Haftada bir atacaktım amaaa 8 gün olmuş özür dileriiimmmm
İyi okumalar canlarım
Son zamanlarda okunma artmış bunun içinde teşekkür ederim
Öptümmm
-bbhyun
---
Baekhyun kapıyı vurup dışarı çıkmalarını isteyen Miyeon'a dayanamayarak kapıya doğru gitti.
Chanyeol'un hiçbir sözüne karşılık vermemişti."Bir şey demeyecek misin?" Kapıyı açmadan evvel duraksadı ancak yinede cevap vermeden kilidi açtı. Miyeon ile karşı karşıya geldiğinde yüzü donuktu. Genç kız da ondan tepki bekliyordu.
"Ne konuştunuz?"
Baekhyun demek istediklerini yutarak onu da geride bıraktı. Hiçbir şey dememeliydi, Miyeon için.
---
"Jongin?" Baekhyun evinde kalıp mutfakta rastgele yemekler deneyerek vakit geçirmek istiyordu ancak ardarda çalan telefonu yüzünden bunu yapamadı. Jongin onu gecenin bir vaktinde aramış gönderdiği adrese gelmesini istemişti.
Geldiği yerde arkadaşları sarhoş görünen Chanyeol'u kaldırmak için uğraşıyorlardı.
Jongin kendisine seslenen çocuğu görünce mutlulukla gülümsedi ve kolundan tuttuğu Chanyeol'e geri döndü. "Bak Baekhyun geldi."
Chanyeol başını kaldırmadan iki yana salladı. Doyoung pes ederek yanına oturmuştu.
"Baekhyun'a gidelim."
"Zaten burada!" Jongin aslında onunla uğraşmazdı ama zamanında arkadaşı onu çok toplamıştı buralardan. O yüzden sabrediyordu. Aslında buraya gelme fikride kendinden çıkmıştı.
Chanyeol derin bir şekilde nefes alıp başını kaldırdı. Etrafına baktı. Baekhyun ile göz göze gelmesine rağmen üzgün bir şekilde iç çekmişti.
"Saat kaç? Baekhyun'u arayın ve ona geleceğimi söyleyin."
"Baekhyun lütfen ona bir şeyler söyler misin? Biliyorum saat geç oldu ancak bir türlü onu kaldıramadık." Olay çıkarmasından korkuyorlardı. Bırakıp gitmek istemedikleri için küçük olanı çağırmışlardı.
"Chanyeol, buradayım." Ses yüksek olduğu için duymamıştı. Belki de sesini algılayamayacak kadar kötüydü. Baekhyun da çok bağırmamıştı zaten.
"Suç benim değil Doyoung... Baekhyun çok," deyip başını geriye attı. Sözünü tamamlamadan gözlerini kapatmıştı. Baekhyun çok güzeldi ve dediği tüm güzel şeyler onun içindi. Sadece onu farketmeliydi. Yaptığı onca şey Baekhyun'un etrafında olabilmek içindi ama tüm bunlar yanlış geliyordu artık.
Baekhyun uzun olanın yanındaki boş yere oturdu. Doyoung yanına gelen kızla ilgileniyordu. Jongin ise telefonda Sehun'a mesaj atmakla meşguldü.
"Baekhyun çok, ne?" Sözünü devam ettirmesini istiyordu. Chanyeol cevap vermemişti. Güzeldi, akıllıydı, ilgi çekiciydi, kusursuzdu, korkusuzdu.
"Benim dünyam, Baekhyun'un kar küresi kadar... Doyoung, biliyorsun onların ne kadar küçük olduğunu..."
"Bu ne demek?"
Chanyeol başını iki yana salladı yavaşça. Konuşmak yorucu geldiği için susmuştu. İçindekileri Baekhyun'a söylemek istiyordu ama onu rahatsız etmek istemedi.
Birkaç dakika sonra kalkmaya çalıştı yerinden. "Baekhyun'a gideceğim."
"Beraber gidelim." Baekhyun yerinden kalkıp onu takip ederken Chanyeol bu teklifi başıyla onaylamıştı.
Gerisinde bıraktıklarına bakmadan ikisi birlikte çıkışa ilerlediler.
Chanyeol aniden yerinde durdu ve ellerini siyah hırkasını cebine yerleştirdi. Baekhyun da durarak gerisine baktı. "Neden durdun?"
"Evi unuttum..."
"Ben biliyorum?"
"Onu tanıyor musun?"
"Evet yakın arkadaşım."
"Adın ne?"
"Uh..." Baekhyun garip durumu sürdürürken bir isim düşündü.
"Soojin? Miyeon? Tanrım onlara benzemiyorsun bile!" Chanyeol gözlerini kısarak çocuğa baktı ama bir şey anlamadı. Saçları kısa birini görüyordu ve ona gülümsediğini farketmişti.
"Söz veriyorum seni Baekhyun'a götürüyorum." Deyip ilerlerken Chanyeol ister istemez arkasından takip etti.
"Baekhyun'a söyleyeceklerim var."
"Ne söyleyeceksin?"
"Ona söylemem gerek."
"Pekala, eve yaklaşıyoruz. Diyeceklerini dışından tekrar etmelisin. Gördüğünde direk söyleme istiyorsan eğer tekrar etmelisin." Cümleleri toparlamaya çalışarak söyledi. Baekhyun çünkü sarhoşluğu geçtikten sonra Chanyeol bu kadar cesur olmayabilirdi.
"Ben kulaklarımı kapatıyorum." Diyerek eliyle kulaklarını kapattı. Yinede Chanyeol ne dese duyardı...
"Seni seviyorum Baekhyun, seni seviyorum Baekhyun, seni seviyorum Baekhyun..." Chanyeol onu görür görmez bunu söyleyecekti. Dışından tekrar ederek yolda ilerledi. Neden bunu yaptığını bilmiyordu belki dışarıdan saçma görünüyordu ama bir an evvel onu görmek istiyordu.
"Chanyeol?"
"Baekhyun'u sevmeyi ne zaman bırakacaksın?"
"Sanırım," Duraksama düşündü aslında cevabı çok kolaydı. "O başkasını sevdiği zaman..."
"Ama o seni şimdi de sevmiyor." Chanyeol buna gülerek omzunu silkti.
"Baekhyun beni seviyor." Dedi. "Beni seviyor buna eminim. Hatta şuan benim ona gitmemi bekliyordur."
"Sanmıyorum." Baekhyun gülerek başını salladı. Bir saat önce böyle düşünüyor olabilirdi.
"Beni sevmesi için bir sebep yok."
"Seni sevmesi için sebep çok."
"Ben bir aptalım." Chanyeol üzgün bir şekilde mırıldanarak kaldırım kenarına oturdu ve başını dizlerinin üstüne koydu. Baekhyun da aynı şekilde yanına oturmuştu ve ona bakıyordu.
"Seni sevmeseydi eğer senin saçma öpücük oyununu kabul etmezdi."
"Baekhyun buraya gelsin."
"Pekala onu arayacağım."
"Gelince söyle." Deyip gözlerini kapattı. Hemen uykuya dalamazdı değil mi? Baekhyun şaşkınlıkla ağzını açarken ne yapacağını bilemedi. Sadece yanına yaklaşarak dudaklarını yavaşça yanağına bastırdı. Hırkasının şapkasını başına doğru indirerek soğuktan korurken parmaklarıyla yanağını okşamıştı.
"Chanyeol burada uyuyamazsın. Yukarı çıkmamız gerek."
Evine neredeyse gelmişlerdi ve şimdi kapısının önündelerdi. Sadece Chanyeol'u yerinden kaldırması gerekiyordu...
Kolundan tutarak çekiştirdi.
"İstemiyorum..."
---
Baekhyun onu zar zor getirdiği evinde yatak odasına götürdü. Chanyeol kendi evi gibi yatağı görür görmez yatmıştı. Baekhyun da öylece yanına girdi ve üzerlerine yorganı çekmeyi çalışmıştı.
Şuan ikisininde tek ihtiyacı uykuydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fri'ends (chanbaek)
Short StoryChanyeol Miyeon'a aşıktı. Bunun için Baekhyun'dan yani Miyeon'un en yakın arkadaşından yardım alacaktı. Baekhyun, Miyeon ve Chanyeol'un sevgili olmasına yardım ederek onların mutluluğu için uğraşırken kendini üzüyordu...