twenty seven ゃ Hediye

465 55 16
                                    

"Hey!" diye bağırdım kulübün yüksek sesli müziğinin arasında sesimi duyurmak için. Bir yandan da havaya kaldırdığım sağ elimi hızla sallıyordum. Taeyong arayıp Jisoo ve Taehyung ile birlikte beni buraya çağırdıklarında "Neden bir klüp?" diye sormuştum. Oturup rahatça konuşabileceğimiz birçok yer vardı. Taeyong'un evi ya da Jisoo ile Taehyung'unki olabilirdi. Jisoo arkadan "Çünkü ancak kalabalığın içinde görünmez olabilirsin." diye bağırdığında Taeyong "Onu duydun." demişti. Bunun üzerine gözlerimi devirip Taeyong'a "Geleceğim." dedikten sonra telefonu kapatmış ve hızla hazırlanıp evden çıkmıştım.

Etrafta dans eden insanlara çarpmadan ilerleyebilmek için küçük bir top haline gelip yerde yuvarlanarak gitmeyi düşünürken birine çarpmamla birlikte yere kapaklanmaktan son anda kurtuldum. Kim bir klubün zeminini kaygan fayansla kaplardı ki? Topuklu ayakkabılarımın yüksekliği dengemi bulmayı güçleştirirken belime dolanan bir el kalbimi hoplattı.

"Çok par..." Çarptığım kişiden özür dilemek için hareketlendiğimde belimdeki elin sahibinin Taeyong olduğunu gördüm. Biraz önce locada Jisoo'ların yanında otururken şimdi burada, yanımdaydı. Beni kendine doğru çekip insanların kalabalığından biraz olsun uzaklaştırdığında "Sen biraz önce oradaydın." dedim locayı işaret ederek. Şaşkınlığım yüzüme yansımış olacak ki Taeyong bunu fark edip benimle alay edercesine "Ben her zaman senin yanındaydım." dedi.

Gözlerimi tekrar ona çevirdiğimde dudaklarının kenarında, onu tamamlayan gülümsemesiyle karşılaştım. Onu tanımaya başladığım ilk zamanlarda sert ve umursamaz görüntüsü beni bir yandan sinir ederken bir yandan da cezbetmişti. Sanki görünmeyen iplerle ona çekiliyordum. Düştüğüm karanlığın içinde son derece parlak yazılarla yazılmış tehlikeli yazıları onu işaret ederken ben, adımlarımı geri çevirememiştim. Taeyong düşüncelerimi okumuş gibi "Beni sevdiğine pişman mısın?" diye sorduğunda bakışlarımı dudaklarından çekip gözlerine yönelttim.

"Bu zamana kadar yaptığım pek çok şeyden pişman oldum ama seni sevdiğimden asla pişman olmadım." Cümlemi bitirdiğimde bir süre önce çalmaya başlayan müziğin de etkisiyle başımı Taeyong'un omzuna yasladım. Onun elleri belimdeki hakimiyetini pekiştirirken ben de kollarımı onun etrafına sardım. Taeyong, Jisoo'nun benden aldıklarına karşılık verdiği en güzel hediyeydi. Bunu biliyorduk fakat benim ona vereceğim hediyenin ne olduğunu sadece ben biliyordum.

Homework | JenyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin