4- İntihar mı, Cinayet mi?

45 6 1
                                    

Multi: Doğan ve Bishop Briggs River

Sabah akşam uyuyordum artık. Başımın ağrısıyla beni birisi dürtüklemeye başlamıştı.

"Ne var?" Seslerin gürültüsünden hala barda olduğumu anlayabiliyordum.

"Nick seni yanına çağırıyor!" Dedi Özgür tepemdeydi.

"Siktir git!" Kollarımdan tutarak ayağa kaldırdığında bir bardak buz gibi soğuk suyu yavaşça tepemden döktü. Öyle ağır bir şeydi ki sanki tonlarca yük kafamdan bastırıyordu. Hiçbir şey söyleyemedim ve ardından Özgür'ün ağzına bir yumruk çakmıştım. Çekesini tutarak kalktı ve.

"Güzel, kendine geldiğine göre Nick seni bekliyor!" Dağılmış saçlarımı geriye atarak tekrardan at kuyruğu yaptım.

"Ne o artık sekreterleriyle mi haber yolluyor?" Gözlerini yukarı kaldırmıştı.

"Onun sekreteri gibi mi duruyorum?" Yutkunduğumda aynadan gözlerimi alarak tamamen Özgür'e dönmüştüm.

"Erkeklerden hoşlanmaya başladıysa..."

"Komikmiş!" Diyip yanımdan kalktığında üstümü başımı kontrol ederek bende arkasından çıkmıştım. Bardan ayrıldığımda kulağımda hala baslar çalıyordu. Normalde alışık olduğum bir şeydi fakat şuan çok rahatsız etmişti.

"Poul!" Nick'in şoförü gelmişti. Aynı zamanda da eski sevgilim. Onunla birbirimizi gerçekten sevmiştik. Nijeryalı bir siyahiydi. O da en başından beri Nick'le birlikte Türkiye'deydi.

Arka kapıyı bana açtığında içeride Nick'in olmasından çok korkmuştum.

Ona doğru yaklaşarak boş arabaya baktım ve ardından elimi onun tuttuğu kulbun üzerine koydum. Yüzünü incelemiştim. Uzun süredir görmüyordum onu. Benim yüzümden yanağından başlayıp boynuna kadar süren yara izine baktım. Sonra buğulu gözlerine...

Nick'le birlikteyken aynı zamanda da Poul ile çıkıyorduk. Çünkü eğer ondan ayrılmak istediğimi söylesem beni öldürürdü ama onu sevmiştim. O zaman hem Poul olduğu için güzeldi hem de korkutucuydu. Ve ona karşı çok büyük bir suçluluk duyuyordum.

Nick her şeyi öğrendiğinde beni tavrıyla ve konuşmalarıyla psikolojime zarar verirken ona da vücudunda bazı izler bırakmıştı. Kovmamıştı çünkü o doğduğundan beri birlikte olduğu arkadaşıydı. Bir şans daha tanımış olmalı.

"Arabaya bin Nick seni bekliyor!" Yüzünü benden çevirmişti. Arka koltuğa kalbimde bir kazıkla oturdum ve onun da yerine geçmesini bekledim.

Hızlı ve sessiz bir yolculuğun sonlarına yaklaşırken konuştum.

"Her şey için çok özür dilerim!" Dedim ona bir kez daha.

"Artık dileme!" Dediğinde aynadan bana bakıyordu. 

"Sana karşı hislerim gerçekti Poul, bunu bil, asla seni kullanmadım!" Ona ne hissettiğimi bilmiyordum ama değer verdiğime emindim. Başını hafif hafif sallamıştı sadece.

"Kendini Nick'e bulaştırmamalıydın Karmen!" Anlayamayarak ona baktım. Ardından devam etti.

"Ona vücudunu sunmamalıydın!" Gözlerim dolmuştu. Sanırım haklıydı, dudaklarım titremeye başladığında ısırmıştım.

Benim hatam mıydı? Onda gerçek bir centilmenlik görmüştüm ve bana o dönem o kadar çok yardım etmişti ki. Sadece ona güvenmiştim.

Yolun sonuna geldiğimizde kapımı kendim açarak binaya girdim.

KARMEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin