" Sizi misafir etmek isterim Karahanlı," dedi. Ellerini siyah pantolonunun ceplerine sokmuş, ellili yaşlarındaki kır saçlı ve gerçekten kirli bakışlı adamın buyurgan sesi, onun sözlerini bir davetten ziyade emir gibi çıkarmıştı. "Ben Şeref Kırcasoy," dediğinde ellerimi yüzümden çekerek Aras'ın elini tuttum ve az önceki sarsıntım yerini büyük bir korkuya bıraktı.
"Hayır!" dedim emredici bir ses tonuyla. "Asla o tekneye gitmene izin vermem." Adam, ceketinin kenarlarını havalandırarak ellerini tekrar cebine soktu. O anda belindeki gümüşe çarpan güneş ışığının yansıması kalbimi tekletti. " Art niyetsiz ve samimi bir teklif bu Karahanlı. Zaten beni ziyaret etmek istediğinizi adamınızdan duymuş bulunmaktayım." Adamın sözleri Emir'in bir adım öne atmasına sebep oldu. " Ben de seninle geliyorum Aras." Emir'in sözlerinin anlamı şuydu. Aras o adamın yanına gidecekti... Her şeye rağmen... Ve gitti...
Biz de hemen marinaya geri döndüğümüzde adamın benim kim olduğumu diğerlerine söylemiş olmasının huzursuzluğu yerine, Aras adına duyduğum endişeyle doluydum.
*****
Göz ucuyla duvarda asılı duran beyaz saate baktım. Tam iki buçuk saat olmuştu. Kollarımı sıvazlayarak salonun ortasında volta atarken içime derin bir nefes daha çektim. Aslında Aras o tekneye bindiğinden beri nefes aldığım falan yoktu. Her nefeste ölüyor gibi bir şeydim. Bu da beni öldürenlerden birisiydi.
" Neden hala gelmedi?" Çağrı Mert bileğindeki saate bakarak "Gelecek," dedi, "bu kadar endişelenmene gerek yok."
"Neden?" diye bağırdım. "O katil mafyanın yanına giden bir insan için neden endişelenmeyeyim?" Çağrı Mert'in beni teskin etmeye çalıştığını biliyordum. Ellerimi iki yana açarak ona çıkıştım."Hem neden polisi aramıyoruz? Adam belindeki silahı gözümüzün içine soktu."
" Hayır Rüya. Öyle adamlar ne yaptıklarını iyi bilirler. Ortada polisi arayacak bir durum yok. Sadece teknesine davet etti. Bu onu suçlu yapmaz."
"Ama evime silahlı bir adam gönderdi."
" O gelmedi. Adam geldi ve o gelen adam, sorguda öleceğini bilse onu kimin gönderdiğini söylemez. Şeref denen şu herif Aras'tan bir şey istiyor olmalı ve bunu isterken de eminim onu çok güzel bir şekilde ağırlıyordur. Unutma, Aras her açıdan ünlü ve nüfuzlu birisi. Adam bir mafya olabilir ama dağdan inme bir hayvan değil. Kime nasıl davranacağını çok iyi bildiğine eminim."
Hızlı adımlarla mutfağa gittim. Sözlerinin faydasız olduğunu, endişemi gidermek için Aras'ı kanlı canlı görmekten başka çarem olmadığını her ikimiz de iyi biliyorduk. Sürahiden bardağa doldurduğum bir bardak suyu içerken tek isteğim içimde yanan ateşin sönmesiydi. Çağrı Mert yanıma yaklaşarak "Bir şeyler yemelisin," dediğinde bu teklifine hayır anlamında başımı salladım. Ne yapacağımı bilmez bir halde alnımı ovalayarak bir süre boş bakışlarla zemini izlemeye başladığım anda " Olmuyor değil mi?" dedi. Ne demek istediğini anladığımı belli ederek "Hayatı söz konusu Mert," diye karşılık verdim. " Bu her şeyden önemli..."
Sessiz bekleyişimizin üzerinden bir saat daha geçtikten sonra Aras'ın ve Emir'in ulaşılamayan telefonlarını belki bininci defa aramıştım.
Aras'a benzemiş olmalıyım ki, elimdeki telefonu koltuğun üzerine fırlattığım anda kapı tıkırtısı kalbimi yerinden söktü. Mert'le aynı anda kapıya doğru hareketlendiğimizde Aras, araladığı kapıdan içeri girmiş yüzüme bakmaya başlamıştı. Derin bir nefes vererek, gittiği gibi sapa sağlam gelmiş olmasının rahatlığı ile kollarımı boynuna doladım.
"Buradasın." Saçlarımın üzerine bıraktığı öpücüğün ardından " Her zaman," dese de sesi biraz yorgun ve soğuk çıkmıştı. Onu bilirdim, onu iyi bilirdim. Canı sıkılmıştı ki Aras'ın canını sıkmak, o istemedikten sonra duygularına yön vermek hiç de kolay bir şey değildi. "Neler oluyor?" Endişeli sesimi duymazdan gelerek Mert'e baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR PARÇA MASAL 2 AŞK
RomanceYetimhanede büyüyen Rüya'ya masal gibi bir hayat vadeden Aras Karahanlı bu masalın aşk kısmını eksik bırakmış, Rüya'nın masalına "bir parça masal" demiştir. Aşk tamamlandığında ise gerçekleri öğrenen Rüya Aras'ı çok sevdiği halde terk etmiştir. Bir...