15- Hastane

6 0 0
                                    


Timuçin

Sedyede yatan Karmen'e doğru yaklaştığımda bir kadın beni oradan ittirmişti.

"Bırak!" Bağırdığımda kadın beni tutamamış ve başka insanlar da çekiştirmeye başlamışlardı.

"Bırakın beni!!" Karmen'in yanına gitmek ve ona sarılmak istiyordum! 'Ben buradayım demek!'

Beni dışarıya çıkarttıklarına titreyen dudaklarıma ve perişan halime aldırmaksızın olduğum yerde ağlamaya başlamıştım.

Böyle olmak zorunda değildi. İki sevdiğim insanı birden kaybetme korkusu yaşamak zorunda değildim. Böyle olmamalıydı. Dışarıda biraz nefes aldıktan sonra beni boğan gömlekten birkaç düğme daha açmıştım.

Arabaya gidip telefonu almak tamamen aklımdan çıkmıştı. Ne yapacağımı bilmediğim bir şekilde öylece etrafta dolanmaya başlamıştım. Şuan bana destek çıkacak tek bir kişi bile yoktu yanımda ve alabileceğim en ufak bir haberle bile tamamen yıkılabilirdim.

Cebimden Karmen'in bandanasını çıkarmıştım. Bana at dediği şeydi. Onu görünce ağlamam hiddetlenmiş ve olduğum yerde köşeye çökmüştüm.

Bir araba geldiğinde acile girmişti. İçinden siyah takım elbiseli iki kişi ve bir de gri takım elbiseli bir kişi çıkmıştı. İçeriye ilerleyince şüphelenerek ayağa kalkmaya çalışmış ve nereye gittiğine bakmak için ilerlemiştim.

Karmen'in olduğu tarafa yürümüş ve konuştuğu kişiye bir kart uzatmıştı. Ardından da oradan çıkmak için dönüyordu ki ben de içeri dönmeye yeltenince köşeye çarpışmıştık. Cebimde tam durmamış olan bandana yere düşünce adam bir yerdeki şeye bir de bana bakmıştı.

Eğilip aldığında bir süre bakmış ve bana sormuştu.

"Bunu nereden buldunuz?" Bir süre gözlerime baktıktan sonra bir şeyler anlamış gibi kafasını sallamaya başlamış ve yanındaki adama bakmıştı. Bandanayı bana uzattığında almış ve oradan çıkmasını izlemiştim.

Güvenlik yanıma geldiğinde o konuşmadan ben konuştum.

"Sorun çıkartmayacağım, gerçekten. Yemin ederim bak orada oturacağım!" Dediğimde gösterdiğim koltuğa doğru ilerlemeye başlamıştım.

Üzerinde Karmen'in olduğu sedye hızla taşınırken ben de arkalarından koşturmaya başlamıştım. Tekrar ameliyathane kapısının önünde kalınca orada oturarak beklemeye başlamıştım.

Arada ağlıyor arada öyle donup kalıyordum. Gözyaşlarım kuruduğunda ve ne kadar zaman geçtiğini anlamak için kalktığımda gördüğüm birini durdurmuştum.

"Saat kaç acaba?"

"7.48" Telefonuna bakıp cevap vermişti. Karmen tam altı saattir ameliyattaydı ve kimse çıkmamıştı. Kendimi her an bayılacak gibi hissediyordum. Sonunda sağlık görevlileri yavaş yavaş çıkmaya başladıklarında son bir güçlükle birden ayağa kalkmıştım.

"Nasıl geçti?" Diye birden atladığımda doktorun gözündeki yorgunluğunu görebiliyordum.

"Çok zorlu bir ameliyattı. Bıçak iç organlarını parçalamış ve sinirlere yaklaşmış..!"

"Hayati tehlike?"

"Atlattı diyebiliriz ama kesin bir şey yok. İki gün yoğun bakımda tutacağız. Hastanın nesi oluyorsunuz?"

"Arkadaşıyım." Dediğimde başıyla onayladı.

"Anladım! Aileden biri geldiğinde üstünden çıkan telefonu almalarını söylerseniz sevinirim."

KARMEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin