Gözlerimi açıp yatakta doğruldum ve saçlarımı alnımdan çekmeye çalıştım. Başarısız olurken umursamamaya çalıştım ve aşağı indim. Annem kahvaltı masasında tek bir şekilde oturuyordu.
''Doyoung kalkmadı mı?''
Bana bakıp gülümsedikten sonra bir bardak alıp meyvesuyu doldurmaya başladı.
''Doyoung okula gitti bebeğim, erkenden ders çalışmak istiyormuş.''
''Beni niye uyandırmadı?''
''Bebeğim sıkma çocuğu, bırak biraz kendi takılsın.''
''Peki anne.'' dedim hafif kırgınlıkla masaya otururken, gülümseyip meyvesuyunu önüme bıraktı.
''Yemeğini bitirip yanına gidebilirsin.''
Kafa sallayıp yemeğimi yemeye başladım, doyduğumda ise anneme masayı toplamasında yardım edip odama çıktım.
Telefonumu elime aldığımda Baekhyun'dan bir sürü çağrı olduğunu farkettim, onu geri arayıp kulağıma koydum ve okul formamı dolaptan çıkardım.
''Efendim Baekhyun?''
''Jae-Jaehyun Doyo-ung!''
''Ne oldu Doyoung'a?!''
''Okula... gel. Acele et!''
Telefon kapandığında hızla giyinip aşağı koştum.
''Anne beni okula götür!''
Annem de endişelenmişti.
''Ne oldu?''
''Anne Doyoung'a bir şey olmuş!''
Annem araba anahtarlarını ararken hızla çantamı aldım ve ayakkabılarımı giydim. Annem de ayakkabılarını giyip evden çıktık ve hızlıca arabaya bindik.
Okula vardığımızda içeri koşarken hızla kalabalığa ilerledim ve insanları iterek ortaya geldim.
Doyoung ortada, elinde bir buket gül ve açık bir yüzük kutusuyla bana bakıyordu. Etrafında kırmızı mumlarla yazılmış ''seni çok seviyorum Jaehyun'' yazısı vardı. Büyük balon toplulukları kenarlara bağlanmıştı.
''Doyoung daha evimize geleli bir hafta olmadı çocuğum.'' dedi annem arkamda iken.
''Jaehyun kabul etmezse beni seçeneklerde tut Doyoung.'' diyerek Jungwoo'nun kulağını çekmesine sebep oldu Lucas. Onlara gülüp sevgilime ilerledim.
''Ben seninle birkaç saat değil, birkaç gün değil, bir ömür geçirmek istiyorum Jaehyun.''
Ayağa kalkıp buketi kollarıma bırakırken konuşmasına devam etti.
''Gerekirse senin önünde diz çöker yalvarır, gerekirse arkanda bir ömür dik dururum.''
Önümde tekrar diz çöküp yüzük kutusunu uzatırken bana bakmadan son teklifi sundu.
''Belki çok iyi bir teklif değil ama... benimle evlenir misin sevdiğim?''
Yüzüğü alıp onu kaldırdım ve sıkıca sarıldım.
''Seni seviyorum sevgilim.''
''Bu 'evet' demek miydi?''
''Evet!''
Biz birbirimize sarılırken Jongin birkaç balonu bileğime bağladı.
''Ya Chanyeol! Benim teklifim nerede?''
''Aa Baek kuşa bak, mor mu o?!''
Baekhyun yukarı bakınca Chanyeol koşmaya başladı, Baekhyun da peşinden koştu.
Doyoung'a sarılırken ağlayan Taeyong'u gördüm, bana kötü bir şekilde baktıktan sonra arkasını döndü ve ilerlemeye başladı. Yeni gelen iki kişi de peşinden ilerledi.
Boşversene, Doyoung artık benim ve biz çok mutluyuz...
...
Depremde korkmayın, güvende kalın. Allah'a emanet olun.
27.09.2019
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sınıf Başkanı! DoJae
Fanfiction"Hey sınıf başkanı! Neden öğretmenler bile beni azarlamıyorken sen azarlıyorsun?" "Git ve yerine otur Jaehyun, şimdi hoca gelecek! Hemen oturmazsan ceza alacaksın!"