6 AY ÖNCE
-Kzılar, kızlar, kızlaarrrr! Mert Doruk kadro açmış, bu yıl stajer alacakmış.
Genç kız koşarak kendilerine doğru gelen İpek'in yol açacağı hasarı önceden sezebildiği için elindeki karton bardağı danışma masasının üzerine bıraktı ve onu yavaşlatmak için kollarını açtı.
-Dur bir saniye İpek, bir sakin ol gözünü seveyim!
-Ne sakini Eylül ya, duymadın mı beni. Mert diyorum, Mert Doruk. Stajer kabul edecekmiş!
-E tamam, etsin ne var ki bunda.
-Kızım manyak mısın? Bölümün önünde şimdiden kuyruk oluşmuş. Acilen araya kaynamamız lazım!
-İpek, bugüne kadar Beyin Cerrahisine ilgi duyduğunu hiç düşünmemiştim. Hatta zor olduğunu savunurdun. Nereden çıktı şimdi bu?
-Kızım adam neredeyse hiç stajer kabul etmiyor, kabul ettikleri de çok çok çok iyi yerlere geliyor. Bu fırsat kaçar mı?
Diğer kızlarda da başlayan hareketlilik üzerine Eylül şaşkın bakışlarını onlara çevirdi. Sadece Elif onun kadar sakin ve anlamaz gözlerle etrafını izliyordu.
İkisinin de şaşkınlığı İpek'in devam eden cümlesi ile arttı.
-Ayrıca neredeyse iki ay Mert Doruk ile aynı havayı soluyacağını düşünsene. Bak yan yana demiyorum, ayyy! Aynı havayı solumak bile yeter. Adam resmen yürüyen karizma!
Elif dayanamayarak lafa girdi.
-Yürüyen Kazanova desek daha doğru olur İpekcim.
Eylül artık gülümsemesini bastıramıyordu ve cümleye devam etti.
-Ayrıca hastanenin sahibi, karun kadar zengin, her genç kızın rüyası falan filan! Şimdi anladım nereden geliyor bu ilgi!
İpek pek bozulmuşa benzemiyordu doğrusu.
-Eh orası da öyle! Sahi siz ne anlarsınız ki aşktan.
Diğer kızların yanlarından ayrılması ile Eylül ve Elif sıkıntıyla iç çekti. İlk konuşan Elif oldu.
-Başvuracak mısın canım?
-Tabi ki hayır canım. Zaten zar zor vakit ayırabiliyorum, bir bitseydi fakülte.
-Hala kararlı mısın, uzmanlığı istemediğine?
-İstiyorum, istiyorum canım fakat durumları sen de biliyorsun. Daha fazla oyalanamam, babam iyice çığırından çıktı. Bir an önce bir düzen kurup Nazlıcan'ı o evden çıkartmalıyım. Kaldı bir buçuk yıl. Bir de internliği atlatsaydım.
-Eylül, gelin bizimle kalın artık. Çekmek zorunda değilsin bu hayatı.
Eylül'ün içi bir kez daha huzursuzlukla doldu. Babasını onca yaptığı hataya rağmen her gün affetmek için kendince bir sebep buluyor, içindeki küçük kız çocuğu koşup ona sığınmak istiyordu. Bir kez daha konuyu değiştirmeye çalıştı, kendi düşünceleri her neyse, babasının hataları yüzünden en yakın arkadaşı da olsa başka birisi tarafından eleştirilmesini hala kaldıramıyordu.
-Her şey düzelecek, eminim. Her şey çok güzel olacak.
Çalan telefonun konuşmalarını bölmesine sevinmişti Eylül. Koşarak acile girdiğinde son bir aydır stajına devam ettiği bölümün en sevdiği bölüm olduğuna karar vermişti. Diğer bölümlerin aksine Acil Servis'te bir hastanın her şeyiyle yakından ilgilenebiliyor, kendisini daha fazla doktor olarak görüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHUNA TUTSAK
Storie d'amoreHayata dair tüm zevkleri kadınların bedeninde tadan bir erkek, bir kadının ruhuna aşık olursa yaptıklarının bedelini imkansız ve acı bir aşkla mı öder? Dokunamadığı, belki hiç sarılamayacağı kadına aşık olmaktı Mert'in sınavı.