YAPMA!/KARAGÜL #Tamamlandı

SON SÖZ

Merhaba gençler, ilk olarak kitabımızın kısa özetiyle başlayalım. Kitabı unuttum, tekrar hatırlamak istiyorum diyenler yada bu kitap nasıl başlamıştı, ne olaylar olmuştu diyenler, aşağıdaki paragrafa gözlerini geçirebilir.🤭

Özet: Kitabımız bir sevda oyunuyla başladı. Ömer adlı başrol, Yüsra adındaki bir kızı sevdiği için ailesiyle birlikte onu istemeye gittiler. Yüsra Ömer'i sevmediği için o gece hiç olmayacak bir hata yaparak sevdiğim dediği adama kaçtı. Bulunamaz sanmıştı. Bulundu. Ömer ikisinide  buldu ve bulduğu yerde Yüsra'nın sevdiği adamı öldürdü. Yüsra bu piskoloji altından uzun bir süre çıkamadı. Ömer'le evlendi ve evlendiği gece kocasını bıçakladı. Kısa bir süre sonra  Ömer iyileştiğinde Yüsra o adamla yine aynı evde olmak zorunda kaldı. Sevdiği adamın resmini çizdi, azar işitti. Onu sevmediğini söyledi, dışlandı. Günler geçti, ellerin sözü iki kalbin fermanını imzaladı. Ömer, Yüsra'nın musumluğunu kireltti. Pişman oldu ancak sonucu değiştiremedi. Aradan bir kaç zaman geçti, sırlar öğrenildi. Abim denilen kişi üvey ağabeyi çıktı. Sevdiğim dediği kişinin onu aldatan pis bir ayyaş olduğunu öğrendi. Tek gerçek ise onu deli gibi seven Ömer'di. Yüsra yolundan dönmedi. Ömer'i hala sevmiyordu. Kalbi ona ısınsa bile yaptıkları geliyordu gözünün önüne. Sabretti, dayandı. Bir gün hiç tahmin edemeyeceği bir şekilde Ömer, Yüsra'nın gözünün önünde vuruldu. Son sözü ise ölürsem belki rahatlarsın oldu. Vicdan barındıran sözün tesiri epey sürdü. Ömer'i vuran kişinin Rauf olduğu ortaya çıktı. Rauf Zeliş'i seven takıntılı biriydi. Sırf Zeliş'e kavuşmak için Dilan ile anlaşma yaptı. Dilan ise kardeşine ihanet etti sevdiği adama kavuşmak için. Kerim vardı ipin ucunda. Planları suya düşünce Rauf, Yüsra'yı kaçırdı. Takas olması için. Olmadı. Ömer, Yüsra'yı buldu. Bir kaç zaman sonra Dilan'ın tüm foyası ortaya çıktı. Ömer bu durum karşısında Dilan'ı, Kadir'le evlendirmek istedi. Bu olaylar böyle devam ederken Yüsra Ömer'e karşı büyük bir sevgi beslemişti. Sevgiden ziyada ilgiye karşı duyulan bir hazdı. Günler geçti kalbinde güller açtı. Kara gülü, beyaz oldu. Her sabah başucunda olan karagül, bir sabah beyazlarla süslendi. Aşklarına renk katan birde minik bebek haberi aldılar. Her şey güzeldi ama saklanılan sırlar o kanağı yakıp kül etti. Yusuf yaşıyordu. Yüsra bu gerçeği doğum gününde öğrendi. Bir zamanlar sevdiği adam ölmediği için sevindi. Sevindi ama Ömer katil olmadığı için sevindi. Bunun yanı sıra iki de düğün oldu konakta, Kadir'le, Dilan evlendi. Kerim ile Zeliş. Bu evlilikte üç mutlu bir mutsuz vardı. Dilan! Rauf, her şeyi Kadir'e anlattığında Dilan'ın gerçek aşkını öğrendi Kadir. Kendi kardeşi olan Kerim'i seviyordu karısı. Ve buna sebep olan kişi Ömer'di. Birden gelen öfke ile Rauf'a Ömer'in yerini söyledi. Ömer o gün Fıratta vuruldu ve hırçın nehre düştü. Yüsra perişan olmuştu. Sevdiği adam gözünün önünde vuruldu. Hiç bir şey yapamadı. Bayıldı sadece. Ömer'i o nehirden Kadir kurtardı. Dayanmadı yüreği. Telefonlar ıslandı, haber veremedi kimseye. O gün herkes Ömer'in öldüğünü sandı. Yüsra'da öyle. İntihar etmek istedi. Onu vazgeçiren tek bir şey olabilirdi. Oda sevdiğinin yaşıyor olması. Tekrar hayata bağlandı iki aşık. Minik bebekleriyle tekrar hayata sımsıkı tutundu. Küçük bir erkek çocukları oldu. Cüneyt Ali! Mutluluk kaynağıydı. Onun ardından aileye yeni bir üye daha dahil oldu. Tuana! Ömer'in kıymetlisi. Her şey ve her detay olduğundan fazla güzel ilerledi. Yüzlerindeki gülümseme hiç eksik olmadı. Tabi aileye bir bücür daha katılırsa konak çocuk cıvıltilariyla şenlenecek, yüzlerdeki gülümsemeyi iki katına çıkartacaktı...

Ne garip, öyle değil mi? Benim 52 bölüm artı Final olmak üzere 500 sayfa yazdığım kitap, bir paragrafa sığabildi. Tam detaylar anlatılmasada kitabı okuyan kişilerin aklında o sahneler mutlaka geçmiştir. Şimdi özet işimiz bittiğine göre genel konuşmaya geçelim.