Dongyoung'un yanından ayrıldığımdan beri beni daha fazla rahatsız etmeye başlamıştı. O sınıfın yoklamasını alırken beni saymadı, zaten görmüştü beni. Jungwoo'nun omzuna başımı koyarken mırıldandım.
"Şu dünyada Dongyoung ile uğraşmaktan daha zor bir şey yok."
"Hayır var, Lucas ile uğraşmak!"
Onu zar zor duyarken dediği şeye gülmüştüm. Lucas saçma sapan sınıfı bir köşede toplayıp bir şeyler anlatırken Dongyoung'a baktım. Benimle gayet iyi uğraşıyordu fakat biraz garip gözüküyordu. Tahtanın önünden aldığı yoklamayı daha yarıda kestiğinde ona dikkatlice baktım. Bacakları fena titriyordu. Hızlıca öğretmenler masasına gidip tutundu. Yerimden kalkıp tereddütle ona ilerlerken yavaşça koltuğa oturdu. Adımlarımı hızlandırıp önüne çöktüm ve çenesinden tutup kafasını kaldırdım. Gözlerini bile zor açıyordu.
"Dongyoung neyin var?"
Bana kayan gözleriyle baktığında endişem çoğaldı.
"Ben bilmiyorum. Kendimi çok kötü hissediyorum!"
"Kalk revire gidelim!"
"Olmaz yoklamayı almadım daha!"
Listeyi elime alıp sırayla herkese bakmaya başladım. Gelmeyenlerin numaralarını tebeşirli tahtaya yazıp ona listeyi verdim.
"Hadi revire!"
"Olmaz Yoonoh hoca gelene kadar sınıfı susturmalıyım!"
Ona göz devirdiğimde arkamdan Baekhyun ve Seolhyun'un sesi geldi.
"Ya bırak saçımı!"
"Benim Yoda'mdan uzak dur seni pis yaratık!"
Dongyoung yavaşça beni itip kalktı ve ilerlemeye çalıştı. Bir süre sonra ayakları dolanmaya başladığında gidip belini tuttum. Belini tutmamla bayılması aynı anda olmuştu. O kollarımda yatarken hızla gidip nöbetçi öğrenciyi çağırmalarını söylemiştim. Nöbetçilik sırası üst sınıflardan olduğu için yardım istemiştik, onlar Dongyoung'u taşıyabilirlerdi. Kapı açılıp basketbolcu Minho Sunbae içeri girdiğinde direk yanıma gelip Dongyoung'u kucağına aldı. Tüm sınıf onunla beraber revire gittiğimizde hemşire herkesi sınıfa gönderdi. Ben inatla hemşireyle kavga ederken Minho Sunbae orada kalmam gerektiğini söylemiş ve hemşireyi susturmuştu. Hemşire Dongyoung'u oraya yatırıp bana bir bez ve su dolu kap verdi. Hemşireyi umursamadan bezi annemin yaptığı gibi ıslattım ve Dongyoung'un alnına koydum. Gömleğinin üst düğmelerini açarken hemşireye baktım. Dik dik bana bakıyordu.
"Siz gidebilirsiniz ben ilgilenirim arkadaşımla!"
Kadın bir şeyler mırıldanıp odadan çıkarken Dongyoung'un önünü açtım ve bezi göğsünde hafifçe gezdirmeye başladım. Annem bana böyle yapardı ve hep iyi olurdum çünkü. Bezi ıslatıp tekrar alnına koyduğunda yavaşça gözlerini açmadan mırıldanmıştı.
" Sınıf!"
Gözlerimi devirip yanağına hafifçe vurup konuştum.
"Sınıf güvende salak sınıfın salak başkanı!"
Yavaşça saçlarını geri iterken ona baktım. Gözkapakları kapalıyken bile kaşları çatıktı. Bir elim saçlarını okşarken diğer elimle kaşlarını okşadım. Yavaşça yüzü rahatlarken uyuduğunu anladım.
____________________________________
-Dongyoung'tan-
" Dongyoung uyan da eve gidelim hadi!"
Dürtüklendiğimde gözlerimi açtım ve ilk gördüğüm şey Yoonoh'un yüzüydü. Beni oturtup hızla gömleğimi iliklemeye başladı. Saçlarımı da düzelttiğinde ceketimi giydirdi ve yavaşça beni indirmek için belimden kendine çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sınıf Başkanı! DoJae
Fanfiction"Hey sınıf başkanı! Neden öğretmenler bile beni azarlamıyorken sen azarlıyorsun?" "Git ve yerine otur Jaehyun, şimdi hoca gelecek! Hemen oturmazsan ceza alacaksın!"