fifteenゃ Acının tohumu

444 57 17
                                    

Jisoo'nun Taeyong'u sevdiğini öğrendiğimden beri Taeyong'dan kaçıyordum. Bu kez onun benim üzerime düşmesi, şirketten geliş saatimi hesaplayıp kapının önünde babamın tüm kötü davranış ve bakışlarına rağmen beklemesi beni zorluyor ve içinden çıkamadığım derin bir çukura düşmüşüm gibi hissettiriyordu. Üstü kapalı bir yerde olmadığım zamanlarda bile gökyüzü küçülerek üzerime kapanıyor ve kendi, küçük şeffaf dünyasına hapsediyordu. Dışarıyı görüyor, her sesi duyabiliyor ama bunlara tepkide bulunamıyordum.

Yine boğucu bir günün akşamında yemek masasındaki tartışmadan sıyrılmak için erkenden odama çıkarken telefonumun zil sesiyle merdivenlerde duraksadım. Arayan teyzemin kızı Mina'ydı. Onunla konuşarak merdivenleri çıkmaya devam ettim. Bana neler yaptığından ve buraya gelme ihtimalinden bahsediyordu.

Odama girdiğim anda Mina'nın bir şakasına kendimi tutamayıp kahkaha attığımda uzun süredir kendimi tutmuş olmanın verdiği rahatlama ile kahkahamı durduramadım. Gözlerimden yaş gelene kadar güldüm. Telefonu kapattığımda ise sırtımı kapıya yaslayıp kayarak karanlıkta yere oturdum. Bu kez gözyaşlarım acının tohumu olarak gözlerimden dökülüyordu.

"Kardeşinin ölümünün üzerinden çok geçmemiş birisi olarak fazla neşelisin."

Taeyong'un sesini duyduğumda şaşkınlıkla ayağa kalktım fakat kelimelerinin etkisi şaşkınlığı alt ettiğinde önümdeki karaltıya bir yumruk savurdum. Taeyong'un kolları etrafıma dolanıp sırtım onun göğsüne çarptığında göğsüm hızla inip kalkmaya başladı.

Homework | JenyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin