34. ~ KARAGÜL ~

29.4K 1.2K 232
                                    

...............................

" KADIR!"

Dikkatlerin üzerimize çekildiği anla korkunun vücut bulmuş halini görmek sanırım belkide bininci kez yine bana nasip oluyordu.

Kadir, Dilan'ın kolunu bırakıp sevdasının  arkasında dimdik durdu. O diğerleri gibi değildi, Kerim gibi değildi. Suskunluğu onu sinirli ve asabi bir adam gibi gösteriyordu. Şimdi de öyleydi. Ömer'in, daha doğrusu kırmızı görmüş sinirli bir boğanın önünde yiğitçe bakıyordu korkusuz gözleri.

Ömer, hızlı adımlarla Kadir'in yanına gidince önce biraz durdu sonra hiç beklenmedik bir anda yumruğunu yüzüne savurdu. Ama bu yumruk öyle normal bir yumruk gibi değildi. Koca adamı yere düşürecek kadar tesiri büyüktü.

Dilan'dan kısık sesli bir çığlık çıkınca, Ömer yere düşmüş Kadir'den gözlerini alıp bana baktı.

Allah'ım o nasıl bakıştı. En son Yusuf olayında böyleydi gözleri. Korkutucu bir nevale...

" Yüsra, Dilan'ı götür!" Dedi, avına bakarak.

Emrine iteat edip salladım başımı. Ömer'di bu, sağı solu belli olmazdı. Bu kadar  güzel bir  günü bile bozup sözü atardı. Huyuna göre  gitmek gerekirdi. 

Dilan'ın yanına giderek kolunu tuttum. Yüzü kireç gibi olmuşken bedenide  zangır zangır titriyordu. Anlaşılan o da bu  karşılıksız aşkı yeni öğrenmişti.

Merdivenlere kadar Dilan'ı zorla getirip aşağı inmeye zorladım. Arkadan gelen kemiğin etle olan temasındaki sesle başımı geriye çevirip baktım Ömer'e. Ömer'i dövüşürken nadir görüyordum ama eli baya ağır gibi görünüyordu bu açıdan bakınca.

Salona girdiğimizde Dilan, kendini belli etmeden köşedeki sandalyelerden birine geçti.  Ahali koyu bir sohbetin içindeydi, herhalde  akraba oldukları için konuşacak konu bulmaları zor olmuyordu.  kimseye varlığımızı fark ettirmeden Bende Dilan'ın  yanına geçip oturdum. 

korkudan eli, ne idüğü belirsiz  bir şekilde titriyordu.   

" Kadir abi istediğini, dediğini  yapan biri Yüsra. Eğer ağabeyimi ikna ederse ölürüm ben. Sevdiğim adamın abisiyle... Düşünemiyorum bile. " dedi kısılmaya mecbur bir sesle.

Gözünden akan bir damla yaşı belli etmeden silince içimde farklı bir duygu oluştu. Onlarınki biraz farklıydı. Gerçi bu evdeki bütün aşklar bir garipti; Merve Ömer'i, Ömer beni, ben ise bir zamanlar Yusuf'u. Onlarınki de bizimkinin bir değişik versiyonuydu; Kadir Dilan'ı, Dilan Kerim'i, Kerim ise Zeliş'i.  Kısaca, "Zincirleme kalp ağrısı" denilebilecek en oturaklı cümle olurdu.

" Merak etme. Ömer, böyle bir şey yapmaz. " dedim, teselli eder gibi. Zeliş'le Kerim birbirlerini severken, evlenmeleri için  bu kadar zor ikna olmuş bir adamın Dilan'ı Kadir'e vermesi olağan dışı bir durum olurdu. Hem az önce sinirden kuduran hatta ve hatta hâlâ yukarıda ne yaptığı belli olmayan şeyler yaparken, bu mümkün değildi.

Dilan, söylediklerimle bir umut baktı gözlerime. Sanki bunu bekliyormuş gibiydi.

" Nasılmış Dilan, " dedim gözlerine bakarak.

" Hani bana diyordun ya ' Rauf, Zeliş'i seviyor ona zarar vermez diye yaptım.' Seven zarar vermiyor diye bir kural varsa sende  sevmediğin adamla - Kadir'le- evlen o zaman.  "

Konuşmalarımla bir anlık duraksadı bakışları. Geçmişi hatırlayan gözleri yere düşerken başımı odaya çevirdim.  Amacım onun canını sıkmak felan değildi. Sadece biraz olsun  yaptıklarının ne kadar ağır olduğunun farkına varmasıydı.

YAPMA!/KARAGÜL #TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin