" Dedi kaşlarını kaldırarak. "Lan bir veda bile edemedi! Kırgın gitti lan.." diye mırıldandı sonunda. "İmer." Dedim ama devamını getiremedim. Bir teselli cümlesi var mıydı? Hayır yoktu. O zaman bırakacaktık acısını yaşaması için. Cebinden çıkardığı sigarasını yakıp derin bir nefes aldı ve gözlerini kapattı. O zehirli dumanı içinde tutarken acı çekmiyordu sanki rahatlıyordu.

GECE GÜNEŞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin