Geçen gün biyerde denk geldim. Seviyorsan ve onu istiyorsan hissederek istemen gerekirmiş. Kendime engel olamadım güldüm biraz. Ben onu tüm hücrelerimde hissettim daha başkası mümkün mü. Kalbimin içinde onun adının yankılanışı dinledim. Gözlerimi kapattığımda onun kalbine gittim ordaki ritmi hissettim, sabahları daha gözlerimi açmadan onun adıyla uyandım her bir anını kalbime kazıdım. Bu hissetmekten çok, çok daha fazlası.
Mesela inanç.. Ben öyle inandım ki, imkansızlığa. Öyle inandım ki gelmeyecek o mutluluğa. Ama bu inanç öyle bir duygu ki olmazı bile bir anda sana olur gibi hissettiriyo ve sen o minicik umuduna bir hayat bağışlıyosun. İçini sıkıntılı bir sevinç kaplıyo. Evet, artık aşk diyip de geçiştirilemeyecek kadar büyük olan, o mükemmel duyguların tarifini buldum " sıkıntılı sevinç ". Bu hissi yaşayanlar iyi bilir yaşattığı o kramplı ağrıları, ne yapacağını şaşırma hissini, masum bi aptallaşmayı, sonrasında gece kafanı yastığa vura vura öyle dememeliydim, keşke şöyle yapsaydım diye düşünüp o ana tekrar tekrar gidip yaşamayı. Hatırlarken bile yüzünün kızarışını, içini kaplayan o mutluluğu... İstesende engel olamazsın ki bu hislere Zaten istemezsin de bulutların üzerinde gezindiğin, şekerden evlerin olduğu toz pembe bir rüyanın içindesindir ve o rüyayı iliklerine kadar hissedersin.Bir Rüya, Bir Hayat.
Bir Hayat , Bir Ömür
Bir Ömür, Sen..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALEME DÖKÜLEN DUYGULAR
Non-FictionBen Senin Kaleme Dökülen Duygularınım, Benden Kaçma En Cesur Halinle Geç Aynanın Karşısına Ve Gözlerinin İçine Bak Ben En Derininde Gizliyim...