(Medyadaki ekran görüntüsü bana ait değil. Sadece komik olduğu için paylaştım.)
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
"Hyung yarım saattir çocuğun fotoğrafına bakarak güldüğünü biliyorsun değil mi?"Hala gülen yüzümü Mark'a çevirdiğimde bana korkak ve şaşkın bakışlarla baktığını görmüştüm. Gülümseyerek kafamla onayladığında avuç içini kafasına vurdu.
Fotoğrafı hızla elimden alıp yatağımın karşısına, pano gibi yaptığımız ve notlarımızı asacağımız yere bir iğne ile sabitledi." Fotoğraf burada duracak. Sende şimdi gidip kıyafetlerini dolaba yerleştireceksin."
Oflayıp ayağa kalktım ve bavuluma ilerledim. Fotoğraf makinemi çıkartırkenki hızım bir yana dursun şuan kablumbağa kadar yavaştım. Yavaşça kıyafetlerimi dolaba dizerken Johnny odamıza geldi.
" Gençler şampuanları ve duş jellerinizi verin banyoya koyayım ben kendi şampuanımı getirmedim."
Çikolatalı duş jelimi ve çikolatalı şampuanı Johnny'e uzatıp üzerine diş macunu ve diş fırçamı da koydum. Mark'ın banyo eşyalarını da alıp odadan çıktığında hızlandım. Eğer şansım varsa çocuğu tekrar görebilirdim. Ayakkabılarımızı salonun bir köşesine kapıya yakın bir mesafeye dizdik. Dizüstü bilgisayarımı ve tabletimi çalışma masasına koydum. Mark da kendi teknoloji aletlerini koymuştu. Aşağıdan tekrar Johnny'nin sesi geldiğinde yutkundum.
"Çocuklar babam dolabı doldurtmamış. Sanırım alışveriş de yapmalıyız!"
"Çıkınca yaparız."
"Hadi çıkalım hyung!"
Elimdeki fön makinesini ve bilekliklerle Mark'a baktığımda oflayıp yanıma geldi ve elimdekileri aldı. İki yatak arasındaki komodinin alt çekmecesine fön makinesini koyup, üstüne bilekliklerimi koydu. Kolumdan tutup çekiştirmeye başladığında ona ayak durdurdum. Johnny benimkinin aksine büyük ve profesyonellerin kullandığı fotoğraf makinesini eline almış ayarlaeını kontrol ediyordu. Beni ve elimdeki küçük, beyaz fotoğraf makinemi görünce sırıtıp alayına başladı.
"Kağıtlarını kontrol ettin mi canım? Dışarıda bitmesin."
Gülmeye başladığında Mark her zamanki gibi beni savunmaya başladı.
"Hyung benim ve Jae hyungun fotoğraf makinesi aynı. Bizimki tatlı ve fotoğrafı hemen elimize veriyor. Seninki ise içindeki fotoğrafı çıkartmak için fotoğrafçıya gitmelisin."
O da elindeki mavi makineyi gösterip söylendi ve ayakkabılarını giydi.
"Tamam ya bir şey demedim sakin."
İkimiz de ayakkabılarımızı giyerken ona bakıp sırıttım ve öne gidip Mark'ın koluna girdim. Tekrar sokağın sonuna doğru yürümeye başladığımızda tekrar onu gördüm. Bu sefer yanındaki çocukla konuşuyordu. Çocuğa bakarak gülümsüyordu fakat çocuk hıçkırarak ağlıyordu. Sonra gözyaşlarını silip arkasına yaslandı, derin nefesler alıp hıçkırıklarını durdurdu ve yavaşça onu kaldırdı. Bir kolunu kendi omzuna atarak bize arkalarını döndüler ve yavaşça eve girdiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim İçin Bak!
FanfictionGörme engelli Taeyong ve her gün onun fotoğrafını çeken Jaehyun.