Bölüm 16

217 20 4
                                    

Doğum günün kutlu olsun Jeon Jungkook ~ Nice güzel yıllara, iyi ki varsın 🎊🎁🎂🎈

Jungkook'un Ağızından
"Görüyorum ki oyalanıyorsun." Duyduğum sesle irkildim. Küpeyi hemen cebime koyup sesin geldiği yöne döndüm.

"Baktım ki geri dönmüyorsun bende seni almaya geldim." Bu periler kraliçesi Taeyeon'du.

"Bir sürü olay olmuş, arkadaşlarıma yardım etmem lazım. Sizinle gelemem." Sözümden döndüğümün farkındaydım ve kraliçenin yüz ifadesinden sinirli olduğunu anlayabiliyordum.

"Senin aksine ben sözümün eriyimdir. Haberin olsun babanının bu sabah bir misafiri olacak. Umarım iyi hazırlanır, çünkü görüştüğü son kişi ben olacağım." dedi ve konuşmama fırsat vermeden parmağını şıklatıp gitti.

"Hayır bekleyin!" Çok geç kalmıştım. "Baba yanına geliyorum."

Chungha'nın Ağızından
"Baekhyun ne yaptın sen ?!" Kollarından tutup yavaşça ayağa kaldırdım. Çok ağır olduğundan onu yürütmekte zorlanıyordum.

İkimizi de odadan dışarı çıkarmaya çalışıyordum ancak etraftaki eşyalara tutunarak, yada tutunmaya çalışarak, gitmek istemediğini belli etmişti.

"İyiyim ben... bırak."

"Kolların kanıyor. Pansuman yapmalıyız." Ben onu çektikçe o kendini daha da geriye atıyordu. Sonunda kollarımda hal kalmayınca onu yere bırakıp bende yanına çöktüm. "Ne yaptın böyle kendine ?"

Yaralara yakından bakınca damarlarının üstündeki diş izlerini farkettim. "Kendini mi ısırdın ?!" O kadar sesli bağırmıştım ki tüm koridor artık ne olduğunu biliyordu.

"Sessiz olsana kızım !" Eliyle sus işareti yapıp kapıyı kapatmamı istedi.

Ayağa kalkıp kapattıktan sonra tuvaletteki dolabı açıp içinden sargı bezi aldım. "Sana diyecek sözüm kalmadı. Önce Rose'yi bırakıyorsun sonra kendine zarar veriyorsun. Kafayı sıyırdın herhalde." dedim sertçe kolunu sararken.

"Bilerek yapmadım, inan bana. Sanki hareketlerimi kontrol eden ben değilim. Her yaptığım davranış istem dışı oluyor." Kaşlarımı kaldırıp ona anlamsız bir bakış attım.

"Sana inanmak istiyorum. Çünkü seni yıllardır tanıyorum. Diğerleri de seni tanıyor ve seviyor. Onlarda sana inanacaktır."

"Hayır, sadece senin bilmeni istiyorum. Diğerlerinin haberi olmayacak. Özellikle Rose'nin, o bana asla inanmaz." Sardığım kolunu çekip ayağa kalktı ve kapıyı açtı. "Beni gördüğüne göre gidebilirsin. Bir süre yanlız kalmam lazım."

Bu sefer Baekhyun'u dinledim ve tek kelime etmeden vampir hızımla oradan uzaklaştım.

Merdivenlerden inmeye devam ederken birine çarptım. Kafamı tutarak geri çekildim. "Jungkook, nereye gidiyorsun ?" Bana bakmadan aynı hızla yoluna devam etti. Acelesi var gibiydi.

"Hey, bekle!" Bende peşinden gittim. Koridordaki kişilere çarparak geçtiğimde ana kapıyı açmaya çalışan Jungkook'u görüp bağırdım.

"Jungkook !" Onun dışında herkes bakmıştı ama o hala kapıyla uğraşıyordu. Elini kapı kolundan itip kendime döndürdüm. "Nereye gidiyorsun ?"

Yüzüme bakmadan cevap verdi. "Söyleyemem." Şaşırmıştım, Jungkook bizden bişey saklıyordu.

Tekrar kapıya yöneldiği sırada gelen sesle durdu. "Kapıya dışarıdan zincir vuruldu. Kimse okuldan ayrılamaz." İlk kez gördüğüm takım elbiseli orta yaşlarda bir adamdı bu.

Vampir OkuluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin