2.BÖLÜM - ROMA BİR MASAL ŞEHRİYDİ, AMA BİZ KAHRAMANLARI OLAMAZDIK.

9.5K 913 90
                                    

uzun bir bölüm sizlerle =) evet bu hikaye benim diğer hikayelerimden farklı. Ama 4.bölümden sonra tek 3.gözle anlatım olacak.

Bu arada diğer hikayelere bölüm atamama sebebimi açıkladım arkadaşlar, yine açıklıyorum. Whatsapp grubundaki arkadaşlara direkt video da attım, kızım zorlu bir dönemden geçiyor ve ben onunla ilgileniyorum. Attığım bölümler hep yazılı olanlar. Meleklerin Emaneti de yazılı ama düzenlemeler gerekiyor. İnanın ona bile vaktim olmuyor. Çok çok çok özür diliyorum. Pazartesi okullar başladığında düzeni yeniden oturttururuz inşallah. Sİzden tek isteğim anlayış. Bugüne kadar hiç öyle aksatmamıştım bilen bilir, günde iki-üç bölüm attığım bile oluyordu. Ama gerçekten vaktim olmuyor.
hepinizi öpüyorum =)

---------------------
Kesinlikle yorucu bir günü ardında bırakmıştı. Aniden çıkan görüşme tüm işlerini alt üst etmiş ve ofise saat altıda gelebilmişti. Sekreterini yerinde görmeyince çıktığını tahmin edip, ofisine yöneldi. Bir de şu iş görüşmesine gelecek kız vardı. O da gitmişti anlaşılan, etrafta olmadığına göre. Aslında bu saatte çalışma gibi bir alışkanlığı yoktu ama bir kaç dosyayı kontrol etmesi gerekiyordu. Gözlerini ovalayarak odasının kapısını açtı. Ama odaya girdiğinde hiç beklemediği bir manzara ile karşılaştı. Koltukta boylu boyunca uzanmış bir kız...

“Kahretsin, bu da ne böyle?” diye mırıldanıp, kapıyı yavaşça kapattı. O uyuyor muydu? Elbette uyuyordu, tepki vermediğine göre. Uyanmaya da niyeti yok gibiydi.

Yavaş adımlarla kıza yaklaştı. Kaşlarını çatıp kıza bakarken, bu durumdan hiç hoşlanmamıştı. Bir an tam masasına gidecekti ki, içinden küfrederek ceketini çıkarıp, kızın üzerini örttü. Şahane, şimdi bu miskin kızın uyanmasını bekleyecekti.

Sinirle masasına geçip, incelemesi gereken dosyaları aldı önüne. İşine tam adapte olamıyordu. Çünkü saatler ilerledikçe kızın uyanmaması sinir kat sayısı arttırıyordu.

Tekrar kendini işine vermeye çalışırken, kızın mırıltılarla hafifçe gülümseyip, yana döndüğünü gördü. Şimdi yüzü net bir şekilde görünüyordu. Valerio kıza bakarken daldığını fark etmedi. Gerçekten güzel bir kızdı. Hayır, çok güzeldi. Başını sağa sola sallayıp, dosyalarına geri döndü. Bu saçmalığın tam alasıydı.

Saat on olmuştu ama prenses hazretleri hala uyanmamıştı. “Nasıl bir gece geçirdiysen...” diye sinirle söylendi.

Bu kız eğer asistanlık için gelen kızsa çekeceği vardı. Bu kadar tembel biriyle asla çalışmazdı. Ya gece hayatı hızlıydı ya da tembeldi. İkisi de onun çalışma prensiplerine göre değildi. Kendisinin de gece hayatı hızlıydı, fakat iş hayatına yansıtmazdı. Valerio dakik adamdı ve çalışanlarından da aynı özveriyi beklerdi.
“Of!” diye seslice nefesini verip, elini saçlarından geçirdi.

  *

Uzun zamandır sanki uyumuyordum. Gözlerimi açmakta zorlanıyor, bir türlü uykumu bölmek istemiyordum. Ellerimi yanlara doğru esnettim ve sesli bir şekilde inleyerek esnedim. Elimi ağzımdan çekip, gözlerimi açtığımda bu sefer yutkundum. Tam karşımda bana öfke ile bakan bir çift mavi göz vardı.

Hey Maşallah, sen de nesin böyle. Bu İtalyan erkekleri hakkında az bile söylemişler. Mine burada olsa kesin iki günde iki yüz erkekle evlilik hayallerine dalardı.
“Sonunda uyandınız mı prenses hazretleri? Nasıl sizi rahat ettirdik mi?”

“Tabi kolların gibi olamaz ama, idare ederdi.” Tabi ki bunu içimden söyledim. Saçmalamayın!

“Şey, kusura bakmayın. Zor bir gece geçirdim.”
“O belli zaten, bayağı yorulmuşsun.” -Ah az sakin patron!
“Aslında tam olarak öyle demesek de, uykusuz kaldığım doğru. Siz de geç kalınca ben uyuyakalmışım. Saat kaç?”

BİR ROMA MASALI * MASAL SERİSİ III - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin