"Baekhyun, Chanyeol'e ulaşamıyoruz. Sende telefonlarımızı açmadığın için buraya geldik.""Aslında ben-" Diye başlamasına rağmen ne diyeceğini hakkında ufacık bir fikri bile yoktu. İki gündür beraberiz hatta dün gece birlikte olduk demesini kimse beklemesin...
"Chanyeol en son seninle ayrılmıştı. Sonra hiç gördün mü onu?"
"Ben aslında-"
"Bir yerde ölüp kalmasından korkuyoruz." (Sanki helallik isteyecek)
Baekhyun gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Doyoung ve Jongin kendi aralarında konuşurken o da Chanyeol'un yatağında uyuduğunu nasıl söyleyeceğini düşünüyordu.
"Baekhyun gelen kimdi?" Baekhyun'un artık düşünmesine gerek kalmamıştı.
"Siktir ama Chanyeol..." Jongin altında sadece gri eşofman ile salona gelen yarı çıplak arkadaşına bakıyordu tıpkı Doyoung gibi.
"Neden bize haber vermiyorsunuz? Seni ne kadar merak ettik haberin var mı?" Az çok tahmin ederek buraya gelmişlerdi ama bunu söylemezlerdi. İkisi bir kanepede otururken Baekhyun tekli koltukta oturmuş başını öne eğiyordu.
Chanyeol sonunda yanlarına gelip oturmuştu.
"Bir hafta eve gelmediğim olmuştu..."
"O zaman farklıydı. Şimdi Baekhyun ile gittin ve son durumunuzu haber etmedin." Jongin sonunda gülmemeye çalıştı. Chanyeol gözlerini devirerek Baekhyun'a baktı ara ara.
Küçük olan sevimli duruyordu.
"Bu halde onun odasından geldiğine göre gece yorucu geçmiş olmalı."
"Eğer bunu kabul edersem gidecek misin?"
"Ben giderim ama Miyeon'u nasıl göndereceksin?" Chanyeol günün bu saatinde onu düşünmek istemiyordu. Yanlarında duran siyah tişörtü farkettiğinde üstüne geçirdi oturduğu yerde. Ne zaman gelmişti bu tişört buraya?
Baekhyun arkadaşını hatırladığı an içinde derin bir yere iğne batırılmış gibi hissetmişti. Acı vericiydi ancak yine olsa aynı hatayı yapardı.
"B-ben birazdan geliyorum." Bahane bulamadığı için öylece yüzlerine bakmadan kalkıp odasına doğru ilerledi. Sorulardan uzak birkaç saniye geçirmek istemişti ama onu takip edenin farkında değildi.
"Hey," Chanyeol arkasından gelip kapıyı bile kapatmıştı. Küçük olanı bileğinden tutarak kendine çekti.
Baekhyun onun varlığını farketmeyecek kadar daldığından bir anda şaşırdı.
"Dün ve gece..." Diye başladığı sözün devamını tahmin edebiliyordu çünkü aynı şeyleri düşünüyorlardı. Bu yüzden ikisi birden konuştu.
"Güzeldi."
"Güzeldi."
Baekhyun gülümseyerek başıyla onaylamıştı. Sessiz bir ortam oluşunca yaklaşsa mı yoksa uzaklaşsa mı kararsız kalmıştı. Zaten Chanyeol dayanamayak onu kendine çekmişti.
"Dersten sonra buluşup biraz konuşmak ister misin?" Dün gece hakkında bir şeyler konuşup, düzeltmeler yapmak istiyordu. Belki de tekrar yaşanması için böyle bir girişte bulundu. Baekhyun bu üstü kapalı teklifi anlamıştı.
"Bugün annem gelecek, senin evinde kalabalık oluyor. Yani konuşmak için iyi bir yer yok."
"Otel?" Chanyeol bir elini Baekhyun'un bel oyuncusundan aşağı doğru indirip kalçasının üzerine koydu. "Otel konuşmak için iyi bir yer."
"Otel olur..." Baekhyun nefes nefese onayladı ve kendini Chanyeol'a değdirdi. "Hem ben doymadım, deliğim doymadı. Hissetmişsindir Chanyeol seni bırakmak istemedi?" Chanyeol onun sıkılığını hatırlayınca avucunun içindeki kalçasını sıkarak kendine bastırmıştı.
"Baekhyun-"
"Chanyeol," kısa olan onun sözünü kesti ve dudaklarını yalayıp gözlerinin içine baktı. "Sorunlarımız var." Diye birden hatırlattı.
Chanyeol ellerini yavaşça beline çıkararak devam etmesini bekledi.
"Onları konuşmamız gerek.""Sadece çekip gitsek?"
"O kadar kolay değil..." Baekhyun istemsizce bir elini uzunun yanağına koyarak baş parmağıyla okşamıştı. İçi gidiyordu şuan ona dokunup sesini daha çok duymaya ancak rahat değildi.
İşin içinde arkadaşı vardı. Birlikte olurken aklına bile gelmeyen arkadaşı vardı.
"Ben Miyeon'a her şeyi anlatacağım."
"Benim sürtük olduğumu düşünecek." Sanki onu elinden almış gibi herkese kötü gösterebilirdi. Miyeon daha önce bunu yapmaya kalkmıştı ama Soojin onu durdurmuştu ve sonra araları düzelmişti.
Miyeon hala onu Baekhyun için bırakan sevgilisini unutamıyordu. Tekrar aynı şeyi yaşamamak için her şeyi yapardı.
"Sen yanımdayken bir şeyden korkmuyorum Baekhyun, sen de insanları umursama çünkü birbirimizi kaybetmeyeceğiz."
Baekhyun bir nebze rahatlamıştı. Gülümseyerek başıyla onayladı ancak aklına gelen şey yüzünden bir anda dondu. "Her şeyi anlatacağım derken seviştiğimiz kısmı dahil etmeyeceksin değil mi?"
Chanyeol küçük bir kahkaha bırakmıştı küçük olanın sevimliliğine. "Senin çektiğin sakso'dan bahsetmeyeceğim..."
"İğrençsin..."
"Baekhyun," Uzun olan bir anda ciddileşti. Adı geçen çocuk kaşlarını kaldırarak beklemişti ne diyeceğini. "Ben seni çok-"
"Chanyeol!? Nerede kaldınız??" Önlerde durdukları kapı yumruklanınca Chanyeol sözünü kesmişti ama Baekhyun hala merakla bekliyordu.
"Gidelim." Deyince Baekhyun yüzünü düşürdü. Beklediği şey gelmediği için garip hissediyordu aslında.
"Pekala." Kısa olan ellerini çekip diğerinin geriye gitmesini bekledi ama hareket etmediğini görünce gözüne baktı.
"Seviyorum Baekhyun," dedi ilk olarak, "Seni seviyorum."
----
Kısa ya da orta bir zaman süresince bölüm gelmeyebiliir
Hoşçakalın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fri'ends (chanbaek)
Short StoryChanyeol Miyeon'a aşıktı. Bunun için Baekhyun'dan yani Miyeon'un en yakın arkadaşından yardım alacaktı. Baekhyun, Miyeon ve Chanyeol'un sevgili olmasına yardım ederek onların mutluluğu için uğraşırken kendini üzüyordu...