~2~

957 79 15
                                    

Renkli bavullarımızı alıp yavaşça ilerlemeye başladığımızda Mark'a baktım. Sarhoş gibi yürüyordu. Johnny'e bakmak için kafamı çevirdiğimde bir düşme sesi ve acı dolu bir inleme duydum. Hemen arkama döndüğümde Mark'ı ve bir çocuğu yerde bulmuştum. Hızla bavullarımı bırakıp Mark'a ilerlediğimde yere düşen çocuk Mark'a bakıp çemkirmeye başladı.

"Önüne baksana be! Koskoca beni göremiyor musun? Yoksa bilerek mi çarptın bana? Eğer bilerek çarptıysan seni-"

"Donghyuck boşver oğlum özür dile gel hadi annecim."

"Ne özür dileyeceğim o çarptı bana! Bir daha da önüne bakmadan yürüme ayı. Deprem oluyormuş gibi hissettim!"

"Özür dilerim ben seni görme-"

"Kes! Gidelim anne, hadi renjun!"

Çocuk kalkıp ilerlemeye başladığında üçümüz de arkasından bakakalmıştık. Kendime gelip elimi Mark'a uzattığımda sıcak elini elimle buluşturdu ve benden destek alarak ayağa kalktı. O üzerini silkelerken yere düşen bavullarını kaldırdım ve düzgün bir şekilde Mark'ın yanına koydum.

"Çocuk fena çatlak ya! Altı üstü bir yere düştük!"

"Yüz ifadeni görmeliydin kardeşim!"

Johnny anırarak gülmeye başladığında elimi Mark'ın omzuna koydum. Bana gülümseyip iyi olduğunu söylediğinde mecbur onu bırakıp bavullarımı tuttum ve yavaşça havaalanından çıktık.

"Johnny bir taksi durdursana."

"Ah bu benim işim!"

İlerlediğinde Mark'a baktım. Yanında çarptığı çocuğu gördüğümde Mark'ı diğer tarafıma çektim. Mark bana anlamsızca bakarken çocuğu gösterdim. O da çocuğa baktığında kafasını çevirdi. Çocuğun Mark'ı süzdüğünü gördüğümde gülümsedim ve önüme döndüm. Johnny bir taksiyi çevirdiğinde ilerledim ve şoförün bagajı açması için bagaja iki kere vurdum. Bagaj açıldığında bavularımızın bazılarını bagaja, sığmayanları arka koltuklara yanımıza almıştık. Otele gidip yatacak, yarın da evimize gidip yerleşmeye başlayacaktık. Üstelik herkes için fotoğraf makinesi de almıştık ve onları da bavullarımıza tıkmıştık.

 Üstelik herkes için fotoğraf makinesi de almıştık ve onları da bavullarımıza tıkmıştık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Telefonumu Mark'a verdiğimde anlamaz gözlerle bana baktı.

"Telefonumdaki oyunları biraz oyna, otele gidene kadar zaman çabuk geçsin."

Kafa sallayıp telefonumu açtığında kafamı johnny'e yasladım. Bana bakıp kolunu omzuma koyduğunda gözlerimi kapattım. İyiki yanımdalardı.

Benim İçin Bak! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin