"Hey sınıf başkanı! Neden öğretmenler bile beni azarlamıyorken sen azarlıyorsun?"
"Git ve yerine otur Jaehyun, şimdi hoca gelecek! Hemen oturmazsan ceza alacaksın!"
Yemeğimizi bitirmiştik, salonda, koltuklara yayılmış bir şekilde aksiyon konulu bir film izliyorduk. Annem bir yandan önündeki bilgisayardan işini yapıyordu, biz ise yan yana uzanmıştık. Doyoung kafasını karnıma koymuştu, bir elim saçlarındaydı.
Saçları çok yumuşaktı.
Kafasını kaldırıp bana baktığında gülümsedim, gülümsememe karşılık verip teletonunu eline aldı ve sınıf grubuna bir şeyler yazmaya başladı, ne yazdığına bakmadım, kimin ne cevap verdiğine de bakmadım.
İstemsiz kırıyordum onu belki de, bakmamam daha iyi olacaktır.
Telefonu kapatıp ayağa kalktığında bende kalktım, o mutfağa giderken ben annemin yanına ilerledim.
"Biz odalarımıza gidiyoruz anne, iyi geceler."
"İyi geceler meleğim."
Mutfağın kapısında durup içeriye baktığımda Doyoung'un büyük bir bardaktan su içtiğini gördüm, yanına ilerleyip koluna hafifçe dokundum.
"Biraz konuşabilir miyiz?"
Bardaktaki suyu bitirip bardağı tezgaha koydu ve elimi tuttu, annemin dikkatini çekmemeye çalışarak odama ilerledik.
"Yatağa oturalım mı?"
"Yatağa oturursak annen yanlış anlar, camın önünde konuşalım."
Camın önüne gittik, ben yere bakarak konuya nasık başlayacağımı düşünüyorken o dışarıya, büyük ihtimallerle yıldızlara bakıyordu.
"Yıldızlar ve karanlığın uyumu... çok güzel değil mi?"
"Hım, evet."
Bakışlarını bana döndürüp yavaşça nefes aldı.
"Söyle, düşünme."
"Özür dilerim, sana güveniyorum."
Bu cümleler yeterli sanırım, anlamıl gibi bana bakıp derin bir iç çekti.
"Taeyong durumunu kastediyorsun değil mi?"
Kafa sallayıp ellerine baktım.
"Sana güvenmiyor değilim, sana çok güveniyorum. Ama istemsiz kıskanıyorum, engelleyemiyorum."
Sesim titrediğinde beni kendine çekip kafamı omzuna yasladı ve sırtımdan iyice kendine çekti.
"Ağlama sakın, lütfen."
Saçlarımda nefesini hissedince daha da duygusallaştım sanırım, yanaklarım ıslanırken elimi aramızdan geçirip yukarı kaldırdım ve kollarımı boynuna sardım. Masamın önündeki sandalyeyi bir eliyle camın önüne çekip oturdu ve beni bacağına oturttu.
Kafamı boynuna yasladığında derin ve titrek bir nefes aldım.
"Şu an kıskançlık yüzünden ağlıyorsun ve saçmalıyorsun. Ağlama!"
Gözlerimi silip yanaklarıma öpücük kondurdu.
"Aslında... beni kıskanman hoşuma bile gidiyor ama bu sana zarar verebilir. Biraz zaman sonra seni Taeyong'un saçını çekerken görürsem ne yaparım?!"
Gülmemi durduramamıştım, beni göğsüne yaslayıp sandalyede biraz kaydı.
"Düşünsene sen, Baekhyun, Jungwoo Taeyong'u kıstırmışsınız. Sen saçını çekiyorsun Baekhyun kollarını tutuyor falan."
Güldüğümüzde kulağıma fısıldadı.
"Boşversene anneni, gel beraber uyuyalım."
Kafamı kaldırıp gülümsedim.
"Terlik yeme ihtimalin var ama."
"Bu riski göze alıyorum bebeğim, güzelliğine her şey değer."
Utangaç bir şekilde gülüp mırıldandım.
"Uyuyalım mı?"
Beni kaldırıp yatağa yatırdı ve yanıma uzandı, kafamı göğsüne yaslayıp kalp atışlarını dinledim.
......
"Jaehyun kalk, acele et uyan!"
Endişe ile gözlerimi açıp ona baktığımda endişeyle giyinmeye çalıştığını gördüm.
"Ne oluyor?"
"Geç kalıyoruz, kalk!"
Bende yataktan hızla kalktığımda bana pantolon ve gömleğimi uzattı, ardından odadan çıktı.
Üzerine dün onu bulduğumda üzerinde olan kıyafetleri giymişti. İnce kazağının kollarını çekmiş ve kazağın boynunu katlamıştı.
Üzerime verdiklerini giyip tarağımla saçlarımı taradım ve aşağı indim. Doyoung ayakkabılarını giyiyordu, bende ayakkabılarımı giymeye başladığıma annem Doyoung'un eline bir kap tutuşturdu, ayakkabılarımı giydiğimde Doyoung kolumu tuttu ve koşmaya başladık.
Okula vardığımızda soluklanmama izin vermeden sınıfa kadar çekiştirdi beni, sırama oturup beni de yanına çekti ve kafasını omzuma koydu.
"Oo başkan gelmiş!"
"Siz hayırdır dün beraberdiniz?"
"Çocuklar onları rahat bırakı-"
"Dün ne yaptınız?!"
Doyoung elindeki kabı masama bırakıp tahtanın önüne gitti.
Baekhyun yanıma gelince gülümseyip çantamı sıramın yanına astım.
"Sınıfa yeni iki kişi geldi."
"Gerçekten mi?"
O sırada Doyoung da listeye bakıyordu, gördüğü yabancı isimlerle sınıfa baktı.
"Bu Nakamoto Yuta ve Chit- ne? Aman neyse bu kişiler yeni mi geldi?"
"Evet biri lanet derecede soğuktu!"
Lucas heyecanla ayağa kalkıp bağırdığında Baekhyun'a yaklaşıp kulağımı kapattım.
"Baek yanıma gelsene güzelim."
Baekhyun Chanyeol'a bakıp bana döndü ve kulağıma yaklaştı.
"Sana iyi haberlerim var, yeni gelen iki öğrencinin de gözü bu manyakta."
Şaşkınlıkla Baekhyun'a döndüğümde omzuma arkadaşça vurup sevgilisinin yanına gitti.
O sırada kapı açıldı, tamam sevgilim vardı ama kapıdan girenlere bakarken nefes alamamıştım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.