KankAşk

37. Bölüm

Nefes'ten

Burada mal mal birbirimize baktığımızı anlayınca geri çekildim ve yutkundum.
N: Lan ne yapıyon
T: Pardon?
N: Girmişsin dibime birde öküz, çık lan odamdan!
T: Şarj aleti?
Çekmeceyi açıp verdim.
N: Haydi git git haydi.

Tahir bana göz devirip kapıyı çarpıp çıktı bende yatağa oturup kalbimi tuttum ve nefes almaya çalışıyordum. Kendine gel gerizekalı kendine gel. Kendime azda olsa geldikten sonra bende aşağıya indim herkes beni bekliyordu. Tahir beni görünce gülümsedi, bende ona gülümsedim.

Ş: Cilveleşmeniz bittiyse buyurun sizi dışarı alalım.
S: Aynen
Ş: Sen sus be
S: Sabır!

Sonunda evden çıkabilmiş, arabayada kurulmuştuk. Selim'le şebnem arkada ben de Tahir'in yanında oturuyordum. Birbirimize neden kaçak bakışlar attığımızı bilmiyordum ama atıyorduk işte. Allahım ben bunları en son lisede berkecan ile yapıyordum! Kendime acilen gelmem lazım ama gelemiyordum. Tâ ki kolum acıyana kadar.

N: Laaaan noluyor?
Ş: Sabahtan beri Nefes Nefes Nefes diye diye nefesim tükendi gerizekalı!
N: He ne var?
Ş: Kahvaltıdan sonra teyzoşumun yanına gidek mi? Valla özlemişim.
N: Hayır
Ş: Tamam gidiyoruz.

Gözlerimi devirdim. Ve kendi kendime söylenirken kafamı tahire çevirdiğimde hâlâ bana baktığını gördüm. Biz bakışırken birden korno sesinin bizi sarsması ile kendimize geldik.

S: Lan sokacam bakışmanıza kendinize gelin!
Ş: Şu kalasa katılacağım aklıma gelmezdi ama önünüze bakın! Koskoca şebnem gürsoy iki aptal aşık yüzünden öldü dedirtmem!
N: İki aptal aşık?
T: Evet iki aptal aşık.

Diyip göz kırptı. Bende ona göz devirip cama doğru dönünce gülümsedim. Ayyyy ne kadar güzel bir gün kuşlar, cıvıltılar, insanlar...
S: Lan şurada kaza mı olmuş?
T: Geçmiş olsun ne diyelim, geldik.

Tahir arabayı park edince bizde indik. Sonunda içeri girip oturabilmiştik. Vallaha kurt gibi acıktım. Şebnem yanıma, Tahir benim karşıma, selimde onun yanındaydı.

S: Ne yiyeceksiniz?
Ş: Sanane be?!
S: Nefes ve Tahiri kastettim sayın ukela.
T: Ben ayvalık tost ve çay alırım.
S: Tamam bende ondan alırım o zaman.
Ş: Niye senin göbek bağın tahire mi bağlı?
S: Her şeye bir atlamasan olmuyor değil mi?
N: Gençler garson geldi susun yaw
G: Ne arzu etmiştiniz?
T: Ayvalık tost ve çay
S: Aynısından.
Ş: Yumurta salatası
N: Şimdi garson abi ben başta bir sucuklu yumurta alayım. Sonra üç tane poğaça, iki tane simit, bir buçuk açma börek. Arkasından kakaolu kek. Ton balıklı salata ve patates kızartmasını da unutmamak lazım. Ha birde içli köfte de istiyorum. İçecek olarakta diyet kola.
G: Tamam, siparişleriniz hemen geliyor.

Garson gittikten sonra selim ve şebnemin garip bakışlarına marus kaldım.
N: Noluyor be?
S: Nefes bu yiyeceklerin hepsi o küçücük mideye nasıl sığıyor?
N: Allah'ın lütfu işte.
Ş: Öküz her zaman öküz işte biz küçükken abur cubur partisi yapardık herkes oyun oynardı nefes yemek yerdi.
N: Kes be
S: Neyse afiyet olsun.

Güzelce kahvaltımızı yaptıktan sonra sohbet ederken tahirin telefonu çaldı. Telefon önümde durduğu için dilay yazını gördüm. Görmez olaydım. Kan beynime sıçradı sanki. Telefonu açıp kalkıp dışarı çıktı. Lan bu niye dışarı çıktı şimdi? Birkaç dakika bekledim ama gelmedi.Hemen arkasından gittim. Tam dışarı çıktım burnum sert bir şeye çarptı. Evet dostlar. Bu tahir. Şimdi ayıkla bulgurun taşını.

T: Nefes?
N: Hı
T: Sen benim yanıma mı geliyordun?
N: Yoo
T: O zaman dışarı çıkma amacını sorabilir miyim?
N: Soramazsın!
Diyip içeri girdim. Hemen çantamı alıp içinden para çıkarıp masaya koydum.
N: Şebnem hadi anneme gidelim
Ş: Tamam da nolu-
N: Şebnem hadi!