6- Misafir

37 3 5
                                    

Multi: Özgür ve Lana Del Rey Born To Die

Tekrar çarşı mevkiye dönünce biraz daha rahatlamıştım. Nick'in yanına gidersem bana planı anlatacaktı ama ben bunu istemiyordum. Onun yerine Özgür'ü aramıştım.

"Hakan'ın evinde senin numaranın yazdığı bir kağıt buldum!" Gerginliğini telefondan da olsa hissedebilmiştim.

"Hattı kır, hattı at çöpe Özgür!"

"Tamam yaptım zaten bunu.. Da sen nasıl girdin onun evine?" Derin bir nefes alarak önünden geçtiğim kafenin içine girmiş ve dışarı doğru cama yakın tarafına oturmuştum.

"Polislerle girdim!" Şaşkınlığı katlanmıştı.

"Ya yuh.. Nasıl?"

"Boşver şimdi sonra anlatırım ben sana!"

"Tamam baybay!" Telefonu kapatarak kendime bir kahve söylemiştim. Telefonumu açarak kız kardeşim Serenay'ı aramıştım.

"Nasılsın abla?" Antalya'da Üniversitede hukuk bölümünde okuyordu. O dönem yaşadığımız bir kaza yüzünden giriştiğim bu sektör tamamen onun geleceği ve mutluluğu içindi. Annemiz kanserdi ama onu da geçen sene kaybedince geriye bir tek Serenay kalmıştı.

"İyim canım sen nasılsın?"

"İyim abla aynı, görüşemiyoruz bayadır çok özledim seni bu yazın gelmek istiyorum!"

"Hayır!.. Gelme bu yaz. Çünkü ben de İstanbul'da olmayacağım. Sürekli iş seyahatleri olacak, yine görüşemeyeceğiz. Sen onun yerine Antalya'da bir iş bul ben senin yanına uğrarım olur mu?" Çok soru soracakmış gibi bir hali vardı bu yüzden kısa kesmem gerektiği için onun daha başlayamadığı lafını keserek devam ettim.

"Serenay şimdi benim gitmem lazım Mola vaktim doluyor sonra konuşalım olur mu?"

"Olur, zaten hiç konuşamadık!" Dediğinde telefonu kapatmıştım. Olsun yani sesini duyunca yetiyor bana.

Saate baktım, yapacak bir şeyim yoktu, kahvemin parasını ödeyerek çıktım. Daireme gittim ve düşüncelerle aldığım şarj aletini bilgisayarıma taktım. Her şey çok sarpa sarmaya başlamıştı.

Uzun zamandır okumak istediğim fakat bir türlü başlayamadığım Beyaz Geceler kitabını alarak yatağıma oturmuştum.

Zaman Nasıl geçti anlayamadan başladığım ince kitabı soluksuz okuyarak bitirmiştim. Gerçekten de yanlış kişilere duyulan sevgi böyle mi oluyordu? Birden Nick'i düşündüm. Sonra anlayamadığım bir şekilde aklıma polis gelmişti. Olanaksız düşüncelerimden sıyrılarak yataktan kalkmıştım.

Siyah büstiyerimi gitmiş üstüne siyah tüllü badiyi geçirmiştim ve de kahverengi bol deri ceketimle altıma yırtık pantolon giymiştim. Saçlarımı biraz düzleştiricide çektikten sonra yandan asma büyük çantamı takmış ve bara gitmek için yola koyulmuştum.

Tam bindan çıktığımda gelen mesaja baktım. Nick'tendi tabii ki. Aramaya tenezzül bile etmez her zaman olduğu gibi yine yanına çağırırdı.

Bara gittiğimi artık dönemeyeceğimi yazdığımda yalan söylemiştim. Sadece onun yanına gitmek istemedim.

Barlar sokağında her akşam olduğu gibi ilerlerken bizimkine girdim.

İçeride tanındık bir yüz vardı ve pistte şarkı söylüyordu. Daha kimse olmadığı için prova yaptığı kesindi.

"Bu kim ya?" Dediğimde içerideki bir garsona, gözlerimi de şarkı söyleyen adama çevirmiştim.

KARMEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin