"Aydınlık olduğu sürece yeterince yürekliyiz, ama sonra? Her şey bitiyor mu, mumlar sönüyor mu yoksa sadece güneş mi batıyor? Ama belki de güneş aysız hiç batmamıştır.."
Vampirlerin iblislere karşı verdiği yaşam mücadelesi.
Medyada Jungkook var~ Kitapta BTS'i Fake Love erasındaki halleriyle düşünebilirsiniz.
Sabah alarmımla kalkıp hazırlandım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ve kahvaltı için aşağı indim. Bizimkiler yoktu. Yemekhanede sadece bir tane grup vardı. Aç kalmak yerine yanlız yemeğe karar verdim. Yemeğimi alıp tekli masalara oturduğum sırada birisi adımı seslendi. Bu Moonbyul'du.
Yanlarına oturmam için işaret etti. Seulgi'nin yanındaki boş sandalyeye oturdum.
Moonbyul yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirip bana döndü. "Nasıl gidiyor Chunga ? Geçen seneden beri hiç konuşmadık." Tabi onlar 3. sınıf olduğundan boş saatlerimiz denk gelmiyordu.
"Güzel gidiyor,okulu çok beğendim. Ve evet ya uzun zaman oldu. Sen nasılsın?"
Aslında beni pek dinlemiyordu daha çok Yoongi ile ilgileniyordu ama ben yinede kibarlık olsun diye sordum. Normalde de pek konuşmazdık niye yanlarına çağırdığını merak ettim doğrusu.
"Ben harikayım gördüğün gibi sevgilimle çok mutluyuz. Herşey olması gerektiği gibi." Anlaşılan Yoongi ile çıkıyorlardı. Ne diyelim,umarım diğer ilişkileri gibi olmaz. "Mutlu olmana sevindim." dedim yemeğime devam ederken. O sırada Hoseok ve Taeyong geldi.
Hoseok "Selam çocuklar, aa Chunga sende mi burdaydın?" dedi masaya otururken. Bende gülümseyerek "Selam, bende Moonbyul çağırınca size katılıyım dedim."
Yemeklerimiz bittikten sonra uzunca konuştuk. Burda hep böyle olur,tatillerden sonra sohbetler en az 1 saat sürer. Saate bakıp kalkmam gerektiğini hatırladım.
"Dersim başlıyor ben artık gidiyim." dedim kalkarken. Ama Taeyong bileğimden tuttu. "Seni sınıfına bırakayım."
Taeyong ile yakın sayılırdık. Her zaman benimle ilgilenir. Irene bana karşı hislerinin olduğunu söylüyor (Zihin okuyabilme gücü var). Ama ben ona karşı bişey hissetmiyorum. Beni en çok korkutan şey de bu,ya bana açılırsa. Ben hislerinin karşılığını veremem. Daha önce çok kez Taeyong'u reddeden kızlara nolduğunu duymuştum. Onlara zarar vermez ama hayatlarını mahveder. Böyle bişey olursa karşı gelemeyebilirim. O çok güçlü bir vampir.
Ben düşüncelerimde kaybolmuşken Taeyong konuşmaya başladı. "Kai ile ayrılmışsınız. Üzüldüm, noldu?" Üzüldüğünü sanmıyordum.
Evet geçen sene Kai ile 6 ay kadar çıkmıştık. Ama bir süre sonra anlaşamamaya ve kavgalar etmeye başladık. İkimiz de çok zarar gördük. Hem fiziksel hem de ruhsal,ve ayrılmaya karar verdik. Sonra bir daha hiç konuşmadık. Ama Lucas sayesinde hala beni sevdiğini öğrendim. Lucas bütün okulu tanır ve Kai ile çok iyi anlaşır.
