tuzakçı

921 80 0
                                    


Çetin tabelaları artık neredeyse okunmaz hale gelmiş olan büyük dükkana girdiğinde içeride dört müşteri, üç de çalışan vardı. Müşterilerde Çakallardan oluşuyordu. Çalışanlar oyun oynayan arkadaşlarının maçını izlerken Çetin sakin bir tavırlar, "Selamın aleyküm, Samet'e bakmıştım," dedi. Bu sırada içerden gelen ağır esrar kokusunu yakaladı ama bu onu pek şaşırtmadı.

Çalışanlardan iri yarı, uzun boylu olanı gayet saldırgan bir tavırla elindeki tespihi sallayarak, "Naapçan birader Samet abiyi?" dediğinde Çetin gülümseyerek, "Oyun almış bizimki, parasını vereceğim," dedi. İnsanlar gariptir, nazik davrandığınızda her zaman sizin zayıf olduğunuzu düşünürler. Tıpkı oyun salonundaki o üç kişi gibi. Genç adam gözlerini kısarak, sakallı, sarışına çalan kumral adama baştan aşağı baktı, onu daha önce mahallede hiç görmemişti, "Bize ver, biz verdiğini söyleriz," dedi kabadayı bir tavırla. Bu sırada ardından gelen garip sesleri duymaya, daha doğrusu dikkat etmeye başladı, Çetin aynı anda cebinden para çıkarmış, "Olur veriyim..." diyordu.

Genç adamın yüzündeki cesur ifade omzun üzerinden baktığında bir anda silindi. Dükkanının bahçe kapısından içeri girmiş, kar maskeli taktik hücum kıyafetleri ve kaskları takmış üç adam vardı. Arkadaşları biri bu adamlardan birinin aklın kollarında boğuluyordu. Kısa sürede debelenmesi kesildi ve hareketsiz kaldı, bayıltmıştı. Onu bayıltan yarı nazik bir hareketle yere yatırdı, yüz üstü çevirdi ve belinin arkasından çıkardığı, siyah, kalın plastik kelepçeyle ellerini bağladı. Diğer altına işerken dizlerinin üzerine çökmüş, ellerini başına koymuştu. Onun başında duran adamın elinde susturuculu bir Sig Sauer tutuyordu ve şakalaşacak gibi görünmüyordu. Genç adam önündeki adama baktığında Çetin adamın sol elmacık kemiğine silahını dayayarak, "Düşündüm de sen çok güvenilir görünmedin. Ben şu borcumu elden ona iletiyim. Samet abin nerde demiştin?"

Kekeleyerek, "Abi bilmiyorum," dedi az önceki cesur ve kabadayı tavırlarından hiç kalmayan genç adam.

Çetin dudaklarını bükerek, "Sen bilirsin..." diye mırıldanıp, ekledi. "Ama parmakların olmadan o oyunları oynamak zor olur bence..."

Genç adam şansını çok zorladığını anlayacak kadar zekiydi, aceleyle, "Abi Jilet ve Çekiçle takılıyor," dedi hemen.

"Şu haraç toplayan Edi ve büdü mü?"

"Evet abi..." derken her şey karardı. Çetin salondakilere bakarak, "Hepsini bağlayın, buradan çıkmasınlar, iletişim kurmasınlar," dedi.

Sokağın sonuna doğru yürüyen Çetin sıkılmış gibi saatini kontrol etti. Ekibi oyun dükkanından haber uçmamasını sağlayacak, sonra gözden kaybolacaktı. Evinin bulunduğu sokağın etrafında turladı, iki ana sokağı birleştiren dar bir sokağa geldiğinde çevresini kontrol etti. Kimseyi göremediğinde montunun içinden susturuculu bir Glock çıkardı ve sokağı aydınlatan tek sokak lambasını vurdu. Sokak karanlığa gömüldüğünde çocuk gibi gülümseyerek silahı montunun içinde kaybetti ve cebinden bir bozuk para çıkarttı, sokaktan çıkmadan önce son bir kez köşedeki çöp konteynerine baktı.

On beş dakika sonra Çetin parmaksız eldivenli elindeki bozuk parayı omzu hizasında atıp tutuyordu. Sanki yazı tura üzerine iddiaya girecek gibiydi. Havada dönüp duran para sokak lambalarının sarı ışığıyla ara sıra parlıyordu. Önünde yürüyen çakallardan biri ilgisizce ona baktı ama konuştukları konuya o kadar kaptırmıştı ki Çetin'e dikkat etmediği belliydi. Çetin iki genç adam dar ve yürüdükleri sokaktan daha dar bir ara sokağa döndüklerinde beklediği vaktin gelmesiyle ifadesiz dudaklarında bir tebessüm oluştu. Elindeki parayı yan taraftaki çöplere doğru kısa ama güçlü bir şekilde fırlattı. Para neredeyse duvardan kıvılcım çıkartırcasına çöp konteynerine çarptığında iki Çakal da çöp konteynerine baktı. Bu kısa dikkat dağınıklığı, kısa süre Çetin için yeterliydi. Sağ taraftaki iri yarı adam gözünün kenarından gelen hareketi fark ettiğinde o tarafa dönmek için atıldı ama güçlü bir el yüzünü tutarak kafasının arkasını yanındaki duvara vurdu. Nemlenmiş, duvarın dış sıvası sert darbeyle parçalandı. Diğer belinin önündeki silahını çekip sağına dönmeye kalktı ama Çetin bunu çoktan planlamıştı. Çetin'in sol avuç içi sertçe hedefinin sağ omzuna arkadan vurdu. Omuzlar alışık olmayanlar için denge noktalarıdır, uygun şekilde ve güçle baskı uygulandığında vücudu yönlendirirler... genç adam öne doğru savrulurken Çetin'in kalın tabanlı botu genç adamın, dizinin arkasında patladı. Aynı anda sol eliyle kurbanını sertçe çeken Çetin adamı tüm gücüyle yere vurdu.

BORDO BERELİ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin