~Bölüm 24~

36 1 0
                                    



Yazardan Devam;

Nasıl olmuştu, o iki gün hiç geçmek bilmemişti ama geçmişti. İyiye giden hiç bir şey yoktu. Özellikle Demir uyanmamıştı. Hiçbir tepki vermemişti ve bu onları korkutuyordu. Tamayda da ne ilerlemeye vardı ne gerileme, stabil bir şekilde bekliyorlardı. Hepsinin üzerine hüzün çökmüştü yine. Doktorlar herkesi göndermeye kalksa da sadece akrabaları gönderebilmişti. İlay üstünü değişmek için evine giderken Deniz de ona eşlik etmişti. İlay artık susuyordu. Sadece susmayı ve etrafa donk donk bakmayı tercih etmişti. Denizi bu korkutuyordu. Tam yumuşattı derken, yine soğumuştu. Susmak ona hiç yakışmıyordu. Zaten bir sıkımlık canı vardı bir de şimdi hiçbir şey yemiyordu ve iyice zayıflamıştı. Deniz içten içe buna üzüldü. Ama ses etmeden İlayı takip etti. İlay, Bersu gilin eve gidecek oradan bir kaç kıyafet alacaktı. İstanbulda yaşamasa da orayı avucunun içi kadar iyi biliyordu ve Bersu tarif edince hemen anlamıştı.

Sokağı döndükleri an İlay yerine çakılsa da Deniz bir şey anlamadan kaşlarını çattı. Kafasını kaldırıp baktığında bir tane çocuk gördü. Böyle hafif mafya bir tip olur ya, onun gibiydi. Deniz kaşlarını çattı. İlay ona ürkek ürkek bakıyordu. Bu, onu daha da sinir etmişti. Hızla İlayın önüne geçti. Olayı filan bilmese bile öyle yapmak zorunda hissetmiş gibiydi. "Gidelim." Dedi İlay Denizi iterken. "Yok yok gitmeyin." Dedi kabadayı kılıklı. "Özgür çekil önümüzden." Diye tısladı İlay. Özgür sırıtarak elinde ki tesbihine baktı ve kafasını iki yana salladı. "Kusura bakma gülüm." Dedi. İlay yüzünü buruşturdu. Bir insan hiç akıllanmaz ve hiç değişmez miydi? Ama İlay biliyordu burada karşılaşacağını. Çünkü ne kadar Özgür de Çanakkale doğumlu olsa da sürekli her tatil fırsatında buraya gelirdi. Eli kolu uzundu maşAllah, duymuştu elbet haberini.

"Bakarım canım." Dedi İlay da sinirle. Deniz onların konuşmasından bir şey anlamaya çalışıyordu fakat olmuyordu. "Gidelim Deniz." Dedi İlay bıkkınlıkla. "Bir sıkıntı mı var?" Dedi Deniz çocuğun elini omuzuna koyarken. Özgür yan gözle omuzunda ki eline baktı. "Sevgilimizi de mi görmeyelim kardeş?" Dedi Özgür. Deniz büyük bir şok dalgası içerisine girerken İlay sinirle soludu. İki sene olmuştu ayrılalı daha neyi zorluyordu bu çocuk? "Öyleyse adam gibi davran." Dedi Deniz ne kadar üzülse de bunu yansıtmayarak. "Nasıl mesela?" Dedi alayla ve omuzunda ki elini indirdi. "Mesela nazik davranmalısın?" Dedi Deniz. "Deniz bırak, adamlıktan nasibini almayan insanlarla uğraşma." Dedi İlay ve kolundan tuttu. Özgür sinirle kafasını kıtlattı ve Denizin kolunda olan İlayın elini tutup sertçe çekti.

"Bırak!" Diye bağırdı Deniz ve çocuğa yumruk attı. Bunu yapmaması gerekiyordu. İlay korkuyla ona baktı. Özgür deliydi! Özgür silah bile çekerdi! Yaptığı iş miydi? Eğer bir şey yapılması gerekirse o yapardı zaten! Özgür direk boğazını tutup üst üste yumruk attı. Deniz nasıl yaptıysa boynunu tutup çevirince bir 'kıt' sesi yükseldi. Özgür boynunu tutarak sendeledi ve gözlerini kapattı. Bu bir fırsattı işte! İlay bu sefer Denizin elinden tuttu ve "Koş!" Dedi. Deniz de koşmaya başladı. İkisi hızlıca koşarken arkalarına da bakıyorlardı. "Aldın başına belayı!" Dedi İlay sinirle ona. "Koşarken konuşunca nefessiz kalıyorum!" Dedi Deniz gülerek. İlay da bu salak haline güldü ve elini daha da çok çektirdi. Zaten mahallelerine girmişlerdi. Durup nefeslendiler.

"İlay!" Gelen sesle İlay oraya döndü. Sinem Ablaları evin kapısının önünde el sallıyordu. İlay da gülümseyerek el salladı. "Gel kızım." Dedi. İlay kafasını sallayarak yanına gitti. İkisi de nefes nefeseydi. Eve gittiklerinde Sinem ablaları içeriye aldı onları. "Gel kızım sana kıyafet vereyim." Dedi ve İlayın elinden tutup ilerletti. İlay, Tamayın burada ki odasına ilk defa girmişti. Odasında bir çok poster vardı. Hey! Mabel Matiz mi o? İlay ister istemez sırıttı. Enis Arıkan bile vardı. Gerçekten o kız iyi değildi. Dolabı açıp bakındı. Rast gele bir şeyler alıp giyindi ve odadan çıktı. Hemen karşısında olan banyoya girip yüzünü sabunla yıkadı. Kendisinin bile fark edebildiği şekilde zayıflamıştı. Yüzü çökmüştü. Elleri yüzünde gezindi. En çokta uykusuzluktan ve birazcıkta ağlamaktan kızarmış gözlerine baktı. Ardından umursamadan çıktı banyodan.

GECE GÜNEŞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin