13- Dönüş

6 0 0
                                    



Artık dönme zamanıydı uyandığım gibi siyah yırtık pantolonumu ve sporcu sütyenimin üstüne gri salaş kalın askı atletimi giymiştim. Eskitme model atletim en sevdiğimdi. Kemerimi bağladım, spor ayakkabılarımı giydim , bileklik ve kolyelerimi taktıktan sonra saçlarımı da salarak aynada son kez kendime baktım.

Küçük bavulumun da son parçasını içine koyarak kapatmıştım. Bir tane de sırt çantamı bir araya koyarak gitme saatim gelene kadar kahvaltı bile etmeye inmeden bekleme kararıyla yatağıma oturdum.

Kapı çalınmıştı. Timuçin'in olması umuduyla heyecanla ayağa kalkmıştım. Ardından odanın içinde biraz döndüm ve derin bir nefes vererek kapıyı açtım.

Karşımda Özgür'ü görünce heyecanım anında sönmüş ve yok olmuştu.

"Ne oldu?" Dediğinde kaşlarımı çattım.

"Sana ne oldu?" Demiştim.

"Niye geldin?" Diye de ekleyerek uyuşturucu paketi olan çekmeceyi açarak paketi elime aldım.

"Lan!" Diyerek bir elimdekine bir de bana bakmıştı.

"Sana ne oldu?" Derin bir nefes vermiş ve geçen diyalogdan dolayı istemsizce kafamı yukarı kaldırarak kahkaha atmıştım.

"Nerden buldun onu!" Derin bir nefes vererek kapatmadığı kapıyı kapattım ve konuştum.

"Bir yerden bulmadım bir paket fazlaydı ve sakladım bundan sonra yok etme veya geri götürme sırası sende!" Dediğimde dudaklarını aşağı kıvırarak başıyla onayladı.

"Ee sen ne diyecektin?"

"Ben sana bir şey söylemek için geldim. Yani senin karar vermen için..." Kaşlarımı çatarak ona baktım. Bakışımdan hemen söylemesi gerektiğini anlamış ve konuşmaya başlamıştı.

"Konu Engin! Dün akşam olanlardan haberim var ve bu sabah Engin kaçmak için hazırlanıyor. Sana ne yaptı tam olarak bilmiyorum ama Nick'le söylediğine göre haketmiştir. Bu yüzden gitmesini engellemek isteyebilirsin diye düşündüm!" Kaşlarımı kaldırmıştım. Onu bu durumda görmek hoşuma gitmişti istemsizce.

"Nerde şuan?"

"Odada!" Başımla onaylayarak odamdan çıktım ve onun odasına ilerledim. Kapıyı çaldığımda açmış ve beni görünce kapatacakken hemen ayağımı sokmuştum.

"Nereye gidiyorsun bakalım?" Derin bir nefes vererek kapıyı açtığında içeri girmiştim. Ardından toplu eşyalarına baktım.

"Ölmek için henüz erken olduğunu düşünüyorum!" Demiş ve bana sırtını dönmüştü.

"İnsanlar yaptıkları hataların cezalarını çekerler Engin!" Durup bana dönmüştü.

"Bu kadar ağır bir cezayı bana kim veriyor! Adalet mi?" Dediğinde ona doğru bir adım atmıştım.

"Ben veriyorum ve benim canım istediği sürece gittiğin her yerde seni buluruz. Ama benden özür dilersen her şey farklı olur!" Kaşlarını düşürmüştü. Derin bir nefes alarak bana yaklaştı. Onun özürüyle kalbimin yumuşamasını ve ona iyilik yapmayı istiyordum çünkü Timuçin böyle demişti ve onu düşünüyordum.

"Gerçekten çok pişmanım özür dilerim." Dediğinde derin bir nefes vermiştim. Hala iyi hissetmiyordum. Hala onun ölmesini istiyordum ve gözlerimi yumarak sadece Timuçin'i ve nadir de olsa güzel anları düşündüm.

"Engin... Gerçekten seni seviyor ve saygı duyuyordum!" Ona bir adım yaklaşarak yutkundum.

"İyi arkadaşız diye düşünüyordum ve bana bu şekilde davrananın onun hakkında iyi şeyler düşündüğüm biri olması beni çok sinirlendirdi!" Başıyla onaylamıştı beni.

KARMEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin