Eylül sinirle arabayı durdurup eve yönelen Mert'in arkasından süzüldü üzüntüyle. Son yarım saattir tekrar kendisini görmezden geliyordu.
-Mert, cevap verir misin?
Mert yöneldiği salondan sinirle döndü. Sakinleşmeye çalışır gibi elleri saçlarının arasında dolaşıyordu. Eylül onu daha önce hiç bu kadar sinirli görmemişti.
-Ne yaptım şimdi yine?
-Bir de soruyor musun Eylül! Ne demek yalan söyledim, nasıl gönderirsin o gün beni yanından!
-Mert, anlattım sana. Eğer söylemeseydim seni de vuracaktı.
Mert sinirle Eylül'ü alkışlamaya başladı.
-Bravo! Sen de sadece kendi beynini dağıtmasına izin verdin değil mi? Bana baksana sen, gel bak şöyle yakından!
Bu sırada Eylül'ün dibine kadar girmişti.
-Ben de o serseriye pabuç bırakacak göz var mı? İşe yaradı mı şimdi Jean d'arclığın!
Eylül artık onun son derece ciddi olduğunu anlamıştı. Sessiz kalmaya çalıştı.
-Bir süre yalnız kalmak istiyorum!
Mert'in kendisine içki doldurduğunu gören Eylül bir hüzün bulutu gibi üst kata süzüldü. Bu evde kendisini en çok ait hissettiği odaya yöneldi. Düşününce belki de hatalı davrandığını kabul ediyordu. Acaba Mert onu durdurabilir miydi? Fakat Sinan'ın bunu yapabileceğine hiç ihtimal vermemişti. Asıl Mert kalırsa işler daha da kötüleşir, zarar verir diye göndermişti onu.
Üzerine minik çiçeklerin işlenmiş olduğu örtü serili yatağın üzerine ilişti usulca. Ona zaman vermeliydi, sakinleşince tekrar konuşmayı deneyecekti. Maalesef olanların önüne geçme yada geçmişe geri dönme şansı yoktu. Güçlü olmalıydı.
Odadaki havanın aniden değişmesi ile dikkat kesildi. Hayatında yaşadığı en unutulmaz anı yaşayacağından habersizdi. Saçlarının okşanması ile gözlerini kapattı. Gerçekten hissediyordu. Sonra aniden yanına oturan kadını fark etti. Bu öyle bir andı ki, içinde en ufak korku yoktu. Beyazlar içindeki kadından gözlerini alamıyordu. Bu odadaki resimlerde gördüğü kadındı ve kendisine sevgi dolu gülümsemesi ile bakıyordu.
-Merhaba güzel kızım.
-Siz?!
-Ben Ayla, Mert'in annesiyim. Lütfen korkma.
-Hayır, hayır. Korkmuyorum. Sadece nasıl olur?
-Bu alemde her şey mümkün kızım.
-Siz de benim gibi misiniz?
-Hayır güzel kızım, biz bu dünyayı tamamen terk edenlerdeniz.
-Ben, buraya bağlı kaldım.
-Çünkü henüz vaktin gelmedi.
-Sizin gibi başkaları da var mı?
-Özellikle bir kişi var, fakat sakin olman için önce ben geldim. Sakin olacağına söz verirsen birisi seni görmek istiyor.
Eylül şaşkınlık içinde sadece kafasını sallayabildi.
Yanı başında beliren beyazlar içindeki varlığa dönmesiyle önce dili tutuldu. Kendine geldiğinde çoktan annesinin kucağındaydı.
-Annem!
-Kızım, yavrum, birtanem!
Eylül annesine sarılırken onun sıcak tenini, kokusunu adeta hissedebiliyordu fakat bu çok daha farklıydı. Özlem dolu iki ruhun kavuşması, dünyada yaşadığı hiçbir kavuşmaya benzemiyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/165688452-288-k613376.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHUNA TUTSAK
RomanceHayata dair tüm zevkleri kadınların bedeninde tadan bir erkek, bir kadının ruhuna aşık olursa yaptıklarının bedelini imkansız ve acı bir aşkla mı öder? Dokunamadığı, belki hiç sarılamayacağı kadına aşık olmaktı Mert'in sınavı.