48. ~BEYAZGÜL~

21.2K 956 132
                                    

Bu bölüm, elbardefomaski adlı okuyucuya ithaf edilmiştir.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

............................

"Rauf,"

"Hapisten çıkmış. "

Rüzgarın bedenime uyguladığı esinti tüm vücudumda kol geziyor, her yerimde bir iz bırakarak baştan aşağı tesiri altına alıyordu tenimi.  Uçuşan saçlarımı kulağımın arkasına doğru yerleştirip başımı kaldırarak baktım Ömer'e.  Elini alınına koymuş ovalıyordu.

" Ne demek yani bu?" Başta beni duymadığını düşünecek kadar sessiz kaldı, sonra ağzını açıp tekrar kapattı.  Bu konuya beni ne kadar dahil etmek istemesede bir şekilde ana kahraman ben oluyordum.  " Özellikle bu gün çıkmış olması aklımı çok karıştırıyor." Deyip aklındaki sorunu benimle paylaştı birden. Zeliş bu gün evleniyordu ve Rauf, bu gün hapisten çıkmıştı.  Sevdiği kızın düğün gününde hapisten çıkmış olması akıllarda bir şüphe bırakıyordu. 

Hapisten nasıl çıktığı büyük bir muamma iken içimize yaydığı bu korkuyla nasıl düğünün devam edeceği, bu günün nasıl sonuçlanacağı açık bir şekilde merak konusuydu benim için.  Ömer'e başımı çevirip hafif gülümseyerek durumu yatıştırmaya çalıştım bir nebze.  Aksi takdirde akşama kadar gergin bir Ömer, görmek istemiyordum.

Ömer,  yanıma gelip elimden tutarak gözlerime baktı.  Elleri her an olduğu gibi yine buz gibiydi ve gözleri bu sefer güven değil, endişe saçıyordu.
" Yüsra, sakın yanımdan ayrılma.  Ne olursa olsun bana haber vermeden bir yere gitme, gidecek olsan bile muhakkak telefonun yanında olsun. Tamam mı?" Deyip, kabul etmem için baktı yüzme.  Başımı aşağı yukarı evet der gibi sallayıp sessizce bir şeyler mırıldandım.

" Telefonunu ver!" Deyip elini uzattı Ömer.  Emir kipi kullanmıştı ama ses tonu yumuşak olduğu için hiç emir gibi gelmemişti. Minik çantamdan çıkarttığım büyük telefonu Ömer'in eline bıraktığımda ne yapacak diye merakla bekliyordum.  Ömer telefonu bize doğru gelen iri yarı bir korumanın eline verip:"Murat'a ver halletsin. " dedi sessizce. Telefonumda neyi halletmesi gerektiğini düşünemeyecek kadar yoğundum şuan. 

Ömer'le ayakta biraz daha dikilip el el yürüdük Zeliş ve Kerim'in çekim yerine kadar. Hiç bir şeyden habersiz doğal pozlar veriyorlardı.  Kerim, Zeliş'in belini tutunca Ömer başını çevirip benimde yönümü çevirdi.  Buralarda böyle şeyler biraz ayıp karşılanıyordu haliyle...

Yeşilliklerin içinden yavaş yavaş ilerleyip tek boş kalan banka  oturduk Ömer'le. Korumalar oldukça artmıştı, hatta Kadir bile gelmiş, Ömer'den durumu öğrenip konağa dönmüştü.  Onun görevi ise, konağın güvenliğini sağlamaktı...

Çekimlerin bitmesini beklerken başımı Ömer'in dik ve geniş omzuna koyup kapattım gözlerimi.  Nedense hiç korkmuyordum.  Rauf, tarafından kaçırılan bendim, ama işte korkmuyordum. Sanki Ömer'in yanındayken kimse bana zarar veremez, kimse bana bir kötülük yapamaz gibi geliyordu. 

YAPMA!/KARAGÜL #TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin