Seni neden kıskanayım?
Mesajı gönderdiğimde arkama yaslanıp ona baktım.
"Taeyong kendine içecek almalısın, böyle yutkunman zorlaşır."
Taeyong Doyoung'a bakıp dudaklarını büzdü.
"O sıraya girmek istemiyorum."
Taeyong parmağıyla kantin sırasını işaret ettiğinde yemeğime döndüm. Bu beni ilgilendirmiyordu.
"Şey... ben alabilirim istersen."
"Olabilir, teşekkür ederim."
Doyoung'a baktığımda Taeyong'un verdiği parayı alıp sıraya gitti. Çubukları yemeğe batırıp arkama yaslandım, iştahımı yerle bir etmişlerdi. Taeyong yemeğini yemeye devam ettiğinde telefonu çıkardım, galerime girip Jeno ile çekildiğimiz resimlere bakmaya başlamıştım. O zaman üçümüz vardı ve ben mutluydum, bu çocuk nereden gelmişti şimdi?
Doyoung masaya oturup elindeki içeceği masaya bıraktı, içeceği Taeyong'un önüne ittiğinde tepsimi alıp kalktım. Kantin kapısından çıkarken yandaki çöp kutusunun içine tepsiyi bıraktım ve sınıfa çıktım. Sırama otururken yanıma gelen Taeil'i farketmiştim.
"Sorun ne?"
"Ne? Sorunum yok. Neden sordun?"
"Ben seni tanırım, ne oldu anlat bakalım."
"Taeyong'a ısınamadım sadece."
"Hayır Doyoung'u kıskanıyorsun."
"Hayır!"
"Ah, bu ses tonuyla kabullenmiş oldun evlat. Bak dinle şimdi."
"Evlat?"
"Ortamı bozma! Ben, Doyoung ve seninle bir kafede buluşacakmışız gibi konuşacağım. Fakat oraya gelmeyeceğim siz o sırada aranızı düzelteceksiniz."
"Nesin sen ilişki uzmanı mı?"
"Bir ilişki içindesiniz ya- ah aslında buluşsak gerçekten iyi olur. Uzun zamandır bir şeyler yapmamıştık, değil mi Doyoung?"
İçeri giren Doyoung ve Taeyong'a bakıp göz devirdim.
"Tabi ki, benim için gayet uygun. Ne zaman?"
"Yarın?"
Taeil'e baktığımda göz kırptı. Doyoung'a baktığımda Taeyong'a bakıp bize döndü.
"Biz Taeyong ile plan yapmıştık ama... sizde gelseniz sorun olmaz her halde değil mi Taeyong?
Önüme dönüp sıraya yattım ve kalemimi elime aldım. Sayfayı karalarken Taeyong'un cevap vermesini beklemeden, onların da duyacağı şekilde mırıldandım.
" Gerek yok biz Taeil ile gideriz."
Onları kısa bir süre yalnız bırakmıştım, ne ara plan yapmışlardı?
"Peki."
Taeil bana bakıp yanımdan kalktığında defteri karalamaya devam ettim. Jungwoo'yu özlemiştim.
Zil çaldığında Doyoung ayağa kalktı, sınıfı susturmaya çalışırken arkama yaslanıp onu izlemeye başladım. Oradan oraya koşuyordu. Öğretmen geldiğinde yerine geçti, Taeyong ile fısıldaşıyorlardı."Yeni biri mi geldi?"
"Evet öğretmenim şu Doyoung'un yanı-"
"Jackson sus otur yerine! Kendini tanıt yeni öğrenci."
Taeyong ayağa kalktığında sınıfta göz attım.
Taeil ve Hyelin bana bakıyordu. Önüme döndüğümde Taeyong konuşmaya başladı."Ben Lee Taeyong, bugün ilk günüm."
"İyi, hadi derse başlayalım!"
Öğretmen derse başladığında önüme döndüm, dersler bu hızla geçti. Neredeyse hiçbirini dinlememiştim, arada minik notlar almıştım ama en fazla iki satırlıktı notlarım. Okulun çıkış zili çaldığında çantamı, topladım ve sınıftan çıktım. Yavaşça evime doğru yürümeye başladım.
Evime girdiğimde direk odama çıktım ve Jungwoo'yu aradım. Evime geleceğini söyleyerek aramayı sonlandırdığında odamı hafifçe topladım ve Jungwoo'yu beklemeye başladım.
Geldiğinde minik odada çıldırdık. Film izledik, şarkı açıp dans ettik, midemizi doldurduk ve en sonda konuşurken uyuyakaldık.
Eğlenirken kısa molalarımızda Jungwoo'nun Yukhei ile konuştuğunu farketmiştim, sürekli, iyi olup olmadığını soruyordu.Uyandığımızda okul saati çoktan geçmişti, hatta neredeyse okul bitmek üzereydi. Jungwoo her zamanki gibi uyanıp direk telefonunu almış ve sosyal medya hesabına girmişti. Sırtına uzandım ve telefonuna bakmaya başladım. Karşımıza bir fotoğraf çıktığında durduk, fotoğrafı Taeyong paylaşmıştı fakat Doyoung'u etiketlemişti.
TaeLeeYong: Bugün çok eğlendik DongYoung, bunu tekrarlayalım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sınıf Başkanı! DoJae
Fanfiction"Hey sınıf başkanı! Neden öğretmenler bile beni azarlamıyorken sen azarlıyorsun?" "Git ve yerine otur Jaehyun, şimdi hoca gelecek! Hemen oturmazsan ceza alacaksın!"