Sen De Gitme

8.1K 631 27
                                    


Belki de kadınsal bir güdünün etkisi ile,hiç haz etmediğim bu duygu birden baş vermişti. Onu çok kıskanmıştım.

"Hiç...Hiçbir sebebi yok," dedikten sonra yutkunma ihtiyacı hissetmiş olmam sanırım düşüncelerimi merak etmesine sebep oldu.
"Emin misin? " Başımı abartılı bir şekilde sallarken aslında kendimi ikna etmeye çalışıyordum.
"Evet ,eminim. Ben yatsam iyi olacak. Siz rahat rahat görüşün."
Son kelimeler, istemsizce yapmacık bir ses tonuyla dudaklarımdan döküldüğünde Aras kaşlarını önce çattı ve bir salise bile geçmeden dudağının sağ tarafını kıvırdı. Anlamıştı ama her zamanki gibi kendinden emindi.

"Onunla tanışmayacak mısın?Ya da hoş geldin demeyecek misin?"

Elimi tutarak beni kapıya doğru çekerken kaçamak bakışlarımı yüzümde gezdirdim. Hala gülümsüyordu. Bahçe kapısını açan düğmeye bastıktan sonra tekrar mutfağa doğru ilerlediğimiz esnada elimi iyice kavrasa da ansızın kendi elimi geriye çektim.

"Gerçekten çok yorgunum ve uyumak istiyorum Aras."

Ani tepkimi görmezden gelmesi mümkün olmadığından bana doğru döndü.
"Peki nasıl istersen. Başka zaman tanışırsın."
Dudaklarımı birbirine bastırarak zoraki bir tebessüm ettim. "Olabilir."

Merdivenlere doğru ilerlediğim sırada beni izlediğini düşünerek omzumun üzerinden ona baktım. Belli ki aklı, benim bu hallerime takılmıştı. Yine zoraki tebessüm gönderdiğimde tereddütlü bir şekilde karşılık verdi.
Kıskanmak ne kadar da kolaydı. Bunun için onun ağzından bir kadın ismi bile duymak yeterliydi. Önemli olan bu duygu ile baş edebilmekse eğer ben şu anda bununla mücadele ediyordum. Ve öyle güçlü bir duyguydu ki aramızda yaşananları ya da bu gece o adamın yaşattığı zor anları bir perde gibi örtermeyi şu anda kolaylıkla başarıyordu.
Aklıma, hissettiğim bu duyguyu dallanıp budaklandırabilecek hiçbir şey getirmek istemesem de arkadaşının görüntüsünü hatta konuşmasını bile merak ediyordum. Kıskançlık denen duyguya karşı sağır olmaya çalıştıkça beynimdeki gürültüyü daha fazla duyuyordum. Hem de merdivenin basamağına attığım her adımda.

Ve kendimi, atölyemde ,oranın ışıklarını açarken buldum. Buraya kadar nasıl çıktığım hakkında hiçbir fikrim olmasa da neden çıktığımı iyi biliyordum. Resim yapmak istiyordum.
Yetimhane yıllarımdan beri bu tür,esir edici duygulardan uzaklaşmak adına seçtiğim yola, ayaklarım yine alışıldık adımlarını atmıştı. Aras'ı kıskanıyor olmak hem de ağzından dökülen bir kadın ismi yüzünden bunu yapıyor olmak, şu anda yaşadığımız kopuk ilişkiye rağmen olması gereken bir durummuş gibi gün yüzüne çıkmıştı.
Tuvalimin başına geçmek yerine tam anlamı ile ona sığındım. Boyaları alelacele palete sıkarken yine maviler beyazlar ve griler kendini gösterdi.Sol elime aldığım fırçayı boyalara daldırıp karıştırırken aceleci hallerimin bir tek açıklaması olabilirdi. O kötü duyguyu aramıza sokmak istemiyordum. Bunu Aras'a daha önce Cunda adasında söylememe ve ondan da aynısını beklememe rağmen şimdi aynı duruma düşmeyi istemiyordum.

Beyaz tuvale öylesine sürdüğüm fırça darbesi belki de hayatımda ilk defa bana yardımcı olamadı.
Bir tane daha ,bir tane daha ve bir başkası...
Sadece sıkıntımı büyütmekten başka işe yaramayan bir sürü fırça darbesi karşımda dururken elimdekileri yüksek taburenin üzerine bıraktım ve tuvali izlemeye başladım.
Ben, oraya bir şeyler resmetmeye çalışsam da orada sanki bir şeyler yazıyor bana kendi iç dünyamı gösteriyordu. Ben eski Rüya değildim...Tam olarak gördüğüm cümle buydu.
Bastırmak zorunda olduğum hislerimi resim yaparak yaşamak,onlara koyu renklere gizlenmiş anlamlar yüklemek zorunda değildim. Benim artık bir ailem vardı. İyi ya da kötü her duygumu yansıtabileceğim,olması gerektiği gibi davranabileceğim bir ailem ve sevdiklerim yanımdaydı.

BİR PARÇA MASAL 2 AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin