KankAşk

28. Bölüm

Nefes'ten

Kamp?!

N: Ne kampı?
T: Ya işte bizim grupla kampa gidelim diyorum nasıl fikir?!

Sinirle güldüm. Bu benimle dalga mı geçiyordu?!
N: Kampına başlatma şimdi! Konuyu değiştirmeye de çalışma! Kendine gel!
T: Nefes bak bugün seni öptüğüm için özür dilerim-
N: Ya anlamıyor musun tek sorun bu değil! Dilay ile tüm gün dolaştın ya! Sonra diyorsun ki 'ondan nefret etmen benim umrumda değil!' diyorsun! Sen kendine gel bi! Kendine gel öyle yanıma gel haydi eyvallah.

Hızlıca yukarı çıktım, arkamdan geliyordu eminim. Koşarak odama girdim ve kapımı kilitledim. Kapıya vuruyordu hayvan. Birkaç kere daha vurup en sonunda tekme atıp gitti. Evden gitmişti. Şu an neden bu hâldeyiz, neden bana böyle davranıyor bilmiyorum. Bilmiyorum, neden beni öptü. Yatağıma oturdum ve yüzümü sıvazladım. Saat baya geç olmuştu. Ama ben tek başıma kalırsam kafayı yiyecektim. Hemen Banu'yu aradım. Hemen açtı.

B: Alo kanka neredesiniz ya siz?
N: Banu evime gelebilir misin?
B: Sen iyi misin kardeşim?
N: Of Banu soruma soru ile karşılık verme. Hemen yanıma gel ne olur
B: Bu saatte?
N: Burada kalırsın Oğuz'u boşver.
B: Tamam kanka geliyorum aşırı merak ettim şu anda.
N: Haydi gel.

Telefonu kapatıp sırtımı başlığa yasladım.

Ben uzun uzun dalmışken kapının çalması sesi ile kendime gelip kilitli olan kapımı açıp aşağı indim. Kapı deliğinden Banu'yu görünce direkt açıp ona sarıldım. Banu'da hemen karşılık verdi.
B: Mal gibi burada sarılacak mıyız gülüm?

Güldüm ve ondan ayrıldım o da içeri girdi. Oturma odasına gidip koltuğa oturduk.
B: Anlat
Derin bir nefes aldım ve dudaklarımı büzerek Banu'ya baktım.
B: Kanka ne oluyor ya? Anlat işte!
N: Kanka bu Tahir varya bu gerizekalı, mal, odun, kütük, eşek, kıt akıllı, beynini Şanlıurfa'da unutmuş Tahir varya
B: Ketçap mayonez? Neyse ee
N: Bu gördün tüm gün o kaşarlı köfte Dilay ile takıldı.
B: Eee
N: Şimdi sakin ol direkt söyleyeceğim.
B: Eeee haydi be!
Kulağına yaklaşıp sessiz bir şekilde söyledim. Neden böyle yaptığımı bilmiyorum ben de iyice mallaştım.
N: Tahir beni arka bahçede sebepsizce öptü.

Yüzümü ona döndüğümde bana şaşkın şaşkın bakıyordu.
B: Nerenden?!
Dudağımı gösterdim. Gözlerini faltaşı gibi açıp çığlık attı. Kafasına vurdum, sustu.
N: Ne bağırıyon lan!
B: Lan niye öptü seni?! Oha oha oha! Skandal! İnanamıyorum! Nasıl yani! Lan bir dakika tüm gün Dilay ile gezip seni mi öptü.
N: Aynen!
Dedim hiddetle.
B: Vay şerefsiz vay.
Oflayıp bağdaş kurdum.

B: Hayır kanka şimdi Tahir seni neden öptü?!
N: Meğer ödeşecek mişiz de miş miş falan
B: Ödeşmek bahane öpüşmek şahane
N: Sus ya öf. Hayır kanka en çok canımı yakan şey Dilay ile gezmesi. O kızın bana yaptığı şeylerden sonra hâlâ geziyor ya.

Ben somurtarak otururken Banu'nun meraklı bakışları altında kaldım. Lan! Bunu Asiye dışında kimse bilmiyor! Sıçtım bez getirin.
B: Ne alaka?
N: Bir şey yok ya şey ııı
B: Kes lan bir dakika nasıl yani bu sana geçmişte ne yaptı? Kanka anlatmazsan küserim yemin ederim.
Göz devirdim. Ne olacak sanki Banu'dan.

Gözlerimi sıkı sıkı kapatıp derin bir nefes alıp verdim. Baya zor olacak benim için anlatmak..

N: Şimdi lafımı kesersen eğer inşallah çıplak ayakla masa kenarına serçe parmağını vurursun. Ben hani lise son sınıfta üniversite için etüte gidiyordum ya, Dilay'da oradaydı. Ve ben her ne kadar o zamanlarda bile Dilay'dan gıcık kapsam bile orada tek başıma olduğum için tanıdık diye onunla ve arkadaşı Yeliz ile takılıyordum. Bu arada Yeliz'de Dilay'ın en yakın arkadaşıydı, ve durumlarıda iyi değildi. Çok gururluydu asla bizden bir şey almazdı ama yine az da olsa yardım ediyorduk kendisi de çok becerikliydi lif falan örer satardı. Neyse bir gün...