Ders boştu ve herkes yarınki sınav telaşı içerisindeydi. Normalde tüm okulun duyacağı kadar gürültü çıkan sınıftan şuan tek çıt çıkmıyordu."Jaehyun bana ingilizce anlatır mısın?"
Doyoung arkasını dönüp sorduğunda kafa salladım ve yanımdaki çantayı alıp yere bıraktım. Doyoung yerinden kalkıp yanıma geldiğinde en basit örneklerle cümle yapılarını anlatmaya başladım.
Çok sürmedi, anlatımımı kısa tuttum. Anlamış bir şekilde kafa sallayıp mırıldandı."Okuldan sonra veya yarın bir şeyler yapalım mı?"
"Şey... olabilir."
Gerginlikle cevap verdiğimde sınıfa Jackson girdi ve sınıfı ayağa kaldırdı.
"Son dersler boş, hocalar boşanıyorlarmış davaları varmış, gelememişler!"
Herkes gülüp çığlık atmaya başladığında kulaklarımı kapattım.
"Son dersler boş olduğuna göre...bugün gitmeye ne dersin?"
"Ama sınıfı tek bırakabilecek misin?"
"Yarın sınav var, müdür yardımcısının izin vereceğine eminim."
"Peki, gidelim o halde."
"Okuldan kaçın bence, hoca izin vermez."
"Ama-"
"Endişelenme sınıfı hallederim. Sizi yok yazmam!"
"Peki Yukhei. Teşekkürler.
"Gidelim mi?"
"Olur."
Kalkıp çantalarımızı aldık, Taeyong Doyoung'a bakarak mırıldandığında yutkundum.
"Nereye gidiyorsunuz?"
"Okuldan çıkıp bir şeyler yapacağız."
"Bende gelebilir miyim?"
Doyoung ile göz göze geldiğimizde kafamı çevirdim, karar onundu.
"Gelmen sorun olmaz sanırım."
Kapıyı açıp çıktığımda ilerlemeye başladık.
"Bahçe kapısından nasıl çıkacağız?"
"Hey Yugyeom gidip oyun oynayalım."
Yugyeom ve Jungkook koridorda bağırarak bize doğru geldiler ve önümüzde durdular. Yugyeom ağzını garip bir biçime sokarak kahkaha attı.
"Çıkamayacağınızı biliyordum sizi gidi inekler sizi! Gelin bizimle."
Onları takip ettiğimizde yangın merdivenlerinden indik. Çok karanlıktı, Doyoung'un kolunu tuttuğumda kolunu çekerek elimi eline getirdi ve sıkıca tuttu.
Oda bir anda aydınlandığında Jungkook elindeki telefonu kaldırıp mırıldandı.
" Telefon ışığı!"
Işık gözümü rahatsız ettiğinde elimi o tarafa uzattım.
"Şu ışığı gözüme tutmayı keser misin?"
"Ah tabi, üzgünüm."
Telefonu yukarı tutmaya başladığında güldüm ve mırıldandım.
"Şimdi ne yapacağız?"
"Jungkook yardım et."
Jungkook telefonu Doyoung'a verip Yugyeom'ın yanına gitti ve Yugyeom'u atılmış sıraların üzerine çıkardı. Yugyeom bir sırayı Jungkook'a veriyor, Jungkook da yana koyuyordu. En sonda minik bir pencere açıldığında yutkundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sınıf Başkanı! DoJae
أدب الهواة"Hey sınıf başkanı! Neden öğretmenler bile beni azarlamıyorken sen azarlıyorsun?" "Git ve yerine otur Jaehyun, şimdi hoca gelecek! Hemen oturmazsan ceza alacaksın!"