Eylül bir hafta Mert'ten uzak durmayı başardı. Sadece akşam tedavi saatlerinde birkaç kelime konuşuyorlardı fakat gün içinde onun ne yaptığını deli gibi merak ediyordu. Hastane dedikoduları ile gününü dolduruyordu. Sıkıntısını önlemek için her gün farklı bir hayat hikayesinin peşinden koşmaya başlamıştı. İnsanların hayatlarını uzaktan izlediği için vicdan azabı çekiyordu fakat yapacak daha iyi bir şeyi yoktu. Oysa Mert'in yanındayken her dakikası doluydu.
Genç adamın yine bitmek bilmez partilerine başladığı gözlerinin altında oluşan mor halkalardan belliydi. İçten içe müdahale etmek istese de bir daha yakınlaşmamayı başarmıştı.
Eylül'ün sıkıntıyla yoğun bakımda oturduğu bir gün odaya babası girdi. Genç kız ne yapacağını bilemez halde ayağa fırladı ve babasını izlemeye başladı. Yaşlı adam ayık görünüyordu. Usulca yatağın yanına yaklaştı ve Eylül'ün parmak uçlarına dokundu.
-Kızım...
Eylül duyduğu kelime ile sarsıldı.
-Uyan artık. Her şey için özür dilerim, size iyi bir baba olamadığım için affet beni. Bak Nazlıcan'ı bile almadım yanıma, sen uyan ikiniz gelin diye.
Mert'in odaya dalması ile yaşlı adam hemen elini çekti.
-Hoş geldiniz.
-Hoş bulduk doktor bey. Bir gelişme var mı diye sormaya geldim.
-Yok, olursa sizi bilgilendireceğiz.
Mert yaşlı adamın odadan çıkmaya hazırlandığını fark ettiğinde kendini tutamadı.
-Sinan'ın yerini biliyor musunuz?
Yaşlı adam şaşkın görünmeyi başardı.
-Kızımın nişanlısı mı?
Mert derin bir soluk aldı ve öfkeli gözlerini yaşlı adama dikti.
-Bunu ona Sinan'ın yaptığını biliyorsunuz.
-Sinan yapmaz. Eylül'ü çok seviyordu, o da perişan oldu.
-O zaman neden saklanıyor.
-Kendinden bileceklerini sanıyor.
Mert artık tahammül edemiyordu.
-Kendinizi kandırmaya devam edin öyleyse. Eninde sonunda bulunacak Sinan.
Yaşlı adamın odadan çıkmaya hazırlandığını görünce devam etti.
-O gece ikisini gördüm, Eylül'ün vurulduğu gün tartıştıklarını gördüm. Ya yanılıyorsanız, ya kızınızın burada yatmasına sebep olan adam oysa?
Yaşlı adam bir an duraksadıktan sonra odadan çıktı. Mert Eylül'e döndüğünde genç kızın ne kadar sarsılmış olduğunu fark etti. Onu teselli edebilecek sözler söylemeyi çok isterdi fakat söylediği hangi cümle gerçekleri değiştirebilir, Eylül'ü geri getirebilirdi. Ağzını açmak üzereyken Eylül kısa bir el hareketi ile onu durdurdu.
-Lütfen Mert, babam hakkında konuşmak istemiyorum.
Genç kız hayatı boyunca ilk defa babasının kendisine bu kadar şefkatli davrandığını görmüştü. Nasıl Mert'e anlatırdı bu kabullenişi. Nasıl anlatırdı babasının Sinan'ın yerini söylememesini kabullendiğini. Babasının usulca dilediği özrün ağırlığı yüreğindeyken Mert'in onun hakkında kötü konuşmasını nasıl kaldırabilirdi.
Genç kız kendi düşüncelerinde boğulurken Mert'in gözlerindeki anlayışı fark edemedi fakat onun sesiyle daldığı düşüncelerden sıyrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHUNA TUTSAK
RomanceHayata dair tüm zevkleri kadınların bedeninde tadan bir erkek, bir kadının ruhuna aşık olursa yaptıklarının bedelini imkansız ve acı bir aşkla mı öder? Dokunamadığı, belki hiç sarılamayacağı kadına aşık olmaktı Mert'in sınavı.