16- Uyanış

4 0 0
                                    


Timuçin

Aradan yaklaşık on gün geçmişti ve ikisi de birer gün arayla normal odaya geçmişlerdi. Hala ani riskler oluyor ve her an dehşetle geçiyordu. Henüz ikisi de uyanmamıştı ve ben hala yakınlarından birilerini aramayı cesaret bile edememiştim.

Tek aratabilmişim kişi karakoldaki amirdi. Ona haber vermiştim sadece. Şimdi ise yan yana olması için yalvardığım odalarında sırayla refakatçılık yapıyordum.

Doğan için bir arkadaşımız geldiğinde bir gece tamamen Karmen'in yanında beklemiştim fakat. Arkadaşımız gittiği zaman yarım saatte bir dönüyordum.

Doğan için ara sıra gelseler dahi Karmen'e kimse gelmemişti. Bu beni biraz düşündürse de hiç kimseye bir şey demedim. 

Artık ailesini arama zamanı gelmişti. O da uyanınca onları yanında görmek isterdi. Annesini arayarak Doğan'ın hayati tehlikesi olmadığını ve küçük bir kaza geçirdiğini söyleyerek buraya davet etmiştim. Büyük bir telaşlanmayı telefondan dahi hissetsem de bir şey demememiş ve telefonu kapatmıştım.

Önümdeki tosta bakmış ve ardından ya yatakta yatan Karmen'e. Aklımda Doğan da vardı.

Tostumdan bir ısırık almış ve yutmaya çalışıyordum. Ardından tostumu da alarak Doğan'ın yanına gidip kapıdan bakmıştım. Ardından tekrar Karmen'in yanına. Bir o odaya bir bu odaya gidiyordum.

Önlüksüz olan doktor beni kapıda görünce konuşmuştu

"Nasılsın?" Kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Şükrediyorum sadece!" Kadın elini omzuma koyduğunda konuştu.

"Mesaim bitti bu yüzden arkadaşlarından birinde bir süre bekleyebilirim!" Dediğinde kaşlarımı çattım. 

"Gerek yok, ikisine de bakarım ben!" Dediğimde kafasını kaşımıştı.

"İşim yok!" Bir süre düşünmüştüm. Doğan'ın doktoruydu zaten ve biraz beklese bir şey olsa bile müdahale edebilecek düzeydeydi ve bunu Doğan için kabul edebilirdim.

"Emin misiniz. Mesainiz bitince de burada mı olmak istiyorsunuz?"

"Herkesin evinde sorunları olabilir!" Dediğinde Doğan'ın odasına girmiş ve tekli koltuğa soğukkanlılıkla oturduğunda ona doğru bakmıştı.

"Ben yan taraftayım! Lütfen en ufak kıpırdanmasından bile haberdar olmak istiyorum!" Başıyla onayladığında ona teşekkür ederek çıkmıştım.

Karmen'in yanına girince masanın üzerinde duran telefonunu alıp ilk defa açmıştım. Şifresiz telefonundan rehberdeki numaralara baktım.

Bu telefon bana bütün bu uyuşturucu vakasının bitmesini sağlayabilirdi. Fakat bu Karmen'i de kaybetmek demekti. Bir an kopyalamak istesem de ardından hemen bu düşüncemden vazgeçerek telefonu aldığım yere koymuştum.

Ayağa kalkarak elimi anlına götürdüm. Ardından da elimi hafifçe yanaklarında gezdirdikten sonra yatağının yanında çökerek yüzünü incelemiştim. Bu şekilde tepkisizce yatması beni paramparça ediyordu.

Bu aşamaya gelene kadar aklımı kaybedecek gibi olmuştum. Ama şimdi onlar biraz daha iyiyken ben de iyiydim. İşaret parmağımla hafif hafif yanağını okşadığımda bir an kıpırdanmıştı. Sessizce ve heyecanla onu bekliyor ve uyanması için dua ediyordum. Elim elinin üzerindeydi ve kıpırdanmasıyla elimi de hafifçe sıkmıştı.

Gözlerini hafifçe araladığında sessizce fısıldamıştım.

"Çok şükür!" Hızlıca kafasının üzerinde duran düğmeye basmıştım. Uyandığı için doktorların gelmesi gerekiyordu.

KARMEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin