Merhaba masalcılar, yine bir Perşembe yine onlarla beraberiz :)
Hepinize keyifli okumalar diliyorum.
...........
Silah sesinin ardından dehşete kapılmış bir halde Aras'a baktım. "Burada kal," diyerek yanımdan ayrıldığı sırada bir el daha silah sesi ortalığı inlettiğinde bu sefer sesin çok daha yakından geldiğine emindim. Arkasından "Aras" diye haykırsam da o çoktan kapıyı üzerime kapatarak odamdan dışarı çıkmıştı.
Ölebilirdim; ona bir şey olacak diye şu an beni ele geçiren korku yüzünden ölebilirdim.
Hiç düşünmeden kapıyı açtığım anda birkaç metrelik koridorun başında Yavuz'u tanımadığım bir adamın boğazını öfkeli bir aslan misali sıkarken gördüm. Gözlerim hızla Aras'a kaydığında, adamın başında dikilmiş evimizin içinde silahla ateş etmeye cesaret etmiş bu adamı parçalara ayıracakmış gibi ona bakıyordu.
"Abi bir şeyin yok değil mi?"
Yavuz adamı sarsıyor olsa da aslında Aras'a sesleniyordu. Aras'ın sesi hem Yavuz'a cevap hem de adama bir kükreme olarak çıktı.
"Seni öldüreceğim aşağılık herif, çünkü hayatının hatasını yaptın."
Aras Yavuz'un yanına geçerek adama doğru eğildikten sonra Yavuz ellerini geri çekti. Aras sarı saçlı adamın ceketinin yakasından tutarak onu inanılmaz bir sertlikle sarstı.
"Kimsin sen? Canına mı susadın?"
En fazla otuzlu yaşlarındaki adam Aras'a cevap vermedi. Bir kaç defa daha sarsıldığında sessiz inadını başını arkaya doğru eğerek mavi gözlerini benimkiler ile buluşturduğunda bitirdi. Bir adım geri adım atmama sebep olan bu bakışların ardından sinsi ama serinkanlı bir ses tonu ile yüzüme baka baka Aras'a cevap verdi.
"Rüya Giritli."
Dehşete kapılmıştım. Aras bu halimi gördükten sonra adamın çenesine olanca hiddeti ile bir yumruk indirdi. "Rüya Karahanlı diyeceksin."
Ardından birkaç yumruk daha attığında sanki her yumrukta gücünün ve öfkesinin şiddeti artıyordu.
Elbette Aras'ın öfkelenmesine benim ise korkudan titrememe sebep olan durum bu yabancının benim kimin torunu olduğumu biliyor oluşundan kaynaklanıyordu. Yavuz Aras'ı geriye doğru çekmek için kollarını tuttuğunda aklımızdaki düşünceleri çoktan kavramış gibi görünüyordu.
"Abim dur artık! "
Yavuz Aras'ı zar zor durdurarak yüzü gözü dağılmış adama yaklaştı. "Abi bu piç kurusu sen eve girdikten sonra arkandan ben girdim ya, işte o zaman bahçe kapısından sızmış. Ben bahçedeyken mutfak penceresinde bir siluet gördüm."
Aras'dan teslim aldığı adamı yakasından çekerek ayağa kaldırdı ve dizini bükerek karnına sertçe vurduktan sonra açıklamasını asabi bir halde sürdürdü.
"Koşa koşa içeri girdiğim an bana ateş etti ama denk getiremedi bu ayarı bozuk... Ceketimi deldi."
Aras her ikisini geride bırakarak bana doğru yaklaşırken bir yandan Yavuz'u dinliyor, bir yandan da gözlerini bana dikmiş korkumun boyutunu ölçüyordu. Sanki bu durum onun için çok daha fazla önemliydi.
"Sonra merdivenlerden yanınıza doğru koşmaya başladığında arkasından ateş ettim ama vurmadım abim. Sırf sen kızma diye bu iti hayatta bıraktım ama bu itcik benim en sevdiğim takım elbiseme zarar verdi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR PARÇA MASAL 2 AŞK
RomanceYetimhanede büyüyen Rüya'ya masal gibi bir hayat vadeden Aras Karahanlı bu masalın aşk kısmını eksik bırakmış, Rüya'nın masalına "bir parça masal" demiştir. Aşk tamamlandığında ise gerçekleri öğrenen Rüya Aras'ı çok sevdiği halde terk etmiştir. Bir...