......................
" Onu hâlâ unutmadın değil mi? "
Dudaklarının arasından dökülen bir kaç kelime gözlerimin sulanmasına sebebiyet verirken olduğum yerde kalmış, sadece barındırdığı yüksek hitapları dinliyordum. O resmi ben çizmemiştim ve şuan yapmadığım bir hususta ağır ceza mahkemesinin tutuklanmış bir maktul katili gibiydim.
" Ömer, ben çizmedim, yemin ederim ben, o resmi çizmedim. " dedim mimiklerimle masum olduğumu kanıtlar bir halde. Yüzüme değen düzensiz nefesini biraz daha yaklaştırıp kolumu ellerine alarak bileğimi sıktı.
" Yine yalan söylüyorsun. " cümlesini hazmedemeyen bünyem boncuk boncuk yaşlarını yerlere dökmüş, bir bir ıslatmıştı parkeyi. Bana inanmıyordu. Geçen seferki olay yüzünden bana inanmıyordu. Sadece Dilan'ı korumak için yalan söylemiştim ve onun tekrar edilecek olma ihtimalini şimdi sert bir sille gibi yüzüme savurmuş, içindeki uktelerden kurtulmuştu.
" Yalan söylüyorsun. " diye tekrar edip bileğimi bırakınca eline rastgele bir parfüm şişesi alıp perdesi açık olan cama fırlattı. Öfkesini böyle şeylerden çıkartıyordu ama benim günahım neydi?
" Yalan söylemiyorum Ömer, dinle beni lütfen... "
" Daha ne dinleyeceğim Yüsra? Her şey ortada. Dün gece yaptığın resmi göster dedim, göstermedin. Bu, o resim değil mi? Hâlâ seviyorsun onu, hâlâ ona aşıksın değil mi? Niye dün gece sırtını dönüp yattın? Niye lan niye? Resmini çizdiğinde, duyguların ihanet ettiğini mi söyledi? "
" Hayır, ben çizmedim diyorum Ömer, yapma böyle ne olursun." Dedim, elimle gözlerimi silerek. Iki dakikada olay nerden nereye gelmişti, gerçekten aklım almıyor kulaklarım alışık olmadığı kelimeleri duymayı hazmedemiyordu.
"Daha fazla yalan söylemeyi kes artık! " dedi, baş parmağını sanki bir çocukmuşum gibi sallayarak.
Ayaklarıma batan cam parçalarını umursamadan Ömer'e attığım her adımda derimin içine giren ve o kırmızı sıvıyı sızdıran tabanlarım acıyordu ama kalbimdeki ateşin harı kadar olamazdı. Tek bir özürümle her şeyi unutabilen, beni eskisi gibi kendine çeken, o güzel hitamlarını söyleyen adam bana inanmamakla birlikte kalp kıran büyük sözler söylüyordu.
Aynaya yumruk attığı için elinden damlayan kan yüzünden içimde oluşan hisle kırık kalbimin nüshasını umura değil umuda katarak elini tutmaya yeltendim ama elini geri çekip keskin bakışlarının hedef oku yaptı gözlerimi. Neden bu kadar çok sinirlendirmişti bir parça resim, neden bu kadar çok kalp kurmaya değilde yıkmaya çabalamıştı iğneleyici dili?
" Ömer, son kez söylüyorum, ben ÇİZ-ME-DİM! Yalan söylemiyorum, yemin ederim. Inan artık lütfen. " kelimelerimi önemsemeden yüzüme son kez bakıp, ceketini alarak çıktı odadan. Sönmeyen cehennem narında patlamaya hazır bir volkan gibi bırakıp gitti beni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAPMA!/KARAGÜL #Tamamlandı
General Fiction" KARA KADERİME BEYAZ GÜL OLUR MUSUN ? " ~~~ Aşk, kitabı okumak istiyorsanız lütfen bu kitabı okumayın! Aşkı iliklerinize kadar hissetmek istiyorsanız, buyrun birlikte okuyup hissedelim. ♤ Çalınması durumunda gerekli hassasiyet gösterilecektir. W...