Makinem elimde hızla dışarı çıkıp ona koştum, nasıl olsa beni görmiyordu.yanına gittiğimde Ten bana yine camı gösterip içeri girdi. Çocuğun her zamanki gibi önce resmini çektim.
Sonra sanki yeni gelmiş gibi yanına oturdum.
"Merhaba."
"Merhaba, kimsiniz?"
"Ben Jung Jaehyun."
"Ben de Lee Taeyong, memnun oldum."
"Bende memnun oldum."
Bir sessizlik oluştuğunda konuya o başladı.
"Şey yani, eğer arkadaş olmak için geldiyseniz görmediğimi bilmenizi isterim. Yani öyle gezip tozabilen biri değilim."
"Ben seni gezdiririm!"
"Bunun için sizi çok iyi tanımam ve güvenmem lazım ama!"
"O zamana kadar beklerim o zaman!"
"Yapmayı sevdiğin şeyler var mı?"
"Müzik ve radyo dinlemeyi severim, siz?"
"Bende bunları severim! Lütfen sizli bizli konuşma, arkadaş olmaya çalışıyoruz sonuçta, değil mi?"
"Evet haklısın, bu arada beni üzmemek için konuşmalarına dikkat etmene gerek yok, neleri sevdiğini söyleyebilirsin."
"Dedim ya, bende müzik ve radyo sinlemeyi severim. Şarkı söylemeyi de severim."
"Bana bir tane söylersin o zaman, ilerde?"
"Söylerim, ilerde."
Arada tekrar sessizlik olduğunda mırıldandı.
"Şey, hayal etmek için yüzüne dokunabilir miyim?"
Panikle hemen konuştuğunda gülmüştüm.
"Yani arkadaş olacağız ya, o yüzden yani kötü bir amacım yok. Gerçekten!"
"Dokunabilirsin, gerilme bu kadar."
Elini tutup yüzüme koyduğumda elleri yavaşça gezinmeye başladı, canımı acıtmaktan korkuyor olmalıydı. Hala görememesinden dolayı derin üzüntü ve şaşkınlık yaşıyordum ama Johnny dün bütün gece benimle konuştuğundan rahat davranıyordum. Sonuçta görmese de sevebilirdi!
"Sanırım biraz şekillendin kafamda. Saçların çok yumuşak, ne renk?"
"Kahverengi, açık kahverengi."
"Gözlerin?"
"Onlar da kahverengi."
"Açık?"
"Açık."
Tekrar sessizlik oldu, bundan rahatsız oluyordum.
"Sesin çok yumuşak ve bir meleğe benziyorsun."
Utangaç bir şekilde gülümseyip ellerini çekti.
"Teşekkür ederim, senin sesin de çok rahatlatıcı ve huzur verici."
"Teşekkürler."
Onu incelemeye başladığımda kapı açıldı ve Ten bize yaklaştı.
"Bölmek istemem ama yemek yemesi gerekiyor!"
Kafamı sallayıp Taeyong'un yanağına bir öpücük kondurdum.
"Görüşürüz meleğim."
Ani cesaretle mırıldandığımda utanmaya başlamıştım bile.
"Yine gelecek misin?"
"Bilmem, geleyim mi?"
"Gel, lütfen sonra tekrar gel!"
"Geleceğim Taeyong, sonra görüşürüz!"
"Görüşürüz Jaehyun!"
____________________________________
Jaehyun arkasını dönüp uzaklaşırken, Taeyong artık kokusundan bile tanıdığı Ten'e mırıldandı.
"Sanırım o rüyalarımdaki kişi!"
"Aslında böyle şeylere inanmam ama, evet Taeyong. Sanırım o bu kişi!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim İçin Bak!
FanfictionGörme engelli Taeyong ve her gün onun fotoğrafını çeken Jaehyun.