12

4.1K 388 73
                                    

"Aramızdakinin aşk gibi bir şey olmadığının ikimiz de farkındayız ama hoşlantı kadar da değil." Karşıdan onaylama bekledi Chanyeol bir süre kurduğu cümlenin ardından. Yemeği bitirdikten sonra salona geçio henüz bir saat öncesine kadar Chanyeol'un hüzünle yattığı koltuğa oturmuşlardı.

Oturmalarıyla bir süre sadece birbirlerini izlemişler, tek kelime etmemişlerdi. Chanyeol'un aklına Sehun'un gelme saati yaklaştığında artık konuşması gerektiğini hatırlayıp başlamıştı.

Baekhyun, Chanyeol'un söylediğinin şeylere gözünü kaçırmadan başını salladı sadece. Baekhyun konuşmayınca Chanyeol beklemeden, "Yani en azından benim için ufak bir hoşlantı falan sayılmaz." diyerek gözlerini Baekhyun'ın göz alıcı güzel yüzünden çekerek etrafta dolaştırmaya başladı.

"Aşk değil bu," diye onayladı Baekhyun. "Henüz." diye de tamamladı cümlesini.

Chanyeol sessizce biraz şaşkınlık barındıran bakışlarını direkt olarak Baekhyun'ın gözlerine çevirdiğinde ufakça tebessüm etmiş, "Henüz." diye tekrarladı.

"Bu durumda 'Biz neyiz?' konuşmasına girmek biraz saçma oluyor ama belirsizlik içinde olmak da istem-" Chanyeol çekinerek konuştuğunda Baekhyun daha fazla beklemek istemediğinden sözünü keserek, "Sevgilim ol." dedi.

Bunu söyledikten hemen sonra Baekhyun da şaşırmıştı, ikisi de birbirine bakıyordu sadece şimdi. Chanyeol bunu kesinlikle beklemiyordu çünkü kendisinin edeceğini düşünüyordu. Fark etmezdi tabii ama Baekhyun'ın tekrar farklı olduğunu kanıtlamasına keyifle gülümseyerek konuştu bu sefer: "Bay Byun bu teklifinizin etik olduğunu düşünüyor musunuz?"

Baekhyun da Chanyeol'un gülüşüne karşılık verip arkasındaki yastığı kucağına alarak ucuyla oynamaya başladı, "Sana ilk geldiğinde kuralları açıklarken tam olarak demiştim ki, aşkın yeri olmaz." Onun bu ciddi ve kendini dış dünyaya tamamen kapatarak konuşmasında kaybolan Chanyeol'un aklına o konuşma tekrar dolarken bir kez daha hayran oldu karşısındaki patronuna.

Baekhyun'ın elinde tuttuğu yastığa bir elini koyup ellerinin çakışmasını sağlayıp, "İşimize yansıtmayalım da demiştin, çekimlere gelip açık yakamı kapatmadan önce." Baekhyun, Chanyeol'un onunla dalga geçtiğini anladığında, daha çok o gün yaptığını anlamış olmasına gerilirken aynı anda da utancından yüzünün kızardığını hissetmişti.

"Haklıydım orada, gömlekten çok sen öne çıkıyordun." diye geçiştirmeye çalıştı Baekhyun. Chanyeol'un gittikçe büyüyen gülüşü onu iyice utandırırken kalkmak için bir hamle yapmıştı ama Chanyeol'un onu elinden yakalayıp kendine çekmesiyle tekrar koltuğa, Chanyeol'un daha yakınına düştüğünde kalbinin atışını hissetti Baekhyun.

Çok hızlı atıyordu, çok hızlı. Çıkacakmış gibiydi ve nedenini anlayamıyordu. Yüzleri aynı hizada dip dibeyken Baekhyun kendinden geçecekmiş gibi oldu. Jun'la birlikte bir kez bile böyle hissetmedim. diye düşünmekten alamadı kendini.

Hatta bu sefer çok farklıydı, Chanyeol'le öpüşmüşlerdi ama yine de bu kadarını hissettiğini hatırlamıyordu Baekhyun, yanıp kavrulmak üzereydi.

Chanyeol, Baekhyun'ın hızlanan nefesinden etkilendiğini anladığında mutlulukla gülümseyerek biraz daha yaklaştı, istiyordu şu an Baekhyun'ın parlak ve yumuşak dudaklarıyla kendininkileri buluşturmayı.

"Sevgilin olmayı istiyorum." diye tekrarladı Baekhyun'ı. Baekhyun iyice kendini kaybedecek gibi olduğunda bu sefer Chanyeol kararlılıkla bir atak yaparak dudaklarını birleştirdi. Hiçbir şeyden ses çıkmıyordu ve ikisi de hareket etmiyordu. Dudakları kavuşmuş, öylece bekliyorlardı.

Baekhyun, olanları sindirmeyi sonunda başardığında, aralarındaki yastığı yere iterek Chanyeol'un daha da yakınına girmek için hamle yapmıştı. Dudakları da hareket etmeye başlamış, ikisi de birbirlerinde kaybolmak istiyordu artık.

Dudakları uyumla hareket ederken Chanyeol karşısındaki çocuğa karşı hissettiği şeyleri dizginlemeye çalışıyordu. Bu kadar etkilenmesi çok saçma geliyordu ama gözlerini açıp patronunun yüzünü gördüğünde, sesini duyduğunda tüm saçmalık kalkıyor, yerini tamamen sarhoş tepkiler alıyordu. Kendinden geçiyordu Baekhyun'a sadece baktığında bile.

Dudaklarının birbirinin uyumunu yaklamasının üzerinden iki üç saniye geçip geçmemişti, kapının zili ve eş zamanlı gelen Sehun'un "Kapı!" bağırışları ikilinin ayrılmasını sağlamıştı.

*

Azcık yeteneğim vardı yazmada onu da kaybetmişim napcaz

Bu kadar bekletip bir de kısa bölüm attığım için çok özür diliyorum öncelikle resmen bir haftadır her şey üst üste geldi o yüzden atamadım tekrar özür dilerim

boss :: chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin