14. Bölüm

3K 222 122
                                    

Tahir'den

Sabah alarmın zır zır ötmesi ile uyandım. Direk kalkarım.
Aklıma tatil gelince banyoya girip duş aldım sonra üstüme bornoz geçirip dişlerimi fırçaladım, traş oldum.
Tekrar odama geçip üstüme boxer, şort, tişört giydim. Ayağıma da beyaz spor ayakkabılarımı geçirdim.
Saçlarımı da tarayıp hafif şekil verdikten sonra parfümümü sıktım ve nefes'in uyanması için olan suyu alıp odasına geçtim.

Tahmin ettiğim gibi fosur fosur camış gibi yatıyordu şerefsiz.
İlk güzelce uyandırmayı denedim
T: Nefes canım uyan hadi balım
Uyanmadı.
Biraz sarstım
T: Şşt lan uyan
Sonra bir buçuk litrelik suyun kapağını açıp yavaşça yüzüne boşaltmaya başladıktan sonra yataktan fırladı.
Ben şişeyi yere atıp kahkaha atarken o bana şapşal şapşal bakıyordu
O olayları kavrayana kadar sonunda kahkaham durmuştu
N: Şerefsiz! Böyle mi uyandırılır bir insan göt!
T: Bak altını çiziyorum insan uyandırılmaz sen insan mısın? Hayır.

Sinirle bana bakmaya başladı
N: Defol odamdan!
Ayağa kalktım ve piç bir şekilde gülüp
T: Hadi bir saate çıkarız
N: Yemeği nerde yiyeceğiz?
Güldüm. Bu kızın beyninde tek bulunan şey yemekti.
T: Topluca bir yere gideriz işte hadi sen hazırlan.
Kafa salladı ben de odadan çıkıp kendi odama girdim, bavul hazırlamaya başladım.

Nefes'ten

Şerefsiz Tahir sayesinde sırılsıklam olmuştum.
Üstümde ki ıslak şeyleri çıkarıp direk kirli sepetine attım, sonra güzelce duş alıp yüzüme maske falan yaptım.
Tekrar odama geçip üstüme iç çamaşırlarımı geçirdim, onun üstüne de sarı siyah çizgili şort tulumumu giydim. Siyah spor ayakkabılarımı da giyip saçımı taradım ve fular ile saçımı bağlayıp hafif bir makyaj yaptım. Odamı da toplayıp bavulumu alıp aşağıya indim.

Tahir benim geldiğimi anlayınca oynadığı telefondan başını kaldırıp yanıma geldi
T: Hazır mısın
N: Hayır.
T: Güzel ben de değilim hadi bakalım çıkalım
N: Hadi
Gülerek dışarıya çıktık Tahir kapıyı kilitledikten sonra elimde ki bavulu ona verdim
T: Kanka bu bavul niye bu kadar büyük? Alt tarafı bir hafta kalacağız şuna bak.
N: Of sus be salak
Gözlerini devirdi ve bahçe kapısını da kilitleyip arabanın önüne geldi bagajı açıp bavulları yerleştirdi, bizde arabaya bindik.
N: Kahvaltı!
T: Senin ben boğazına sıçayım tamam oğuz'gile mesaj attım gidiyoruz.
N: Oleeey
Diye sevindim bir çocuk edası ile
T: Ya seni yerim piç
Dedi ve uzanıp yanağımı öptü ben de güldüm, o da gülüp arabayı çalıştırdı.

Kahvaltı yapacağımız yere geldiğimizde arabadan inip restoranta giriş yaptık.
Girdiğimizde tek tük kişi vardı ve henüz bizimkiler gelmemişti, bizde uygun bir yere oturup bizimkileri beklemeye başladık.
N: Kanka uçak kaçta kalkıyor?
T: On buçuk
Kafa salladım ve aklıma gelen yemek ile sırıtıp Tahir'e döndüm
N: Benim canım kokoreç çekti ben kokoreç yiyeceğim.

Bana yan bir bakış atıp gözlerini devirdi
T: Saçma saçma konuşma Allah aşkına kahvaltıda kokoreç mi yenir lan?!
N: Niye yenmesin ki hayır niye yenmesin gayet de yenir bir kere.
T: Senin ben mideni sikim
N: Sus be salak
O sırada masamıza oturan Banu ve oğuz ile başımızı kaldırdık. En son ayrılardı bunlar
B-O: Selamlar
N: Barıştınız mı
Banu bana 'ciddi misin' bakışı atıp
B: Yok hâlâ küsüz.
Gözlerimi devirdim

Aradan bir beş dakika sonra Asiye de sonunda gelebilmişti
N: Sonunda geldin lan açım ben burda aç!
A: Sen ne zaman toksun ki ayı
Asiye'ye orta parmak çektikten sonra sürekli kovduğumuz yüzsüz garson da yanımıza geldi
G: Efendim ne arzu edersiniz?
B: Ben sucuklu omlet, küçük boy patates kızartması ve çay alayım
O: Aynısından
Garson onları not ederken Asiye de ordan cırladı
A: Ben ayvalık tost ve çay alayım
T: Ben iki tane haşlanmış yumurta ve espresso alayım.
P: Peki hanımefendi siz
N: Ben yarım porsiyon kokoreç, büyük boy patates kızartması, üç tane poğaça ve çay alayım.
Garson gittikten sonra tüm bakışlar bana çevrildi
N: Ne bakıyorsunuz ayı mı oynuyor amk
A: Kanka sabah kahvaltısında kokoreç yiyecek kadar ne yaşadın, anlatsana biraz.
N: Bu seni hiç alakadar etmez.
Tahir kahkaha atıp Asiye'yi onaylarken ben gözlerimi devirdim
B: Ya size ne kız istediğini yer lan

Avuç içime büyük bir öpücük kondurup banu'ya yolladım o da bana öpücük attı
Bir süre sonra sonunda yemekler geldi ve ben direk kokoreçe daldım. Normal insanlar çikolata krizine girer, ben kokoreç krizine.

Kahvaltımızı yaptıktan sonra hesabı Oğuz'a kitleyip kalktık.
Arabalara dağılıp havalimanına vardık, arabaları havalimanına bırakıp giriş yaptık.

Şuan uçağın kalkmasını bekliyorduk, ben ise sıkıntıdan bizimkileri bunaltıyordum.
N: Ya sıkıldım diyorum!
O: Lan banane! Git kocana söyle!
N: Tahir sıkıldım Tahir sıkıldım Tahir sıkıldım Tahir sıkıldım Tahir sıkıldım Tahir sıkıld-
Elleri ile ağzımı kapatıp sinirle bakmaya başladı
T: Kulak zarımı hamile bırakman gerekmiyor bir sus!
Kafamı silkeleyip onun elinden kurtuldum
N: Para ver gideyim şurdan bişeyler alayım
A: Abi kızda doyma gibi bir kavram yok
O: He mide mide değil de kara delik sanki

Herkes Oğuz'un dediğine gülerken ben ona sinirle bakıyordum
N: Sanane lan yavşak para ver Tahir
T: Sömürdün beni lan sö-mür-dün!
Cebinden yirmi lira alıp verdi ben de sevinç ile kalkıp geri geri yürüyerek konuşmaya başladım
N: Size de bişey alayım- AYH!
Geri geri giderken birden tam düşecekken birinin kucağına düştüm.
Cennet'den mi geldin yavrum bu ne yakışıklılık?
X: Dikkat edin
Diyip beni doğrulttu ve yan bir bakış atıp gitti
Ben ise daha tanımadığım bir adamın yakışıklılığına düşmüş bir vaziyette bizimkilerin yanına oturdum
A: Daha demin ne oldu lan?
B: Gerizekalı ya
N: Ya çocuk çok yakışıklıydı yaaa yiyeceğim
T: Gençler nefes yine imkansız bir aşka imza attı hayırlı uğurlu olsun.

Onlar kendi aralarında gülerken ben hâlâ o çocuğu düşünüyordum.

Sonunda uçağımıza binmiştik.
Ben cam kenarına, yanımda Tahir, tahir'in bir yanında Asiye ve arkamızda da Banu ve oğuz vardı.
N: Acaba ne yemek verecekler
T: Senin boğazını sikim
Tahir'e göz devirdim ve kulaklığımı bir onun kulağına, bir benim kulağıma takıp omzuna başımı koydum.

Sonunda Antalya'ya varmıştık. Uçaktan inip taksiye bindik ve ordan da kalacağımız otele geldik.
Otele giriş yaptığımızda Tahir ve oğuz resepsiyonda işleri halledip yanımıza geldi
T: Asiye istediğin gibi tek kalıyorsun kanka banu ve oğuz siz ikiniz biz de kardeşim ile aynı odadayız, odalarımız aynı katta.
N: E hadi çıkalım
Asansöre binip kalacağımız kata geldik ve herkes odalarına girip hazırlanmaya başladı.
N: İlk önce yemek yiyelim ondan sonra havuza gireriz.
Tahir gülüp kafa salladı ve banyoya girdi. Ben de onun girmesi ile üstüme mor bikinimi geçirip onun üstüne de sarı elbisemi giydim. Ayağıma da sandalet geçirip güneş gözlüğümü başıma taktım.
Tahir de banyodan çıktığında şort ve salaş bir tişört giymiş, ayağına da sandalet geçirip gözlük ile kombinini tamamlamıştı, cidden yakışıklı bir kardeşim var.
N: Ooo hacı yakıyorsun
T: Bana diyene bak seksi hatun.
Büyük bir kahkaha atıp tahir'in koluna girdim ve telefonumu elbisemin cebine koyup odadan çıktık.

Hepimiz açık büfede benim sayemde buluşmuştuk. Tabağımı alıp tam dolduracakken karşımda gördüğüm kişi ile tabak elimden düştü..

*
*
*
*
*
*
*

Arkadaşlar, bakın!
Bu kitap başlarda aşk kitabı değil kanka içeriği olan bir kitap!
Zaten kitabın adında bile 'kanka' kelimesi geçiyor değil mi?
Herkes sanıyor ki nefes ile Tahir birden bire birbirlerine aşık olacak.
Ama hayır, bir kaç bölüm sonra bir olay olacak ve o olaydan sonra yavaş yavaş birbirlerine aşık olacaklar.
Ha siz çok rahatsızlık duyuyorsanız bu durumdan yapacak bişey yok aklımda bölüm bölüm kurguladığım kitabımı değiştiremem.
Hadi görüşürüz.

KankAşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin